Türkiye'nin Muhasebe Rehberi   I  Yayınlanan En Son Mevzuatlar  I  2010 Vergi Takvimi  I   2010 Yılı Muhasebe Uygulamaları  I  Beyanname Rehberi  
Ana sayfa Yasal Uyarı Künye Danışma Hattı Güncel Bilgi Arşivi

      Asgari Geçim İndirimleri

 MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :  11 Şubat 2010

  Vergi Rehberi 

  2010 Çalışmaları 
  2010 Pratik Bilgiler 
  Staj - Stajyer Rehberi
  Maliye Rehberi
  BEŞ DAKİKA ARA !...
  Makale Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi  

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

 

 
       
   

Yatırım indiriminde son durum

Geçen yazımda, Anayasa Mahkemesi kararlarından ücretlilere uygulanacak vergi tarifesiyle ilgili olanının yaşama geçirilmesini yazmıştım. Bu yazımda da bu defa Anayasa Mahkemesi'nin yatırım indirimi konusundaki kararının yaşama geçirilmesini, son günlerin tartışmalarının da ışığında irdelemek istiyorum.
Anayasa Mahkemesi yatırım indirimi konusunda Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 69. maddesinde yer alan "sadece 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait" ibaresini iptal ederek, kazanılmış yatırım indiriminden yararlanma hakkını yok eden, hukuk güvenliği ilkesine aykırı düzenlemeyi iptal etmiştir. İstisnaya konu iktisadi kıymete ilişkin harcamaların yapıldığı yılda başlanması ve indirilecek tutara ulaşılıncaya kadar devam olunması biçimindeki yatırım indirimi istisnası, bu istisnadan yararlanmaya zamanında yürürlükteki mevzuata göre hak kazananlar için yeniden canlanmıştır.
Anayasa Mahkemesi bu kararı ile ayrıca 5479 sayılı kanunun, yatırım indirimi düzenlemesini 1.1.2006 tarihinde yürürlükten kaldıran düzenlemesini de iptal etmiştir. Böylece yatırım indirimi istisnasının yürürlükten kalkma tarihi 5479 sayılı kanunun yürürlük tarihi olan 8.4.2006 tarihine taşınmıştır. Böylece mükelleflerin 8.4.2006 tarihine kadar yapmış oldukları ve Gelir Vergisi Kanunu'nun 19. maddesi kapsamında bulunan yatırımları, 1.1.2006 tarihinden önce başlayan yatırımlarla bir bütünlük oluşturmasa dahi yatırım indiriminden yararlanır hale gelmiştir.
Bu iptal kararları, önce Anayasa Mahkemesi'nce Maliye Bakanlığı'na 15.10.2009 tarihinde bildirilmekle aleniyet kazanmış, daha sonrada 5 Ocak 2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.
Bu iptal kararları öncelikle, Kurumlar Vergisi mükelleflerinden 3.081 kurumu, Gelir Vergisi mükelleflerinden ise 111 kişiyi ilgilendiriyor. Bu kurumların 2008 yılı beyannamelerinde devreden yatırım indirimi olarak 78.494.442.196,93 TL yer alıyor. Bu devreden yatırım indirimine sahip kurumların 2.079'unun yatırım indirimi hakkının kaynağı Gelir Vergisi Kanunu'nun mülga 19. maddesi. Bu mükelleflerin devreden yatırım indirimi 12.657.451.840,31 TL. Buna karşılık 1.625 kurumun geçici 61. maddeye istinaden yararlandığı toplam devreden yatırım indirimi tutarı ise 65.836.990.356,62 TL. Bilindiği gibi mülga 19. maddeye göre yararlanılan yatırım indirimi üzerinden ödenmesi gereken bir yükümlülük bulunmamasına karşılık, geçici 61. maddeye göre yararlanılan yatırım indirimi tutarı üzerinden % 19,8 stopaj yapılması gerekiyor. Yatırım indirimi devreden 111 Gelir Vergisi mükellefinde 2008 sonu itibariyle indirim konusu yapılamamış harcama tutarı ise 74.406.851,61 TL. Öte yandan yatırım indirimi hakkını kullanan mükelleflerin geçici vergi ve yıllık vergi oranı olarak, 5520 sayılı kanunun öngördüğü % 20 oranını değil, önceki 5422 sayılı kanunun % 30 oranını dikkate almaları gerekiyor.
