|
|
Hesap Uzmanları
Kuruluna girdiğimizde üstatlarımızın bize
çeşitli nasihatleri olmuştu.
Bu nasihatlerin birinci sırasında “adaletli
olmak” geliyordu.
Kanunun size verdiği görev ödenmesi gereken
vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit ve
sağlamaktır, bu amaçtan öte kendinize görev
edinmeyin demişlerdi.
Vergi inceleme elemanının görevi sadece devlet
hakkını korumak değil mükellefin de hakkını
korumaktır diye sıkı sıkı tembih etmişlerdi.
Zorlama iddialara dayanan raporlar yazmaktan
kaçının sakın haksız vergi almaya kalkmayın diye
uyarmışlardı bizleri.
Mükellefi sakın “vergi kaçıran” önyargısıyla
görmeyin incelemelerinizde bu saplantıdan uzak
durun demişlerdi.
İncelemelerinizde mükellefe olan tavırlarınız
son derece saygılı olsun demişlerdi.
Daha birçok önerileri vardı ama özü yukarıda
saydığım çerçevede adil olmaya, hakkaniyetli
olmaya dayanıyordu.
İşte bu temel değerler üzerine kurulmuş olan
Hesap Uzmanları Kurulu bu nedenle her dönemde ve
her koşulda saygınlığını korudu.
İnceleme geçirip, matrah farkı tespit edilen bu
nedenle cebi ve canı yanan mükellefler bile
büyük övgüyle bahsettiler Hesap Uzmanlarından.
Oysa biz sadece gereği gibi yapıyorduk işimizi
hepsi bu.
Ama son dönemlerde maliyeciliğin bu temel
değerlerinden uzaklaşılmaya başlandı.
En son örneği “kod rezaleti”ydi.
Mükellefler kod-1, kod-2 diye fişlenmeye
başlandı.
Uygulamaya özü itibarıyla doğruydu ama keyfi
davranışlar nedeniyle sistem amacından uzaklaştı
ve sapla saman karıştı.
Kötü niyetli mükellefleri tespite yönelik bir
sistem iyi niyetli mükelleflerin kabusu haline
dönüştü. Maliye bu listeleri tehdit aracı olarak
kullanarak ve varlık barışını gerekçe göstererek
haksız vergiler aldı almaya kalktı.
Tehdit maliyeciliğin hiçbir zaman kullanmayacağı
bir enstrüman olmasına karşın en çok kullanılan
yöntem oldu.
Bir dönem de mükellefler tek tek vergi
dairelerine çağırılıp tehdit edildi. Beyanınız
düşük, artırmazsanız sizi inceleriz tehdidine
maruz bırakıldı.
Gerçekten bazı mükelleflerin beyanı olması
gerekene göre düşüktü ama bazıları da sırf
devletle ters düşmemek için fazladan ve haksız
vergiler ödediler.
Daha bir sürü örnek verebiliriz.
Ama şimdi “maliyecilikten gelmeyen” bir Bakan bu
haksızlıklara el attı ve maliyeciliğin temel
değerlerine sahip çıktı.
Bu kod sisteminden vazgeçiliyormuş.
Bravo Sayın Şimşek’e.
Maliyecilikten gelme bakanların, idarecilerin
çıkmadığı değerler o sahip çıkıyor.
Sayın Bakanım daha yapılması gereken çok şey
var.
Bizi maliyeciliğimizden utandırıp mükelleflere
rezil eden suyu çıkmış mukteza sistemine de el
atmışsınız zaten.
Görüş alıp işlem yapan ama peşinden tamamen
farklı görüş verilip mağdur olan mükellefe bunu
izahta çok zorlanıyorduk.
Artık verilen görüşler internette
yayınlanacakmış ve genel nitelikli olacakmış.
Demek ki bundan sonra görüş değiştirmek bu kadar
olamayacak.
Bunun için de bravo size.
Birde uygulama birliği konusuna el atmak lazım
Sayın Bakanım.
Yıllardır bir vergi dairesinden aynı sistemde
tıkır tıkır vergi iadesi alan mükellef başka bir
ilin vergi dairesine nakil olduğu için sekiz
aydır iade bekliyor.
Bu vergi dairesi başka bakanlığa mı bağlı diye
soran mükellefe verilebilecek cevap yok.
O vergi dairesi yanlış yapıyorsa beni
ilgilendirmez diyen vergi memurunun tavrını
anlamakta zorlanıyor mükellefler. Bu davranışlar
Maliyenin saygınlığına gölge düşürüyor.
Birde vergi memurlarına işlerinin mükelleflere
zorluk çıkarmak değil de işlerini yapmak
olduğunu anlatmak lazım.
Daha çok şey var yapılacak Sayın Bakanım.
Mükellefleri de dinleyin yeter.
Atilla DÖLARSLAN
atilladolarslan@yontemymm.com.tr
/ Gözlem Gzt / 16.01.2010 |
|