Kâr paylarının beyanı ve
istisna
Mart ayı yıllık gelir vergisi beyan
dönemi. 2009 yılında elde edilen gelirlere ilişkin yıllık
gelir vergisi beyannamesinin verilmesi süresi 25 Mart
Perşembe akşamı doluyor. Bu nedenle biz de bu yazımızda,
yine beyanı gereken gelirlerle ilgili bir konuyu, tam
mükellef gerçek kişilerin sermaye şirketlerinden, bir başka
deyişle anonim ve limitet şirketlerden elde ettikleri kâr
paylarının vergilendirilmesini ve bu konudaki istisnayı,
biraz da gelen soruların etkisi ile tekrar irdeleyelim
istedik.
Vergilendirme ve istisna uygulamasında en önemli konu, 2009
yılında şirketçe dağıtılan kârın hangi yıla ait kazançlardan
olduğu noktasında düğümlenmektedir.
Gelir Vergisi Kanunu'nun 22/2. maddesine göre, tam mükellef
kurumlardan elde edilen ve 75/2. maddesinin 1 - 3.
bentlerinde yer alan kâr paylarının yarısı gelir vergisinden
istisna edilmiştir. Bu düzenlemelere göre yarısı vergiden
istisna olan kâr payları anonim şirketlerde, hisse senedi
veya ilmuhaber sahiplerine, menkul kıymete bağlanmamış
çıplak pay sahiplerine, kurucu senetlerine veya intifa
senetlerine, yönetim kurulu başkan ve üyelerine ödenen kâr
paylarıdır.
Limitet şirketlerde istisnadan yararlanacak kâr payları ise
ortaklara ödenen kâr payları ile organ sıfatını haiz
müdürlere ödenen kâr paylarıdır.
Söz konusu istisnaya tabi kâr payları, -kural olarak - Gelir
Vergisi Kanunu'nun 94/1-6. maddesine göre dağıtımda gelir
vergisi stopajına tabidir. Bu nedenle istisnadan
yararlanabilecek bu kâr payları, stopaja tabi tutulmuş
şekilde elde edilecek kâr payları olacaktır.
Stopaja tabi tutularak elde edilen gelirlerin beyannameye
aktarılmasında kural, bu gelirlerin brüt olarak nazara
alınmasıdır. Net gelir üzerinden vergilendirme yapılmaz. Bu
nedenle kâr payı elde edenlerin, istisna olan yarı tutarı
hesaplamadan önce elde ettikleri kâr paylarını
brütleştirmeleri, sonra yarısını alarak istisna ve vergiye
tabi tutarı hesaplamaları gerekmektedir.
Söz konusu kâr paylarının vergiye tabi olan yarısının, Gelir
Vergisi Kanunu'nun 86. maddesinde yazılı beyan sınırını
aşması halinde, bu vergiye tabi olan kısmın tamamının yıllık
beyanname ile beyan olunması gerekmektedir. Bu sınır 2009
yılında elde edilecek gelirler için 220.000 TL'dir. Beyan
edilen kâr payları üzerinden hesaplanan yıllık vergiden ise,
stopajın yarısı değil, tamamı mahsup edilecektir.
Kâr payının yıllık beyanname konusu olup olmayacağı, ancak
bu hesaplama ile mümkündür. Zira beyan sınırının hesabında
istisna kısım, nazara alınmaz.
Yukarıdaki açıklamalarımız, kurumların 2003 ve izleyen
yıllara ait kârlarını dağıtmaları durumunda geçerlidir.
Çünkü Gelir Vergisi Kanunu'nun 22. maddesinde yer alan
istisna düzenlemesi, dağıtılan kârın;
- 2002 veya önceki yıllarda elde edilen istisna kazançlardan
olmaması,
- Kanunun geçici 61. maddesinde kapsamında stopaja tabi
yatırım indirimi istisnasından kaynaklanmaması şartlarıyla
uygulanmaktadır.
Dağıtılan kârın, 2002 ve öncesi istisna kazançlardan olması
veya kanunun geçici 61. maddesi kapsamında stopaja tabi
yatırım indirimi istisnasından kaynaklanması durumunda,
aktardığımız istisna uygulanmamaktadır. Zira bu kaynaklardan
sağlanan kazancın dağıtımı dolayısıyla elde edilen kâr
paylarının beyan kuralları, Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici
62. maddesinde farklı olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye
göre, söz konusu kaynaklardan dağıtılan ve elde edilen kâr
paylarının net tutarının 1/9 fazlasının yarısı vergiden
istisna edilecektir. Dolayısıyla elde edilen kâr payının
22.000 liralık beyan sınırını geçip geçmediği, bu şekilde
belirlenebilecektir. Sınırın aşılması dolayısıyla yıllık
beyannamede bu kapsamda bir kâr payı gelirinin yer alması
halinde, bu gelire tekabül eden yıllık vergiden, beyan
olunan kâr payı tutarının beşte biri indirilecek, kalan
vergi ödenecektir.
Kurumların 1998 ve öncesine ait kârlarını dağıtmaları
halinde ise tam mükellef gerçek kişilerce elde edilen kâr
payları yıllık beyannameye dahil edilmeyecektir. Bu kısma
tekâbül eden kar payının tamamı, gelir vergisinin konusu
dışındadır.
Kurumların 1998 sonrasına, ancak 2003 öncesine ait istisna
dışı kazançlarından yapacakları kâr dağıtımlarında uygulama
ise 2003 sonrası dönemlerle ilgili açıklamalarımız
doğrultusunda olacaktır.
Bu belirlemelerin kâr payı elde edenlerce yapılması olanağı,
özellikle halka açık anonim şirket ortakları için pek kolay
değildir. Kâr dağıtımı yapan şirketlerin, her şeyden önce
dağıttıkları kâr paylarının kaynaklarını belirlemeleri, kâr
dağıtımı kararının alındığı genel kurul kararında
belirtmeleri ve açıklamaları zorunludur.
Bumin Doğrusöz / referans |