Türkiye'nin Muhasebe Rehberi   I  Yayınlanan En Son Mevzuatlar  I  2010 Vergi Takvimi  I   2010 Yılı Muhasebe Uygulamaları  I  Beyanname Rehberi  
Ana sayfa Yasal Uyarı Künye Danışma Hattı Güncel Bilgi Arşivi

      Kurumlar Vergisi Rehberi

 MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   18 MAYIS 2010

  Vergi Rehberi 

  2010 Çalışmaları 
  2010 Pratik Bilgiler 
  Staj - Stajyer Rehberi
  Maliye Rehberi
  BEŞ DAKİKA ARA !...
  Makale Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi  

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

 

 
       
   

Uygulanacak ceza çok ağır

SGK'nın 12 Mayıs 2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği (SSİY) ve İstirahatli Olan Sigortalıların İşyerinde Çalışmadıklarına Dair Bildirimin İşverenlerce Sosyal Güvenlik Kurumu'na Gönderilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ'inin çok ses getireceğini daha ilk okuyuşta anladım. Nitekim iki üç gündür Serbest muhasebeci ve mali müşavir (SMMM) arkadaşların telefonları ve internetteki yorumlarından haklı olduğumu da gördüm. Konuyu önemli hale getiren, işverenlere getirilen yeni bir yükümlülükten ziyade yükümlülüğün yerine getirilmemesi ya da geç getirilmesi halinde uygulanacak olan idari para cezasının yüksekliğidir.

RAPOR PARASI
Bilindiği üzere 4/a (eski SSK) sigortalıları için işkazası ve meslek hastalığı, analık ve hastalık hallerinde istirahatli kaldıkları süreler için, SGK tarafından istirahat ödeneği ödeniyor. Bu ödenek halk arasında rapor parası olarak adlandırılıyor. İşkazası ve meslek hastalığı halinde ödenek, istirahatin başladığı ilk günden hastalık halinde ise, üçüncü gününden başlanılarak ödenir. Analık sigortasında ise, ödenek doğumdan önceki sonraki sekizer hafta olarak, (Çoğul gebelikte bu sürelere ikişer hafta ilave yapılırak) ödenir. Yine analık sigortası istirat ödemelerinde yatarak tedavi şartı aranmadığı gibi, hekim raporu olmak kaydıyla doğum öncesi kullanılmayan istirahat süreleri, doğum sonrası istirahatine eklenebilir. İstirahat ödeneği, sigortalının istirahat tarihinden geriye doğru üç aylık süredeki kazançları üzerinden bulunan ortalama günlük kazancı üzerinden hesap edilir. Yatarak tedavide günlük ödeneğin yarısı ayaktan tedavilerde ise üçte ikisi ödenir.

