İş ve sosyal güvenlik
mevzuatımızda kadınlar
Merhaba sevgili okuyucular, 8 Mart
ülkemizde ve dünyada “kadınlar günü” olarak kutlanıyor. Bu
sene de 8 Mart günü gazete ve televizyonlarda kadınların
eşlerinden gördüğü şiddet, kadınların iş hayatında
uğradıkları haksızlıklar, kızların okutulmaması nedeniyle
eğitimsiz kalmaları vs. konuları çok detaylı olarak işlendi.
Tabii insanın insana şiddet uygulaması hiçbir zaman tasvip
edilebilir davranış değil, hele hele insanın hayat arkadaşı,
sırdaşı, dostu olan eşine şiddet uygulaması asla kabul
edilemez.
Ülkemizin yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduğu göz önüne
alındığında, inandığımız dinin Peygamberi (s.a.v.), Veda
Hutbesi’nde ümmetine yaptığı “Ey insanlar! Eşlerinizin sizin
üzerinizde, sizin de onlar üzerinde hakkı vardır; size
kadınlar hakkında yaptığım tavsiyeyi tutun; siz onları
Allah’ın emaneti olarak aldınız; kadınlar hususunda
Allah’tan korkun ve onlara iyi davranın” tavsiye günümüzde
hâlâ geçerliliğini korumaktadır. Yine O’nun, “Bana bu
dünyada üç şey sevdirildi; güzel koku, kadın ve gözümün nuru
namaz” hadisi de kadının İslam dinindeki müstesna yerine
işaret etmektedir.
Hanımlarına psikolojik veya fiziksel şiddet uygulayan veya
uygulamayı aklının köşesinden geçiren vicdanı ölmemiş inanan
erkeklerin kadın haklarına bir de inandıkları değerler
açısından bakmaları yerinde olacaktır. Günümüzde var olan ve
kitlelerin yaşamlarına rehber edindiği hiçbir din, inanç
grubu ve felsefi görüş kadına şiddeti normal görmemiş ve
hepsi şiddet uygulayanları da, uygulanmasına vesile olanları
da şiddetle kınamıştır.
www.muhasebenet.net
8 Mart Dünya Kadınlar Günü bir anlamda; 8 Mart 1857’de
Amerika’nın New York kentinde gösteri yapan dokuma işçisi
kadınların güvenlik kuvvetlerinin şiddetine maruz kalıp ve
çıkan yangında yanarak veya boğularak can vermelerinin anma
yıldönümü veya bir anlamda bir trajedinin anma günü olarak
da değerlendirilebilir.
Uygulanmakta olan güncel iş ve sosyal güvenlik mevzuatında
da kadınlarla ilgili önemli düzenlemeler yer almıştır. Bu
düzenlemeler kadınlar lehine olup, onların yaşamlarını
kolaylaştırmayı hedeflemiştir. Şimdi bu düzenlemelere bir
göz atalım:
Doğum borçlanması
1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren sosyal güvenlik
reformu ile kadınlara, doğum yaptıkları takdirde doğumdan
önce SSK sigortalısı olmak ve işten ayrılmışlarsa; işten
ayrıldıktan sonra üç yüz gün içinde doğumun gerçekleşmesi
şartıyla iki çocukla sınırlı olmak üzere, doğumdan sonra
çalışamadıkları süreleri iki yıla kadar borçlanma imkânı
getirilmiştir. İki çocuk olduğunda dört yıla kadar borçlanma
yaparak bu sürelerin sigortalı olarak saydırılmasının önü
açılmıştır.
Tabii Başbakan’ın, en az üç çocuk yapın teşvikine rağmen,
borçlanmanın iki çocukla sınırlı tutulmasının mantığını hâlâ
anlayabilmiş değilim. 2010 yılı merkezî bütçe kanunu ile
gerek devlet memurlarına yapılan çocuk yardımından, gerekse
SSK’lı çalışanlara işveren tarafından yapılan vergiden muaf
çocuk yardımından iki çocuk sınırlandırmasının kaldırılmış
olması, önümüzdeki zamanlarda doğum borçlanmasından da bu
sınırlandırmanın kaldırılabileceği umudumu arttırdı.
Ülkemizde ortalama yaşam süresinin -kabaca erkelerde 70,
kadınlarda 75 olduğu istatistiklerde yer almaktadır. Buna
göre bayanlar erkeklere göre beş yıl daha fazla
yaşamaktadır. Kadınlar daha fazla yaşamalarına rağmen
erkelerden daha önce emekli olmaktadırlar. 8 Eylül 1999
öncesinde işe giren bayanlar erkelere göre beş yıl; 9 Eylül
1999 - 01 Mayıs 2008 tarihleri arasında işe giren bayanlar
iki yıl daha erken emekli olmaktadırlar. Emeklilik yaşında
bayan erkek eşitliği, 2048 yılında sağlanacaktır, bu
tarihten önce bayanların erken olma durumu devam edecektir.
