Değeri düşen - miadı dolan
mallarda KDV düzeltilmeli mi?
Değerli okurlar, bildiğiniz gibi
yazılarımda olabildiğince teknik detaylara girmeden
bilgilendirme gayreti içindeyim. Bugün üzerinde duracağım
konu ile ilgili olarak bakanlık görüşleri ve yargı
kararlarına da yer verme gereği doğduğundan biraz bu
yaklaşımımın dışına çıkmış olabilirim.
Zayi olan mal, hangi maldır?
Bilindiği üzere Katma Değer Vergi Kanunu'nun 30'uncu
maddesine göre zayi olan malların KDV'sinin düzeltilmesi
gerekmektedir. Bu maddeden hareketle uygulamada değeri düşen
veya miadı dolan mallarla ilgili olarak da daha önce indirim
konusu yapılmış KDV'nin düzeltilmesi (indirimin iptal
edilmesi/aynı tutar kadar KDV hesaplanması) gerektiği ileri
sürülmektedir. Oysa bu durumlarla kanundaki düzenlemenin
farklı olduğu düşüncesindeyim.
Zayi olma, kelime anlamı itibariyle ziyana uğrama, yok olma,
yitme, ortadan kaybolma, gözden kaybolma anlamındadır. Bu
tanımlamadan hareketle, zayi olma kavramının ortada
bulunmayan, yok olan, nereye gittiği bilinmeyen mallar için
kullanılması, doğru olacaktır. Teknolojik değişimler
nedeniyle ekonomik değerini yitiren mallar, malın
kullanım(ekonomik) ömrünün tükenmesi, miadın (tüketilebilme
süresinin) dolması, tüketicinin Korunmasına ilişkin hükümler
çerçevesinde değiştirilen iade alınan mallar gibi zayi olma
kapsamında değerlendirilemeyecek çok sayıda durum mevcuttur.
Vergi Hukuku yönünden zayi kavramından ne anlaşılması
gerektiği yönünde ise genel sözlük tanımının yanı sıra,
literatürde oluşmuş bazı görüş ve tanımlara bakmakta yarar
olacaktır.
- Gelir İdaresi Başkanlığı Daire Başkanı Mehmet Ali Özyer'in
Görüşü
"Zayi olma, ise malın sahibinin iradesi dışında elinden
çıkmış olmasını ifade eder. Zayi olma durumunda fiziken
mevcut olan bir mal bulunmamaktadır." (Mehmet Ali Özyer -
Değerleme Açısından Fire ve Zayi Olma, Vergi Dünyası, Sayı
203, Temmuz 1998)
- Gelirler Kontrolörü Yasef Pehlivan'ın Görüşü
"Gerek kanun gerekçesinde ve gerekse madde metninde "zayi
olma" kavramı tanımlanmamış olduğu gibi, konuya ilişkin
yayımlanan genel tebliğlerde de bu yönde bir açıklamaya yer
verilmemiştir.
Dolayısıyla "zayi olma" kavramının tanımının verilmeyişi
nedeniyle, bu uygulamada bir sorun olarak ortaya
çıkmaktadır. Acaba, zayi olma fiziki yok olmak mı, yoksa
değer olarak sıfır "o" değerli hale gelmek mi?
Zayi olma kavramından her halükarda, fiziki bir varlığın
iradi veya irade dışındaki nedenlerle tamamen yok olması
anlamına gelmesi anlaşılmalıdır. Yoksa "zayi olma"nın bir
değer kaybı olarak anlaşılmak istenilmesinde uygulamadaki
yanlışlıklar bir başka boyutu ile karşımıza çıkacaktırÖ."
(Yasef Pehlivan, Maliye ve Sigorta Dergisi, Nisan 2003)
Tüm bu yaklaşım ve tanımlamalar sonrasında, zayi olma
kriterlerini şu şekilde belirleyebiliriz:
- Muhafazası mükellefin sorumluluğunda bulunduğu halde
mükellefin elinden rızası dışında çıkan,
- Fiziksel olarak ortadan yok olan,
- Başkalarınca çalınan, gasp edilen, imha edilen
mallar, zayi maldır. Bu tanım gereği de, örneğin soyguna
uğrayan kuyumcunun yitirdiği malların ya da sel nedeniyle,
deprem nedeniyle yiten veya nerede olduğu konusunda
mükellefin bir savunması olmayan malların zayi olduklarını
söylemek mümkündür.
