Dönem sonu
yaklaşırken
Bugünlerde hangi işi yaparsanız yapın
genelde yıl sonu yoğunluğundan bahsediliyor.
Geçmiş on bir ayın yorgunluğu mu yoksa yıl
sonuna kadar yapılması gereken işlerin
yetişip yetişmeyeceğinin telaşı mı bilinmez.
Ancak iş dünyası açısından yıl sonunun önemi
dönem içi hesaplarının 31.12. tarihi
itibarıyla kapanacak olması. İşletmeler her
ne kadar yıl içerinde geçici vergi beyan
dönemleri itibarıyla beyanda bulunsalar da
adı üstünde geçici. Geçici olmayan dönem
sonu yani yıl sonu işlemleri. Bizde yıl sonu
yaklaşırken 2010 yılı dönem kazançlarında
vergi avantajı olabilecek birkaç hususu
hatırlatmak istedik.
Demirbaş ve sabit kıymet alımını şimdi yapın
İşletmenize almayı düşündüğünüz ve üzerinden
amortisman ayırabileceğiniz demirbaş ve
sabit kıymetleri yıl sonuna kadar almanızda
fayda var. Yıl sonuna kadar yapacağınız bu
tür alımlar sonuncunda aktife aldığınız
demirbaş ve sabit kıymetler üzerinden yıllık
amortisman ayırmak suretiyle verginizi
azaltabilirsiniz. Hatta hızlandırılmış
amortisman yöntemini uygularsanız daha da
avantajlı durum ortaya çıkacaktır. Ancak bu
söylediklerim binek otomobiller için biraz
farklı uygulanıyor. Binek otomobillerde
hangi ayda alındı ise o aydan itibaren kıst
aylık amortisman ayırabilirsiniz.
Diğer taraftan demirbaş ve sabit kıymet
alımlarına ilişkin kullanılan kredi
faizlerinin ilk aktife alındığı yıl için
gider yazılmayıp maliyet hesaplarına
alınması gerekir. Aktife alındığı yılın
sonuna kadar alıma ilişkin kredi faizlerinin
maliyetine eklenme zorunluluğu takip eden
yıldan itibaren ihtiyari hale geliyor. Yani
bu yıl içerinde kredi ile alacağınız sabit
kıymet veya demirbaş alımına ilişkin olarak
ödeyeceğiniz faizlerin önümüzdeki yıldan
itibaren tamamını gider hesaplarına atarak
verginizi daha az ödeyebilirsiniz.
Sıfır binek otomobilin KDV ve ÖTV avantajı
Her ne kadar binek otomobillerin amortismanı
yıllık olarak ayrılmazken başka bir husustan
dolayı avantajı olduğunu da hatırlatalım.
Biliyorsunuz yeni binek otomobil alırken
%84'lere ulaşan özel tüketim vergisi ile %18
oranında Katma Değer Vergisi ödüyorsunuz.
Binek otomobiller için ödenen KDV oto
kiralama ve işletme işi yapan firmalar
dışında KDV beyanında indirim konusu
yapılması mümkün değil. Ancak yeni otomobil
için ödemiş olduğunuz KDV ve ÖTV'yi 2010
yılı kazancından indirim konusu
yapabilirsiniz. Eğer böyle bir düşünceniz
varsa bu alımı 2010 yılı geçmeden yapmanızda
fayda var. Hatta bu işlemi hiç para ödemeden
vadeli olarak yapmanızda sonucu
değiştirmiyor. Neredeyse lüks binek
otomobillerde ödediğiniz tutarın yarıdan
fazlası ÖTV ve KDV olduğunu düşünürseniz
doğrudan gider yazacağınız miktarın önemi
daha da artıyor.
Tahsil edemediğiniz alacaklarınız için dava
açın
Ticari ve zirai kazancın elde edilmesine
yönelik alacakların dava ve icra safhasında
bulunması halinde bu tutarlara ilişkin
karşılık ayırarak giderleştirmeniz mümkün.