Kadınlara çeyiz parası verilmektedir
Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan gelir veya aylık alan yetim
kızlar evlendikleri takdirde, almakta oldukları maaşın 24
katını bir defaya mahsus olmak üzere çeyiz parası olarak
SGK’dan alabilmektedirler. Hükümetçe yasal evliliklerin ve
resmî nikâhın teşviki için çeyiz parasının kademeli olarak
artırılarak “gerçek çeyiz parası” olması, evlilik hazırlığı
yapan binlerce yetim kız çocuğunun sevinmesine sebep
olacaktır.
Kadınlar yetim parası alabilirler
Sigortalı olarak çalışmayan, emekli olmayan kadınlar kaç
yaşında olurlarsa olsunlar babaları veya anneleri vefat
etmişse, sosyal güvenlik sistemi tarafından yetim/öksüz
olarak değerlendirilmekte ve onlara aylık bağlanmaktadır.
Başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu
olan ve emeklilik aylığı bağlanması talebinde bulunan kadın
sigortalıların 1 Ekim 2008’den sonra geçen prim ödeme gün
sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları toplamına
eklenip; eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de
indirilerek daha erken emekli olabilmektedirler.
Yurtdışı borçlanması yapacak kadınlar
Erkeklerin yurtdışında geçen süreleri borçlanarak emekli
olabilmesi için hizmet akdi veya şirket ortağı kapsamında
vergi ödeyerek fiilen bir işte çalışması ve bunu
belgelendirmesi gerekirken; kadınlar için böyle bir şart
bulunmamaktadır. Kadınlar 18 yaşını doldurduktan sonra
yurtdışında geçen sürelerin tamamını veya diledikleri
kadarını herhangi bir şart aranmaksızın
borçlanabilmektedirler. Bu süre içinde kadınların evli olma
şartı bulunmamaktadır.
Sosyal güvenlik reformu ile birlikte gelen düzenlemeye göre;
vergiden muaf el işi, örgü, vs. yapan kadınlar, bu
durumlarını vergi dairesinden alacakları belge ile
ispatlamaları durumunda 2010 yılı için 17 gün karşılığı
sigorta primi ödeyerek 30 gün hizmet almaktadırlar.
Evlenen kadın kıdem tazminatı alabilir
Evlendikten sonra (resmî nikâhtan sonra) bir yıl içinde
işverene yazılı olarak başvurarak “evlilik nedeniyle” işten
ayrılmak istediğini belirten kadın sigortalıya işveren kıdem
tazminatı vererek iş akdini sonlandırmaktadır. Kadının
evlilik nedeniyle işten ayrılması başka bir yerde işe
girerek çalışmasına engel teşkil etmemektedir.
Kadınlar süt izni alabilir
Çalışan kadınların çocukları olduğu takdirde, işveren bir
yıl boyunca günde bir buçuk saat süt izni vermek zorundadır.
Kadınlar süt izinlerini biriktirip haftalık izin hariç bir
tam gün işe gelmeme şeklinde de kullanabilirler.
Kadınlar ücretsiz izin alabilirler
Doğum yapan kadınlar, doğum izninden sonra isterlerse altı
ay ücretsiz izin alabilirler. Burada işverenin takdir hakkı
yoktur. Kadın sigortalı izin isterse işveren vermek
zorundadır. Kadın devlet memurları için bu süre bir yıl
olarak uygulanmaktadır.
Kadınlar doğum izni alabilirler
Kadınlara doğumdan önce sekiz hafta, doğumdan sonra sekiz
hafta, çoğul gebelikte on hafta olmak üzere izin
verilmektedir. Kadın doktor raporu ile doğumuna üç hafta
kalıncaya kadar çalışabilir ve bu kullanmayarak çalıştığı
beş hafta izni doğum sonrası izin süresine ekletebilir.
Kadınlar özel günlerinde izin alabilirler
Ağır ve tehlikeli işlerde çalışan kadınlar, eğer kendileri
isterlerse “muayyen” günlerinde beş güne kadar izin
kullanabilirler. Çalışan kadın bu izni talep ettiğinde
işveren vermek zorundadır.
Kadın gazeteciler doğum izninde de maaş alabilirler
Kadın gazeteciler, hamileliğin yedinci ayından doğumun
ikinci ayı sonuna kadar izne ayrıldıkları sürede son
aldıkları ücretin yarısını işverenden almaya devam ederler.
Bu arada ayrıca SGK’dan istirahat parası da alırlar.
Kadınlar bazı işlerde çalıştırılamaz
Kadınlar biyolojik ve fizyolojik yapıları gereği erkeklere
göre farklı olduklarından, yer altında, su altında
çalıştırılamaz ve gece postalarında fazla mesai
yaptırılamazlar. Ramazan Çanakkaleli / canakkaleli.ramazan@gmail.com
/ Taraf |