Türkiye'nin Muhasebe Rehberi   I  Yayınlanan En Son Mevzuatlar  I  2010 Vergi Takvimi  I   2010 Yılı Muhasebe Uygulamaları  I  Beyanname Rehberi  
Ana sayfa Yasal Uyarı Künye Danışma Hattı Güncel Bilgi Arşivi

      Çalışma Hayatı Rehberi

 MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   15 EYLÜL 2010

  Vergi Rehberi 

  2010 Çalışmaları 
  2010 Pratik Bilgiler 
  Staj - Stajyer Rehberi
  Maliye Rehberi
  BEŞ DAKİKA ARA !...
  Makale Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi  

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

 

 
       
   

Miadı dolan malların KDV'si (2)
 

Değerli Dünya okurları, geçen önceki hafta miadı dolan malların KDV'si konusunda bir ana kuralı sizlerle paylaşmıştım. Yazıya www.vergiportali.com'dan erişebilirsiniz. Bugün konuya ilişkin görüşlerimi paylaşmak istiyorum.

Kullanım ömrü dolan malı zayi oldu diye nitelemek yerine "satış firesi" kavramıyla izah etmek daha doğru olacaktır. Böyle yaklaştığımızda Mali İdare'nin 57 nolu KDV sirkülerinde kabul edip, ayırdığı "üretim firesi" benzeri bir durum söz konusudur.

Mali İdare doğal ve doğru olarak "fire"yi zayi olan mal kavramından ayırmıştır. Fire sadece üretimde değil, depolama, taşıma ve satış aşamalarında da karşımıza çıkabilir.

Fire üretimin / ticaretin yapılması sırasında, o işin doğası gereği oluşan kayıplardır. Bu kayıplar uçma, havaya karışma, sızma vb şekillerde, sonrasında elde hiçbir şey kalmadan meydana gelebileceği gibi, talaş, toz, kıymık vb. döküntüler şeklinde de geride bir kalıntı (değeri olan veya değersiz) bırakacak şekilde de tezahür edebilir.

Firenin bizce bir çeşidi olan ve işin doğası gereği katlanılan bir maliyet unsuruna ilişkin KDV'nin reddinin sistemi içinden çıkılamaz ve tutarsız bir hale getireceği düşüncesindeyiz.

Av. Akın Gencer Şentürk'ün Değerlendirmesi

"Bence temel yanılgı KDV Kanunu'nun 30'uncu maddesinin 27'nci maddeden kopuk değerlendirilmesidir. Yansıtmalı bir vergi olan KDV, iki temel vergi güvenlik müessesesi içermektedir ve bunlardan biri indirilecek vergi kısmında bir diğeri ise hesaplanan vergi kısmındadır. İndirimle ilgili değerlendirme yapılırken mutlak surette hesaplanan vergi kısmına ait düzenlemeler de dikkate alınmak durumundadır. Söyle ki:

Örneğin KDV Kanunu'nun md. 27/2 uyarınca; "Bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe hakli bir sebeple açıklanamadığı hallerde de, matrah olarak emsal bedeli veya emsal ücreti esas alınır."

Eğer bu durumda teslim edilen malda emsal bedel dikkate alınacaksa o zaman indirim yönünden orantısal bir hesapla düzeltme yapılması gerekli olmayacak demektir. Yok, eğer teslime konu değer emsal bedelden düşükse o zaman Kanun "hakli bir sebeple açıklanamadığı" takdirde diyerek bir ölçü getirmiştir. Miadın dolması, hakli bir nedendir ve resmi olarak da tespit edilmektedir. Bu durumda emsal bedelden düşük olduğu gerekçesiyle hesaplanan KDV'ne bir eleştir getirilmeyecektir. Ancak bu hakli nedenin kabul edilmeyip indirim iptali yoluna gidilmesi durumunda (KDVK md. 30/c) o zaman hakli neden olup olmamasının bir önemi kalmayacaktır. Yani hakli nedeni olmayan nasıl emsal bedelden KDV hesaplayacaksa hakli nedeni olan da bu kez indirim iptali yoluna gidecek ayni duruma düşecektir. Esas bu durum vergide hak ve adaletle örtüşmeyecektir.

Bu durumda sunu söyleyebiliriz: KDV sisteminde esas olan mal ve hizmetin nitelik ve nicelik olarak üzerine hep bir katma değer ilave edilerek tüketiciye ulaştırılmasıdır. Mal fiziki olarak yok olmuşsa idare bu yok olmayı tespit edemeyeceğinden hesaplanan KDV arama yoluna gitmeyecek ancak indirim iptali isteyecektir. Malda fiziki kayıplar varsa bu durum tespit edilebileceğinden yine emsal bedel uygulamasında hakli neden sayılacaktır. Hakli nedenle hesaplanan KDV'de mükellefe baskı yapılmayan hallerde indirim yönünden de baskı yapılmayacaktır. Kıymet düşüklüğü de aynen fiziki olarak kısmen kayıp gibi değerlendirilecektir. Yani tespit ediliyorsa hakli neden sayılacak emsal bedel uygulanmayacak bu durumda indirim iptali de uygulanmayacaktır. Bu durumlarda temel KDV varsayımı realize edilmek durumundadır.

Gerek indirim ve gerekse hesaplanan KDV yönünden temel ölçü kanunun 27 ve 30'uncu maddelerine göre somut olarak tespit edilebilirlik ve hakli neden seklidedir. Miadı dolan mallar fizikken tespit edilebilmektedir. Üstelik bunlar imha edileceğinden artik emsal bedeli sıfır olmaktadır. Ortada zayi olan değil kıymeti düsen ve bu kıymet düşüklüğü hakli neden kabul edilecek bir olgu vardır. Nasıl ki bu durumda bu malları emsal bedelle teslim etmiş gibi KDV hesapla denilemiyorsa indirim iptali de istenemeyecektir."

Değerlendirmelerimiz devam edecek

Bu konuyu irdelemeye, naçizane görüşlerimizi değerli okurlarımızla paylaşmaya devam edeceğiz.

Zeki GÜNDÜZ / Dünya

 
Yasal Uyarı
 
 
   

 
 

 

 

 
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght  © 2005-2010 www.muhasebenet.net www.muhasebenet.com. Her hakkı saklıdır.