SİSTEM NASIL İŞLİYOR?
Sigortalıya geçici işgöremezlik ödeneği ödenebilmesi için işverenleri tarafından,
1- Sigortalının istirahatlı olduğu dönemde işyerinde çalışıp çalışmadığının,
2- Kazanç hesabına giren döneme ilişkin aylarda, prim, ikramiye ve bu nitelikteki arızi ödemeleri,
3- Viziteye çıktığı/istirahatın başladığı tarih itibariyle prim ödeme halinin devam edip etmediğinin elektronik ortamda SGK'ya bildirilmesi gerekiyor. Kurum bir süredir her türlü tahsilat ve ödemelerinde vezne yöntemini yavaş yavaş terk etmeye çalışıyor, tahsilat ve ödemeler banka yöntemine kaydırılıyor. İstirahat ödeneklerinin de sigortalıların bildirdikleri banka hesap numaralarına yatırılması ve PTT şubelerinden yapılması yöntemine geçildi. Özellikle PTT şubelerinde sigortalıların vatandaşlık numaraları üzerinden ödeme yapılabilmesi çok kullanışlı bir yöntem.
Ödeme sistemi şöyle işliyor; önce sigortalılar hekime gidiyor ve muayeneleri yapılıyor. Hekim sigortalıya istirahat vermesi halinde önceden istirahat belgeleri sigortalılar tarafından Kuruma getiriliyordu. Artık istirahat belgeleri, SGK'ya sağlık tesisleri tarafından toplu olarak ve yazı ekinde gönderiliyor. İşveren tarafından da gerekli bilgilerin kuruma elektronik ortamda iletilmesi sonrasında istirahat ödenekleri, PTT şubelerine havale ediliyor. Kısacası bu sistemde sigortalının, kuruma hiç gitmeksizin bir hafta on gün içerisinde PTT şubelerinden ödeneğini alması mümkün.
Tabi bunun için başta işverenler olmak üzere, sorumluların yükümlülüklerini zamanında ve eksiksiz yerine getirmesi şart. Ancak bu güne kadar özellikle işverenlerin, sigortalıların raporlu olduğu dönemde işyerinde çalışmadığına dair vermesi gereken taahhüt belgesinin verilmesinde sıkıntılar yaşanıyordu. Bu bildirimin elektronik ortamda yapılması oranı çok düşük kalmıştı. Eskiden kalan alışkanlıkla sigortalılar, ödeneklerini vezneden alacakları zannıyla önce kuruma başvuruyor, sonrasında işverenin taahhüt belgeleri yazılı ortamda ve yine sigortalılar tarafından kuruma getiriliyor. Bu durum ödeneklerin hem geç ödenmesine hem de sigortalının birkaç kez kuruma gelip gitmesine yol açıyordu. Hem masraf hem de zaman kaybı söz konusuydu. Bazen sigortalı mesaiden kalıyor bazen de dinlenme saatlerini bu işe harcıyordu.

İşverene yeni yükümlülük getirildi
12 Mayıs tarihli tebliğ ile sigortalıların raporlu oldukları sürede işyerinde çalışmadıklarına dair işveren taahhüdünün elektronik ortamda kuruma verilmesi yükümlülüğü getirildi. Buraya kadar her şey güzel. Ama bu yükümlüğün serbest muhasebeci ve mali müşavirlerin mevcut iş yüklerini inanılmaz derecede artıracağı açık. Çünkü işverenlerin e-bildirge sisteminden her türlü bildirimlerini onlar yapıyor. Tebliğde bildirimin hak edilen istirahat süresinden en geç 5b işgünü içerisinde yapılması hükmediliyor. Örneğin 10'ar günlük istirahat dönemlerinde her bir dönemin bildirimi ayrı ayrı yapılmak zorunda. Bu ise SMMM bürosu ile işyerleri arasında çok sağlam bir bilgi akışını gerektiriyor. Bu da maalesef her zaman kurulamıyor. Dolayısıyla SMMM ile müşterisi arasında çok ciddi problemler yaşanacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok.

Uygulanacak ceza çok ağır
Konuyu esas önemli kılan ise yükümlülüğü yerine getirmemenin cezasının çok yüksek tutulması. Bu bildirimin yapılmaması halinde asgari ücretin 5, geç yapılması halinde de 2 katı tutarında ceza öngörülüyor. Uygulanacak ceza, 5510 Sayılı Kanun'un idari para cezalarına ilişkin 102 maddesindeki en yüksek cezalardan birisi. Denetim elemanlarına engel olmakla aynı ölçüde. Kayıt dışı istihdamın esas cezası olan aylık prim belgesini hiç vermemenin cezasının bile iki asgari ücret olduğu düşünüldüğünde, bu yeni cezanın ne kadar yüksek olduğu daha iyi anlaşılır. Dikkati çeken bir nokta da bu yükümlülüğün yaptırımının 102. maddenin, birinci fıkra "i" bendi kapsamında düşünülmesi. Oysa "i" fıkrasının metninden bu tür bir yükümlülükte uygulanamayacağı izlenimi çıkıyor. Kanımca yapılması gereken 5510 Sayılı Kanun'un 102. maddesine sırf bu suç için bir fıkra eklenip tanım getirilmesidir. Tabii yaptırımın cezasının da daha adil bir seviyeye çekilmesi gerekir.

CELAL KAPAN/Y.Asır

 
 
    Yasal Uyarı
 
 

    
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght  © 2005-2010 www.muhasebenet.net www.muhasebenet.com. Her hakkı saklıdır.