Transfer
fiyatlandırmasında Hazine zararı
Kurumlar Vergisi Yasası'nın 13. maddesinin
7'nci fıkrası uyarınca, "Tam mükellef kurumlar ile yabancı
kurumların Türkiye'deki işyeri veya daimi temsilcilerinin
aralarında ilişkili kişi kapsamında gerçekleştirdikleri
yurtiçindeki işlemler nedeniyle kazancın örtülü olarak
dağıtıldığının kabulü, Hazine zararının doğması şartına
bağlıdır. Hazine zararından kasıt, emsallere uygunluk
ilkesine aykırı olarak tespit edilen fiyat ve bedeller
nedeniyle kurum ve ilişkili kişiler adına tahakkuk
ettirilmesi gereken her türlü vergi toplamının eksik veya
geç tahakkuk ettirilmesidir."
Söz konusu hüküm, 2008 yılı ve bu yıldan sonraki yıllar
kazançları için geçerlidir. Dolayısıyla 2008 öncesi
dönemlere ilişkin olarak örtülü kazanç dağıtımında, Hazine
zararının doğması koşulu aranmamaktadır.
Yasal düzenlemeden anlaşılacağı üzere;
* Tam mükellef kurumların kendi aralarında,
* Tam mükellef kurumlar ve yabancı kurumların Türkiye'deki
işyeri veya daimi temsilcilerinin aralarında,
* Yabancı kurumların Türkiye'deki işyeri veya daimi
temsilcilerinin kendi aralarında,
ilişkili kişi kapsamında gerçekleştirdikleri yurtiçindeki
işlemler nedeniyle örtülü kazanç dağıtımından bahsedebilmek
için gerçekleşen bu işlemler sonucunda Hazine zararının
doğması gerekmektedir.
Ancak; tam mükellef kurumlar ile yabancı kurumların
Türkiye'deki işyeri veya daimi temsilcilerinin ilişkili kişi
kapsamında gerçek kişiler, dernekler ve vakıflar arasında
yaptıkları işlemlerde örtülü kazanç dağıtımının varlığı,
Hazine zararının doğması koşuluna bağlı olmayacaktır. Buna
karşın dernek veya vakfa ait iktisadi işletmelerde Hazine
zararı koşulunun varlığı aranacaktır.
Örneğin tam yükümlü bir anonim şirketin 2009 yılı içinde
emsal bedeli 250 bin TL olan bir daireyi kurum ortaklarından
birisinin kardeşine 90 bin TL'ye satmış olduklarını
varsayacak olursak; bu durumda söz konusu şirket, emsal
bedeli altında satılan bu gayrimenkul nedeniyle (250 bin-90
bin=) 160 bin tutarında transfer fiyatlandırması yoluyla
örtülü kazanç dağıtımında bulunduğu kabul edilecek, ancak
söz konusu gayrimenkul satışının bir gerçek kişiye yapılmış
olması nedeniyle bu işlemde Hazine zararı olup olmadığına
bakılmayacaktır.
Kurumlar Vergisi Yasası'nın 13. maddesinin 7'inci
fıkrasında, Hazine zararının aranacağı işlemler yurtiçinde
yapılması söz konusu işlemler olarak belirlenmiştir.
Dolayısıyla örtülü kazanç dağıtımında yurtdışı işlemlerde
Hazine zararı olup olmadığına bakılmayacaktır. Bu bağlamda
da ilişkili kişiler arasında gerçekleşen ithalat ve ihracat
işlemleri sonucunda örtülü kazanç dağıtımının tespiti
halinde, bu işlem sonucunda Hazine zararı olsun veya
olmasın, Kurumlar Vergisi Yasası'nın transfer
fiyatlandırması ile ilgili Hazine zararı aranmayacaktır.
Kurumlar Vergisi Yasası'nın 13. maddesinde Hazine zararı,
emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen veya
uygulanan fiyat nedeniyle kurum ve ilişkili kişiler adına
tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü vergi toplamının
eksik veya geç tahakkuk ettirilmesi olarak tanımlanmış
bulunmaktadır. Bu bağlamda da transfer fiyatlandırmasına
konu olan işlem, işleme taraf olanlar adına tahakkuk
ettirilmesine neden oluyorsa Hazine zararının varlığından
bahis edilecek ve dolayısıyla gerekli işlem yapılacaktır.
Teşebbüs sahibi ve kurumların, ilişkili kişilerle emsallere
uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya
fiyat üzerinden mal veya hizmet alım satımında bulunmaları
halinde böyle bir durumda ortaya çıkan vergi ziyaına bağlı
olarak Vergi Usul Yasası'nın cezalara ilişkin hükümleri
uygulanacaktır.
Örneğin mükellef (A) AŞ 2009 yılında emsale uygun birim
fiyatı 900 TL olan 400 adet plazma televizyon vericisini
yurtdışında bulunan ve ilişkili kişi ilişkisi içinde olduğu
dar mükellef kurumdan 1.400 TL birim fiyatı ile ithal
etmiştir.
İşlemin gerçekleştiği taraflardan biri yurtdışında bulunan
dar mükellef kurum olduğu için, bu alım işleminde Hazine
zararının varlığını araştırmaya gerek yoktur. Bu nedenle (A)
AŞ tarafından ilişkili kişi dar mükellef kuruma transfer
fiyatlandırması yoluyla dağıtılan örtülü kazanç tutarı olan
[(1400-900) x 400=200.000] TL tutarın "Kanunen Kabul
Edilmeyen İndirim" olarak 2009 hesap dönemi kurum kazancına
ilave edilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda da 200 bin TL
tutarındaki örtülü kazancı dar mükellef kurum nezdinde
dağıtılan net kâr payı olarak kabul edeceğinden, (A) AŞ
tarafından bu tutarın Kurumlar Vergisi Yasası'nın 30/3.
maddesi gereği olarak brüte ibla edilerek tevkifata tabi
tutulması gerekmektedir.
Yasal düzenleme gereği olarak Kurumlar Vergisi Yasası'nın
13/7. maddesi uyarınca Hazine Zararı'nın oluşup
oluşmadığının tespiti, işlemin emsallere uygun tespit edilen
fiyat ve bedellerle yapılmış olması halinde, işleme taraf
olan kurumlar adına tahakkuk ettirilmesi gereken her türlü
verginin işlemin emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak
tespit edilen fiyatlar ve bedellerle yapılması sonucunda
tahakkuk eden her türlü verginin tutar ve tahakkuk zamanının
karşılaştırılması yoluyla belirlenebilecektir. Veysi Seviğ
|