İleride bu tutarların tahsil edilmesi
halinde ise gelir kaydı yapılması gerekir.
Tahsil zamanı gelmesine rağmen halen tahsil
edilememiş olan alacakların yıl sonuna kadar
dava ve icra konusu edilmesi halinde bu
tutarlar yıllık kazancınızdan indirim konusu
yapılarak daha az vergi ödemeniz mümkün.
Alacak senetlerinize reeskont
İşletmelerin vadesi gelmemiş olan senede
bağlı alacaklarından yılsonu ile vadeleri
arasındaki sürelere göre hesaplanacak
iskonto tutarlarını giderleştirmeleri
mümkün. Örneğin 2010 yılı içerinde bir mal
satışı dolayısıyla müşteriden almış
olduğunuz Eylül 2011 vadeli bir alacak
senedini senette faiz oranı yazması halinde
bu faiz oranı ile yazmıyor ise Merkez
Bankası'nın resmi iskonto oranında
31.12.2010 tarihi itibarıyla oluşacak değer
bulunur. İki değer arasındaki vade farkı
olarak nitelendirilebilecek tutar
giderleştirilmek suretiyle 2010 yıl kazancı
olarak vergilenmez. Ancak alacak senetleri
için reeskont uygulaması yapan işletmelerin
bu işlemleri borç senetleri içinde yapması
zorunlu. Borç senetleri üzerinden
hesaplanacak reeskont tutarları dönem
kazancını alacak senetlerinin tersine
artırmakta yani gelir yazılmakta.
Dolayısıyla bu yöntemin avantajlı olabilmesi
için alacak senetleri üzerinden hesaplanacak
tutarların daha yüksek olması gerekir.
Sabit kıymet yenileme fonu
İşletmelerin amortismana tabi iktisadi
kıymetlerini satılması halinde oluşacak kar
o yılın kazancı olarak vergiye tabi tutulur.
Bu tutar bazen enflasyondan dolayı çok
yüksek tutarlarda kazancın çıkmasına neden
olabilir.
Ancak satılan iktisadi kıymetin
yenilenmesine ilişkin bir durum varsa bu
kazancı o yılda vergiye tabi
tutmayabilirsiniz. Bunun için yapılması
gereken satışı yapılan iktisadi kıymetin
yenilenmesine ilişkin karar verilmesi ve bu
hususun ispatlanması. Bu hususlar yerine
getirildikten sonra iktisadi kıymetin
satışından ortaya çıkan kazanç üç yıl süre
ile vergilenmiyor. Üç yıl içerisinde
iktisadi kıymetin yenilenmemesi halinde ise
üçüncü yılın kazancı olarak vergiye tabi
tutuluyor. Üç yıl içerinde iktisadi kıymetin
yenilenmesi halinde yeni kıymet üzerinden
hesaplanan amortisman tutarları bu tutardan
mahsup ediliyor.
Sonuç
Vergi kanunlarında mükelleflerin
kullanabileceği birçok vergisel avantajlar
bulunmakta. Bu avantajlar kanunların
öngördüğü şekilde kullanıldığı takdirde
firmalar üzerinde aşırı bir vergi yükü
oluşmamakta. Vergi kanunları eksiklikleri
olmakla beraber hem enflasyondan dolayı
ortaya çıkan fiktif kazançların
vergilenmemesi hem de ticari hayatın
getirdiği bir çok zorluklara çözüm bulmuş
durumda. Firmaların risk alarak vergi
ödememe tercihi yerine vergi kanunlarında
yer alan avantajları kullanarak daha az
vergi ödemesi için vergi kanunlarımızda
birçok hususlar yer almakta. Biz
kullanılabilecek vergisel avantajlardan bir
kaçını hatırlatmak istedik.
İsmail KÖKBULUT
ikokbulut@bugun.com.tr
Bugün |