Eksik
günde kantarın topuzu kaçtı
Bundan yaklaşık 10 yıl öncesine
kadar sosyal güvenlik alanındaki en önemli
sorunlardan birisi, sigortalıların çalışma
gün sayılarının SSK'na 5-10 gün gibi eksik
olarak bildirilmesiydi. Gerçekten de
sigortalılar tam ay çalışmalarına rağmen,
prim gün sayıları 5-10 gün üzerinden
yatırılmak suretiyle mağdur edilmekteydiler.
Bu elbette hoş karşılanacak bir tutum
değildir. İşte işverenlerin sigortalılarını
bu şekilde mağdur etmelerinin önüne
geçilmesi amacıyla 4447 sayılı yasa ile
yapılan düzenlemeyle, 01.01.2000 tarihinden
itibaren ay içinde bazı işgünlerinde
çalıştırılmadığı veya ücret ödenmediği beyan
edilen sigortalıların otuz günden az
çalıştıklarını açıklayan bilgi ve belgeleri
prim belgelerine ekleme zorunluluğu
getirilmişti.
01.01.2000 tarihinden itibaren,
çalıştırdıkları sigortalıların çalışma gün
sayısını eksik gösteren işverenler bu
sigortalıların çalışmadıkları tarihte ne
yaptıklarını, yani raporlu mu, izinli mi
yoksa bir mazereti mi olduğunu ispat etmekle
yükümlü tutulmuşlardı.
Buna zannediyorum ki hiç kimsenin itirazı
yoktur.
Ancak gelin görün ki, 10 yıl uyuyan ve
kimselere belge var mı yok mu demeyen SSK/SGK
şimdilerde bu konuyu iyice suistimal etmeye
başladı. Hatta elim varmıyor yazmaya ama
SSK/SGK bu işten para kazanmaya çalışıyor.
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'ne
göre, "Aylık prim ve hizmet belgesi ile
birlikte ay içinde otuz günden az çalışan
veya eksik ücret ödenen sigortalılara
ilişkin;
a) Kurumca yetkilendirilmiş sağlık hizmeti
sunucularından veya işyeri hekimlerinden
alınmış istirahatlı olduğunu gösteren
raporu,
b) Ücretsiz veya aylıksız izinli olduğunu
kanıtlayan izin belgesi,
c) Disiplin cezası uygulaması, gözaltına
alınma ile tutukluluk hâline ilişkin
belgeleri,
ç) Kısmi süreli çalışmalara ait yazılı iş
sözleşmesi,
d) İşverenin imzasını da taşıyan puantaj
kayıtları,
e) Grev, lokavt, genel hayatı etkileyen
olaylar, doğal afetler nedeniyle işyerinde
faaliyetin durdurulduğunu veya işe ara
verildiğini gösteren ilgili resmî
makamlardan alınan yazı örneği,
Sigortalıların eksik gün bildirimine ilişkin
bilgi formu ekinde Kuruma verilmesi veya
Acele Posta Servisi, iadeli taahhütlü ya da
taahhütlü olarak gönderilmesi gereklidir.
Onüçüncü fıkrada sayılan hâllere ilişkin
belgelerin geriye yönelik olarak her zaman
düzenlenebilir nitelikte olanları, aylık
prim ve hizmet belgesinin verilmesi gereken
süreden sonra verilmesi hâlinde işleme
konulmaz. Bu durumların dışındaki otuz
günden az çalışılan sürelere ait geçerli
belgeleri belirlemeye Kurum Yönetim Kurulu
yetkilidir.
Toplu iş sözleşmesi yapılan işyerleriyle
kamu işyerlerinde çalışan sigortalılara
ilişkin eksik bildirim nedenlerinin aylık
prim ve hizmet belgesinde belirtilmesi
şartıyla ayrıca belge aranmaz.
İşyerinde sigortalı çalıştırmaya ara
verdiğini sigortalıyı çalıştırmaya son
verdiği tarihten itibaren 15 gün içinde
yazılı olarak bildiren işverenin, her ay
ayrıca sigortalı çalıştırmadığına ve ücret
ödemediğine ilişkin bir bildirimde bulunması
gerekmez."
