Vergi yargısında dava
süreleri
İdari yargıda dava açma süreleri, hem
kişilerin hak arama özgürlüklerinin kullanımı hem de
idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunun denetimi
açısından son derece önemli bir konudur. Kişiler için
önemlidir, çünkü bu süreler hak düşürücü sürelerdir. Süreyi
kaçıran, dava hakkını kaybeder. Bu arada idare de yargısal
denetimden kurtulmuş olur.
Bize gelen sorularda dava açma sürelerine ilişkin olanların
sayısı az değil. Süre sonuna yakın gelen sorulara, usulden
olmamakla birlikte, okurlarımızın hak kaybına uğramaması
için elektronik postayla yanıt verdim. Ancak yine de süreye
ilişkin kuralları toplu halde yayımlamakta yarar olduğu
inancındayım.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda, vergi
mahkemelerinde dava açma süresi otuz gün olarak
belirlenmiştir. Dolayısıyla genel süre, otuz gündür. İkmalen,
re'sen veya idarece yapılacak tarhiyatlarla, idarece
düzeltme yoluyla re'sen yapılan tarhiyatlara, ihtirazi
kayıtla yapılan beyanlara veya tahakkuklara yahut kesilen
cezalara karşı açılacak davalarda bu süre uygulanır.
2577 sayılı kanun, vergi mahkemelerinde açılacak davalarda
süreyi belirlerken özel kanunlarda yer alan düzenlemeleri
saklı tutmuştur. Nitekim pek çok kanunda konumuzu
ilgilendiren sürelere rastlamak mümkündür.
6183 sayılı kanunda ödeme emrine karşı açılacak davalar, 7
günlük süreye tabi tutulmuştur.
Yine 6183 sayılı kanunda, haklarında ihtiyati haciz
uygulanan kişilerin ihtiyati hacze, haklarında ihtiyati
tahakkuk uygulanan kişilerin ihtiyati tahakkuka karşı
açacakları davalar da 7 günlük süreye tabidir.
Vergi borcundan dolayı haklarında yurtdışı çıkma işlemi
uygulanan kişilerin dava açma süreleri ise 60 gündür. Çünkü
bu davalarda görevli mahkeme, idare mahkemesidir. Ancak
bazen bu tür davalar vergi mahkemelerinin görev alanına
girmektedir. Bu gibi hallerde süre 30 gündür. Buna dikkat
etmek gerekmektedir. Özellikle anayasa değişikliğinden sonra
bu konu daha da önem taşır hale gelmiştir.
Emlak vergisiyle ilgili olarak takdir komisyonlarınca
belirlenen arsa ve arazi değerlerine karşı ilgili kurum ve
kuruluşlarla mahalle ve köy muhtarlıklarınca açılacak
davalarda dava açma süresi 15 gündür.
Aleyhlerine tarhiyat yapılanlar, uzlaşma yoluna gidip
uzlaşmanın vaki olmaması halinde, uzlaşmanın vaki olmadığına
dair tutanağın kendilerine tebliğinden itibaren de dava
açabilirler. Burada dava açma süresi, uzlaşmaya konu olan
ihbarnamenin tebliğinden itibaren uzlaşmaya müracaat için
harcanan gün sayısının düşülmesi suretiyle hesaplanır. Ancak
bu sürenin 15 günden az kalması halinde, uzlaşmanın vaki
olmaması üzerine açılacak davalarda dava açma süresi olarak
15 gün esas alınır.
Dava açma süresi içinde dava açmak yerine –koşulları varsa-
düzeltme talep eden mükelleflerin, düzeltme taleplerinin
açıkça veya 60 günlük sürede cevap verilmemek suretiyle
zımnen reddedilmesi halinde dava açma süresi, 30 günlük dava
açma süresinden düzeltme talep etmek için harcanan gün
sayısının düşülmesi suretiyle hesaplanır.
Dava açma süresi geçtikten sonra düzeltme talep eden
mükelleflerin, düzeltme taleplerinin açıkça veya 60 günlük
sürede cevap verilmemek suretiyle zımnen reddedilmesi
halinde, doğrudan dava açma hakları yoktur. Bu mükelleflerin
red işlemine karşı şikâyet yoluyla Maliye Bakanlığı'na
müracaat etmeleri gerekmektedir. Talebin Maliye
Bakanlığı'nca da açıkça veya 60 günlük sürede cevap
verilmemek suretiyle zımnen reddedilmesi halinde dava hakkı
doğar ve dava açma süresi 30 gündür.
Vergi hukukuyla ilgili bakanlar kurulu kararı veya genel
tebliğ gibi genel düzenleyici işlemlere karşı doğrudan
açılacak davalarda görevli mahkeme, Danıştay'dır.
Danıştay'ın ilgili dairesi bu gibi davalara ilk derece
mahkemesi sıfatıyla bakar. Bu tür soyut veya objektif iptal
davalarında dava açma süresi ise 60 gündür.
Bu sürelerin son günü, resmi tatil gününe denk gelirse süre,
tatili izleyen ilk iş gününün mesai saati bitimine kadar
uzar.
Bu sürelerin son gününün adli tatile rastgelmesi halinde
süre, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda yazılı süreler, ara
vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün
uzamış sayılır. Diğer kanunlarda yazılı süreler ise uzamaz.
Ancak aksi yönde içtihatlar da vardır.
Dava açma süreleri mali tatil içinde de işlememektedir. (Bu
konuyu daha önce yazmıştım.)
Bu sürelerin son gününün idari tatil veya idari izin olarak
adlandırılan günlere gelmesi halinde ise sürenin tatili
izleyen ilk iş günü mesai saati bitimine kadar uzayıp
uzamayacağı net değildir. Her iki yönde de içtihatlar
mevcuttur.
Bu süreler, hak düşürücü ve dolayısıyla titizlikle izlenmesi
gereken sürelerdir. Çünkü kişilerin bu süreleri kaçırması
halinde hem dava hakları ortadan kalkmakta ve aleyhlerine
yapılan işlemler kesinleşmekte hem de idare üzerinde yargı
denetimi bu yüzden sağlanamamış olmaktadır.
Bumin Doğrusöz Referans |