|
|
Boşta geçen
süreleri borçlanabilir miyim?
Soru: yabancı bir ülke vatandaşı olarak ilk kez
1996 senesinde, Kuşadası'nda yabancı personel
olarak, bir turizim şirketinde, müsaadeleri
alınmış ve sigortası yapılmış bir şekilde bir
müddet çalıştım. O zamanki sigorta kartım ve
sağlık karnem hala mevcuttur. Sonra Türk
vatandaşı bir beyle evlenip, Türk vatandaşlığına
geçtim. O tarihten sonra çalışmadım. Kocam
Bağ-Kur emeklisi ve dolayısıyla ben de bu
kurumun korumasındayım. Ancak, acaba boş
geçen yılların primlerini ödeyerek, ben de
zamanı gelince bir emeklilik hakkı elde edebilir
miyim? Ben 1959 doğumluyum yani 50
yaşındayım. Geçmişte memleketimde de 11 sene
öğretmen olarak hizmetim var. Bu konuda beni
aydınlatırsanız memnun olurum. C.D.
Sigortalıların bitmeyen hayali
Sigortalılarımızın, çalışma dönemleri arasındaki
hiç çalışılmayan veya çalıştıkları halde
sigortalı bildirimi yapılmayan; sosyal
güvencesiz dönemleri geçmişe dönük olarak
borçlanma istekleri sıkça sorulan sorulardandır.
Halk dilinde bu durum kısaca, "boşlukları
doldurabilir miyim" şeklinde ifade edilmektedir.
Hatta bir çok kez bu husus sorudan ziyade bir
temenni olarak dile getirilmekte. Bazen
sigortalılarımız bu temennilerine, o kadar
yoğunlaşmaktadırlar ki, bu yönde bir Borçlanma
Kanunu'nun çıktığını ya da mecliste bir kanun
tasarısı olduğuna dair duyumlar aldıklarını
iddia etmektedirler. Böyle bir kanun çıksa
evlerini, arabalarını satarak hemen borçlanma
yapacak çok kişi var. Sanırım fısıltı
gazetesinin en fazla işlediği konunun başında,
bu Borçlanma Kanunu'nun hazırlandığı iddiası
gelmektedir.
Hemen belirtelim, sosyal güvenlik sistemimizin
bugün içine düştüğü acıklı durumun baş
etkenlerinden birisi de geçmişte hesapsızca
çıkarılan borçlanma kanunlarıdır. Çünkü
borçlanma kanunları sonrasında sosyal güvenlik
kurumlarının aktüaryal dengeleri alt üst
olmaktadır. Sigortacılıkta aslolan, primlerin,
zaman içerisinde kısım kısım toplanıp
değerlendirilmesidir. Gerçi borçlanma
kanunlarıyla sosyal sigorta kurumları, geçici
olarak büyük miktarlarda gelir elde
edebilmektedirler. Gelir-gider dengeleri kısa
süreli de olsa, gelir lehine değişmektedir.
Ancak artan gelirlerini sağlıklı şekilde
değerlendirip yatırıma dönüştürmeye fırsat bile
bulamadan, borçlanma yapanlara emeklilik, sağlık
gibi giderler yapılmaya başlanılmakta;
dolayısıyla toplam giderler kısa sürede ve bir
daha hiç düşürülemeyecek şekilde artış
göstermektedir.
GİDER DENGESİ
Hemen belirtelim, şu anda borçlanma uygulaması
olarak yurt dışı, grev, lokavt ve bunun gibi
geçen sürelerle erkeklerde askerlik ve
kadınlarda da doğum borçlanması uygulamaları
devam etmektedir. Bunun dışında, kamuoyunda
ifade edildiği gibi, boşta geçen sürelerin
borçlanılarak sigortalılık süresine dahil
edilmesi şeklinde bir uygulama mümkün değildir.
Ülkemizde sosyal güvenlik sistemindeki
gelir-gider arasında gelirler aleyhine
gerçekleşen denge, daha doğrusu dengesizlik,
böyle bir borçlanmayı imkansıza yakın şekilde
güçleştirmektedir. Fakat buradan, Türkiye'de
borçlanmalar devri artık bitmiştir şeklinde bir
anlam çıkarmak da mümkün değil.Bu bir anlamda
hükümetlerin, sosyal politika tercihlerine
bağlı. Çünkü henüz 2008 yılında 5510 sayılı
Kanunun geçici 23, 24 ve 25.maddeleriyle
uygulamaya konulan, sosyal güvenlik prim
borçlarının yeniden yapılandırması
uygulamasının, Bağ-Kur'lular, özellikle de tarım
Bağ-Kur'luları açısından bir borçlanma kanunu
gibi işlediğini gördük.
13 BİN LİRA ÖDEYEN
Bağ-Kur sigortalısı olması gerektiği halde, bu
tarihe kadar Bağ-Kur'da kayıt ve tescil
yaptırmamış sigortalılar, geçmişe dönük olarak
tescil ettirilip, borçlanma başvuru tarihine
kadar tahakkuk eden prim borçlarını defaten ya
da taksitle ödeyerek hizmet kazanmış oldular.
Özellikle tarım Bağ-Kur'luları, satmış oldukları
ürün bedellerinden yapılan tevkifatların
belgelenmesi suretiyle, uygulamanın başladığı
1994 yılından itibaren tescil edilme imkanı
buldular. Borçlanma tarihinde elli beş yaşını
doldurup, bu şekilde toplam on üç-on dört yıllık
hizmeti bir anda kazanan sigortalılar,
askerliklerini de borçlanarak, ortalama on üç
bin lira ödemek suretiyle hemen emekli olma
şansı elde ettiler. Hatta bunların bir kısmına,
Halk Bankası tarafından emekli aylıklarından
kesilip geri ödenmek kaydıyla kredi de verildi.
Böylece özellikle köy ve kasabalarda yaşayan
tarım kesimi çalışanları, bu imkandan yararlanıp
bir anda emekli statüsüne kavuştular.
ZORUNLU GÖÇ
Soru sahibi C. Hanım'ın Türkiye'de boşta geçen
sürelerini borçlanma imkanı olmadığı gibi, yurt
dışındaki çalışma süresinde de o dönemde henüz
Türk vatandaşı olmadığı için, yurt dışı
borçlanması yapılarak hizmet süresine eklenmesi
de mümkün değildir. Sadece Bulgaristan'dan
zorunlu göçe tabi tutulan vatandaşlarımıza özel
kanun maddesiyle henüz Türk vatandaşı
olmalarından önceki çalışma dönemlerini
borçlanma imkanı getirildi. Hatta bu durum,
özellikle Yunanistan ve eski Yugoslavya
ülkelerinden ticari ve psikolojik taciz
dolayısıyla Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan
vatandaşlarımızı hayal kırıklığına uğrattı. Son
olarak C. Hanım'ın, geçmişte memleketinde geçen
on bir yıllık öğretmenlik hizmetinin, burada
geçerli olup kısmi emekli aylığı gibi imkan
sağlaması için, bu hizmetin geçtiği ülkenin
Türkiye ile sosyal güvenlik anlaşması olup
olmadığına bir bakmak gerekmektedir. Celal
Kapan / Y.Asır |
|