Ay içinde (30) günden az çalışan veya eksik
ücret ödenen sigortalılara ilişkin
belgelerin internet ortamında Kuruma
gönderilmesine imkan bulunmadığından, Sosyal
Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin ekinde
(Ek-10) yayımlanan "Eksik Gün Bildirimine
İlişkin Bilgi Formu" ve eki belgelerin, ait
olduğu aya ilişkin aylık prim ve hizmet
belgesinin SGK'na verilmesi gereken sürede
(takip eden ayın 23'üne kadar) SGK'na
doğrudan verilmesi veya taahhütlü, iadeli
taahhütlü veyahut APS yoluyla gönderilmesi
gerekmektedir. Aksi halde süresi dışında
verilenlerden her zaman düzenlenebilir
olanları işleme alınmamaktadır. Buna bir
itirazımız yoktur, kurum haklı olarak
kendisini korumaktadır.
Eksik gün gerekçelerinin büyük bölümünün
rapor/istirahatlar olduğu görülmektedir.
Yine, part-time çalışma ve ücretsiz izin de
çok karşılaşılan diğer durumlar.
Buraya kadar bir sorun yok. Ama iş
uygulamaya gelince SGK'nın işverenleri
çileden çıkardığı görülüyor. O kadar çok
örnek var ki, hangi birisini yazayım şaşıp
kalıyorum. İşte size vatandaşı çileden
çıkaran birkaç örnek;
1- SGK (servis şefi/memuru) işverene bir
yazı göndererek eksik gün bilgi formu ekinde
her ay part-time iş sözleşmesi verilmemesi
gerekçesiyle tonlarca idari para cezası
uygulamıştır. (Halbuki SSK genelgelerinde,
part-time iş sözleşmesinin ilk ay verilmesi
yeterli olup, her seferinde tekrar verilmesi
gerekmediği belirtilmektedir.)
2- Doğum sonrası ücretsiz izne çıkan kadının
ücretsiz iznine ilişkin dilekçenin her ay
verilmediği belirtilmek suretiyle geçersiz
sayılarak ek prim tahakkuku ve para cezası
talep edilmektedir. (Halbuki bu husus yasal
bir haktır.)
3- Bir başka SGK Müdürlüğü ise, doğum
raporlu olunan (resmi hastaneden alınmıştır)
bir personel için doğum istirahat raporuyla
birlikte verilen eksik gün bilgi formunu
eksik gün nedeni kısmının (01-02 gibi)
rakamla değil de, (doğum raporlu gibi)
yazıyla belirtildiği gerekçesiyle geçersiz
sayarak, ek prim tahakkuku ve para cezası
talep edilmektedir. (Halbuki aynı kadına SGK
istirahat parası vermiştir. Kaldı ki resmi
kurumlardan alınan raporlar süresi dışında
verilse dahi geçerlidir.),
4- Bir SGK müdürlüğünün (Denizli) ise
süresinde verilen part-time çalışma ve
ücretsiz izinleri gerekçesiz bir şekilde
geçersiz saymasını anlayabilmiş değilim.
Ücretsiz izin belgesi ibraz eden
işverenlerden işyeri yönetmeliği (ne
yapılacaksa) talep edilmesinin herhalde
makul bir gerekçesi olmasa gerek. Türkiye'de
kaç kurumun personel yönetmeliği var. Kaldı
ki yönetmelik yapmanın bir yasal zorunluluğu
da yoktur. Herhalde bu uygulamalarda amaç
SGK'na cezalar yoluyla para kazandırmak,
vatandaşı canından bezdirip sigortasız işçi
çalıştırılmasına teşvik etmektir.
5- Bir başka müdürlük ise part-time iş
sözleşmeleri ile ücretsiz izinler için
noterden onay istiyor. Hangi kanunda
noterden alınması gerekir diyor, biraz insaf
lütfen.
5- En ilginç gerekçe ise, bir SGK
müdürlüğünün "artık SSK kalmadı, SGK kuruldu
ve bu nedenle SSK genelgelerine göre verilen
eksik günlerin geçersiz sayılacağına"
ilişkin cezaydı.
Buraya örnekleme olarak aldığımız olayların
tamamı gerçek olup, sadece küçük bir
kısmıdır.
Buradan SGK yönetimine seslenmek istiyorum,
gelin birazcık hukuktan anlayan memurları
biraz da eğiterek bu servislerde çalıştırın.
"Ali kıran, baş kesen zihniyeti" ile ancak
vatandaşı kaçak işçi çalıştırmaya teşvik
edersiniz.
SGK personelinin bu düzenlemeyle amaçlanan
hususun para kazanma, ceza yazma amaçlı
olmadığını çok iyi bilmesi lazım. Amaç
sigortalıların sosyal güvenliklerinin
korunmasıdır. İbrahim IŞIKLI / SOSYAL
GÜVENLİK VE İŞ HUKUKU / Dünya |