Bu rakamlardan hareketle, bu kurumların 2009'a devreden yatırım indirimi tutarı kadar kazanç beyan ettiğini düşünürsek, Hazine bu uygulamadan dolayı 15.698.884.439 TL Kurumlar Vergisi gelirinden olacak. Buna karşılık 13.035.724.090 TL stopaj geliri elde edecek. Dolayısıyla bu noktada Hazine kaybı yaklaşık 2.5 milyar TL civarı olacak. Bu rakam, yatırımların teşvikinin bedeli olarak değerlendirilirse ve geçici 69. maddeye bu anayasaya aykırı hüküm tüm uyarılara rağmen konulmasa idi zaten Hazine'nin katlanılacağı bir yük olarak görülürse, fazla büyük bir rakam değildir.
Şimdi söz konusu kararları bu mükellefler için irdeleyelim.
Bu mükellefler, iptal kararının yayımlandığı tarihten sonra verecekleri bütün beyannamelerinde, bir başka deyişle hem geçici vergi hem de yıllık beyannamelerinde bu indirim haklarını kullanabilirler. Çünkü beyanname tarihinde, bu indirim hakkını engelleyen bir mevzuat düzenlemesi artık kalmamıştır. Öte yandan bu indirim hakkını kullananlara, yorum yolu ile bir tarhiyat da yapılamaz. Çünkü beyanname tarihi itibariyle tarhiyata esas alınabilecek bir yasal dayanak kalmamıştır.
Bu arada bazı görüşler, bir dedikodu olarak dolaşıyor. Bu dedikoduya göre; Anayasa Mahkemesi kararı geriye yürütülemezmiş, karar ocak ayında yayımlanmış, bu nedenle 2009 yılı kazançlarından yatırım harcamalarının indirilmesi mümkün değilmiş, bu harcamalar ancak 2010 yılı kazançlarından indirilebilirmiş. Pek çok kere duyduğum bu görüşü, tartışmaya dahi değer görmüyorum.
Kaldı ki Anayasa Mahkemesi'nin kararının aleniyet kazanmasından sonra, ihtirazi kayıtla verilmiş geçici vergi beyanları dolayısıyla yapılan tahakkuklara karşı açılan davalarda mahkemeler, tahakkukları pek yerinde ve haklı olarak iptal ederken; 2009 kazançlarının vergilendirilmesinde yatırım indiriminin dikkate alınmayacağını savunmak mümkün değildir.
2009 yılının son dönem geçici vergisinde yatırım indirimi hakkından mahsubuna yasal bir engel bulunmamasına rağmen yararlanmayanlar, yıllık beyannamede yararlanma haklarını, 2009 yılında bu indirimi düşmeyenler 2010 yılında düşme olanaklarını riske sokarlar.
Ancak Anayasa Mahkemesi kararının yaşama geçirilebilmesi için, kişilerin kendi anlayışlarında beyanname verme haklarını ortadan kaldıran ve beyan sisteminin özüne aykırı "totaliter e-beyanname"de, bu konuda satır açılması ve ayrıca bu indirimden yararlanıp da sonrasında matrah kalanlara uygulanacak vergi oranını % 30 olarak dikkate alacak bir düzenleme yapılması gerekmektedir. Bu yapılmadığı takdirde, aradaki fark vergi için vergi idaresine dilekçe vererek farkın tahakkuk ettirilmesi de unutulmamalıdır.
Eğer geçici vergiye ilişkin e-beyanname bu yolda düzeltilmezse, en kötü halde, mükelleflere yine ihtirazi kayıt verip dava açmak yolu görünmektedir. Bu davaların mükelleflerce kazanılacağı, emsal içtihatlara uyarınca aşikâr olduğuna göre, devlet bu defa yargılama maliyetleri kadar zarara girmiş olacaktır.
Burada artık, Anayasa Mahkemesi kararının yaşama geçirilmesi bir kanuna veya bir genel tebliğe ihtiyaç göstermese de Maliye idaresinin hiç olmazsa bir sirkülerle bu konudaki karışıklıkları gidererek görüşünü açıkça ortaya koyması gerekir.  Bumin Doğrusöz / referans

 
       

    
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght  © 2005-2010 www.muhasebenet.net www.muhasebenet.com. Her hakkı saklıdır.