Tüketiciyi Koruma Kanunu kapsamında iade alınan, miadı dolan
veya teknolojik sebeplerle değeri düşen malların zayi olan
mal kapsamında değerlendirmesinin mümkün olamayacağını
düşünmekteyiz.
Kıymeti düşen malların "zayi olan mal" olarak
değerlendirilemeyeceğine ilişkin Danıştay kararları
Artık müstakar hale gelen yargı kararlarında ve Mali İdare
görüşlerinde, kullanım süresi geçmesi ya da teknik
nedenlerle kullanılamayacak olan ve değeri düşen malların
zayi mal olarak nitelendirilemeyeceği ve söz konusu mallar
için yüklenilen katma değer vergilerinin indirim konusu
yapılabileceği açıkça vurgulanmıştı.
- Danıştay 9. Dairesi'nin E.2002/ 3313 K. 2004/4389 sayılı
kararı
"...kullanım süresi dolan ilaçlar için takdir komisyonuna
başvurarak değer belirlettiği (0 TL ) ve yine idarenin
bilgisi ve gözetimi dahilinde söz konusu ilaçları imha
ettirdiğinin tartışmasız olduğu, ilaçların ekonomik
değerinin kalmadığı ve imhasının zorunluluk arz ettiği, bu
nedenle kullanım süresi dolan ve değer tespit ettirilerek
idarenin huzurunda imha ettirildiği anlaşılan ilaç girdileri
için ödenen katma değer vergisinin anılan yasanın 30/c
maddesindeki zayi olan mal kavramı içinde
değerlendirilemeyeceğinden indirilmesinin yerinde olduğu
gerekçesiyle kabul eden 6. Vergi Mahkemesi'nin 4.03.2002
tarih ve 2002/526 sayılı kararının onanmasına…"
- Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 28.01.2002
tarihli ve B.07.0.GEL.0.52/5201-134/4013 sayılı özelgesi
"…kullanım süresi geçmesi nedeniyle bir komisyon nezaretinde
imha edilen ilaçların, zayi olan mallar kapsamında
değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, imha
edilen söz konusu ilaçların alış faturalarında gösterilen
katma değer vergisinin indirim konusu yapılabileceği
tabiidir."
- Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı'nın 09.04.2009
tarih ve 11744 sayılı muktezası
"...Bu durumda, teknik servis raporu sonucu değiştirilmesine
karar verilen bilişim ve elektronik ürünlerinin takdir
komisyonunca takdir edilecek emsal bedeli ile malların
maliyet bedeli arasındaki tutara ait KDV 'nin indirim konusu
yapılacağı tabidir.
Ayrıca, satış imkânı kalmayan ve son kullanma tarihi geçen
pillerin emsal bedelinin takdir komisyonunca "0" olarak
tespit edilmesi ve " Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü
Yönetmeliği" kapsamında imha edilmesi zayi olan mallar
kapsamında değerlendirilemeyeceğinden bu ürünlerin alış
faturalarında gösterilen katma değer vergisinin de indirim
konusu yapılması mümkün bulunmaktadır."
- Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı'nın 18.06.2007
tarih ve 54853 sayılı muktezası
"Hasarlı olmaları nedeniyle takdir komisyonlarınca hurda
bedeli belirlenen ve bu değer üzerinden satışa konu
edilebilen kıymeti düşen mallar "zayi olan mal" olarak
değerlendirilemeyeceğinden, söz konusu mallar için
yüklenilen katma değer vergisinin Katma Değer Vergisi
Kanunu'nun 29 ve 34. maddelerinde belirlenen şartlar
dahilinde indirim konusu yapılabileceği tabidir."
Zeki GÜNDÜZ / Dünya |