Miadı dolan malların
KDV'si (2)
Değerli Dünya okurları, geçen önceki hafta
miadı dolan malların KDV'si konusunda bir ana kuralı
sizlerle paylaşmıştım. Yazıya www.vergiportali.com'dan
erişebilirsiniz. Bugün konuya ilişkin görüşlerimi paylaşmak
istiyorum.
Kullanım ömrü dolan malı zayi oldu diye nitelemek yerine
"satış firesi" kavramıyla izah etmek daha doğru olacaktır.
Böyle yaklaştığımızda Mali İdare'nin 57 nolu KDV
sirkülerinde kabul edip, ayırdığı "üretim firesi" benzeri
bir durum söz konusudur.
Mali İdare doğal ve doğru olarak "fire"yi zayi olan mal
kavramından ayırmıştır. Fire sadece üretimde değil,
depolama, taşıma ve satış aşamalarında da karşımıza
çıkabilir.
Fire üretimin / ticaretin yapılması sırasında, o işin doğası
gereği oluşan kayıplardır. Bu kayıplar uçma, havaya karışma,
sızma vb şekillerde, sonrasında elde hiçbir şey kalmadan
meydana gelebileceği gibi, talaş, toz, kıymık vb. döküntüler
şeklinde de geride bir kalıntı (değeri olan veya değersiz)
bırakacak şekilde de tezahür edebilir.
Firenin bizce bir çeşidi olan ve işin doğası gereği
katlanılan bir maliyet unsuruna ilişkin KDV'nin reddinin
sistemi içinden çıkılamaz ve tutarsız bir hale getireceği
düşüncesindeyiz.
Av. Akın Gencer Şentürk'ün Değerlendirmesi
"Bence temel yanılgı KDV Kanunu'nun 30'uncu maddesinin
27'nci maddeden kopuk değerlendirilmesidir. Yansıtmalı bir
vergi olan KDV, iki temel vergi güvenlik müessesesi
içermektedir ve bunlardan biri indirilecek vergi kısmında
bir diğeri ise hesaplanan vergi kısmındadır. İndirimle
ilgili değerlendirme yapılırken mutlak surette hesaplanan
vergi kısmına ait düzenlemeler de dikkate alınmak
durumundadır. Söyle ki:
Örneğin KDV Kanunu'nun md. 27/2 uyarınca; "Bedelin emsal
bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük
olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe hakli bir sebeple
açıklanamadığı hallerde de, matrah olarak emsal bedeli veya
emsal ücreti esas alınır."
Eğer bu durumda teslim edilen malda emsal bedel dikkate
alınacaksa o zaman indirim yönünden orantısal bir hesapla
düzeltme yapılması gerekli olmayacak demektir. Yok, eğer
teslime konu değer emsal bedelden düşükse o zaman Kanun
"hakli bir sebeple açıklanamadığı" takdirde diyerek bir ölçü
getirmiştir. Miadın dolması, hakli bir nedendir ve resmi
olarak da tespit edilmektedir. Bu durumda emsal bedelden
düşük olduğu gerekçesiyle hesaplanan KDV'ne bir eleştir
getirilmeyecektir. Ancak bu hakli nedenin kabul edilmeyip
indirim iptali yoluna gidilmesi durumunda (KDVK md. 30/c) o
zaman hakli neden olup olmamasının bir önemi kalmayacaktır.
Yani hakli nedeni olmayan nasıl emsal bedelden KDV
hesaplayacaksa hakli nedeni olan da bu kez indirim iptali
yoluna gidecek ayni duruma düşecektir. Esas bu durum vergide
hak ve adaletle örtüşmeyecektir.
Bu durumda sunu söyleyebiliriz: KDV sisteminde esas olan mal
ve hizmetin nitelik ve nicelik olarak üzerine hep bir katma
değer ilave edilerek tüketiciye ulaştırılmasıdır. Mal fiziki
olarak yok olmuşsa idare bu yok olmayı tespit
edemeyeceğinden hesaplanan KDV arama yoluna gitmeyecek ancak
indirim iptali isteyecektir. Malda fiziki kayıplar varsa bu
durum tespit edilebileceğinden yine emsal bedel
uygulamasında hakli neden sayılacaktır. Hakli nedenle
hesaplanan KDV'de mükellefe baskı yapılmayan hallerde
indirim yönünden de baskı yapılmayacaktır. Kıymet düşüklüğü
de aynen fiziki olarak kısmen kayıp gibi
değerlendirilecektir. Yani tespit ediliyorsa hakli neden
sayılacak emsal bedel uygulanmayacak bu durumda indirim
iptali de uygulanmayacaktır. Bu durumlarda temel KDV
varsayımı realize edilmek durumundadır.
Gerek indirim ve gerekse hesaplanan KDV yönünden temel ölçü
kanunun 27 ve 30'uncu maddelerine göre somut olarak tespit
edilebilirlik ve hakli neden seklidedir. Miadı dolan mallar
fizikken tespit edilebilmektedir. Üstelik bunlar imha
edileceğinden artik emsal bedeli sıfır olmaktadır. Ortada
zayi olan değil kıymeti düsen ve bu kıymet düşüklüğü hakli
neden kabul edilecek bir olgu vardır. Nasıl ki bu durumda bu
malları emsal bedelle teslim etmiş gibi KDV hesapla
denilemiyorsa indirim iptali de istenemeyecektir."
Değerlendirmelerimiz devam edecek
Bu konuyu irdelemeye, naçizane görüşlerimizi değerli
okurlarımızla paylaşmaya devam edeceğiz.
Zeki GÜNDÜZ / Dünya |