Şirketlerin vergi borçları
yapılandırılacak mı
İki hafta önce gazetelerde, Maliye
Bakanı’nın şirketlerin birikmiş vergi borçlarının
yapılandırılması konusunda, bazı çalışmalar yapıldığına dair
açıklaması yayımlandı.
Haberi okuyan çok kişinin kafası karıştı.
En çok merak edilen husus, “Niçin sadece şirketler? Esnaf,
sanatkar, tüccar ve serbest meslek erbabı niye kapsam dışı?”
sorusuyla ilgiliydi.
MALİYE BAKANI NE DİYOR?
Gerçekten, milyonlarca vergi mükellefi arasında, sadece
şirketlere yapılandırma kolaylığı sağlanması, inanılır gibi
değildi!
Bu konuyu Maliye Bakanı’na “Sizin isminizle böyle bir
açıklama gazetelerde yer aldı ama ben şahsen böyle bir
açıklama yapabileceğinize ihtimal vermedim. Bu olay nedir?”
diye sorduğumda, şunları söyledi:
1) Sadece şirketlerin vergi borçlarının yapılandırılması
diye bir olay yok. Böyle bir açıklamam olmadı. Bir
yapılandırma söz konusu olursa, bunda ayrım yapılmaz.
Şirketler de esnaf da kısaca herkes yararlanır.
2) Vergisini zamanında ödeyenlerin, üzerimizde manevi
anlamda büyük baskısı var. Haklı olarak “Biz zamanında
düzenli olarak ödedik. Ödemeyenlere ödül gibi kolaylıklar
sağlanmasına karşıyız” diyorlar.
3) Kimse vergi alacağının bir kısmından vazgeçilmesini yani
kısmi vergi affı beklemesin. Aynı şekilde, faizlerin
silinmesi diye bir düzenleme de söz konusu olamaz.
4) Maliye Bakanlığı’nın, alacağı dondurup, yıllık belli bir
faizle örneğin yıllık 3-4 faizle, 18 ay ya da 24 ay gibi
“taksitlendirme” yapma yetkisi var. Daha önceki yıllarda, bu
yetkiler kullanıldı. Ancak bu konuda şu anda kesinleşmiş bir
durum yok.
5) Vergi borcunun aslına dokunmadan, birikmiş faizleri
enflasyona göre hesaplayıp, belli bir ödeme planına
bağlamak, ancak bir kanunla olabilir. Şu anda böyle bir
tasarı da hazırlanmış değil.
BAKANIN KAFASI KARIŞIK
Maliye Bakanı’nın konuşmalarından anladığım kadarıyla,
krizden olumsuz yönde etkilenip, zor duruma düşmüş olanlara,
borçlarını ödeme bakımından bir yapılandırma yapılmasına
karşı değil.
Ancak, bu yapılandırmadaki “ince ayar” çok önemli.
Vergisini düzenli ödeyenleri incitmek istemiyor. Bu nedenle,
bir “orta yol”a sıcak bakıyor. Bu da borçlunun, vergisinin
indirilmediği, faizinin ise ya dondurulup düşük oranlı bir
tecil faiziyle taksitlendirilmesi ya da bir kanun
çıkartılıp, birikmiş faizlerin taksitlendirme yoluyla “ödeme
yapacak olanlar için” enflasyona göre revize edilmesi gibi…
Kendisine “Varlık Barışı”nın önceki eksik yönlerinin
(örneğin 2008 yılının inceleme konusu yapılmayacağı gibi)
revize edilerek yeniden getirilmesi halinde ciddi vergi
geliri sağlanabileceğini, ihtilaflı dosyalar için de ayrı
bir yapılandırma yoluna gidilebileceğini belirttim. İlgi ile
dinledi...
2010 yılı bütçesinde 50 milyar lira açık hedefleniyor. Bu
açık faiz karşılığı alınacak borçlarla karşılanacak.
Borçlanma faizleri de yine toplanan vergilerle karşılanacak.
100 milyar lirayı aşan vergi ve primlerin bir kısmı
toplanabilirse, o kadar az borçlanılacak ve faiz ödenecek.
Olayın bu yönü, vergisini düzenli ödeyenler için de önemli…
Anladığım kadarıyla, faiziyle birlikte 100 milyar lirayı
aşan vergi, SSK ve Bağ-Kur prim alacaklarının
yapılandırılabilmesi için mükelleflerin, sivil toplum örgütü
konumunda olan iş dünyasındaki aktörlerin de konuyla
ilgilenmeleri gerekiyor... Şükrü Kızılot / hürriyet |