Transfer
fiyatlandırmasında Katma Değer Vergisi
Kurumlar Vergisi Yasası'nın 13'üncü
maddesinin birinci fıkrası hükmü gereği olarak "kurumlar
ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak
tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet
alım ya da satımında bulunmuşsa kazanç, tamamen veya kısmen
örtülü olarak dağıtılmış sayılmaktadır."
Aynı yasa maddesinin 6'ncı fıkrasına göre de tamamen veya
kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak
dağıtılan kazanç, Gelir ve Kurumlar Vergisi yasalarının
uygulanmasında, ilgili hesap döneminin son günü itibariyle
dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze
aktarılan tutar sayılmaktadır. Bu durumda daha önce yapılan
vergilendirme işlemleri; taraf olan mükellefler nezdinde
buna göre düzeltilir.
Uygulamada transfer fiyatlandırması yoluyla kazanç dağıtımı
birçok konuda duraksama yaratmaktadır.
Gerçekte transfer fiyatlandırması olgusunun tespitinde
alım-satım, imalat ve inşaat işleri, kiralama ve kiraya
verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye,
ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler araç olarak
kullanılmaktadır.
Örneğin tam yükümlü bir anonim şirketinin müşterilerine
150.000 TL'den satmakta olduğu bir iş makinesini şirket
ortağı müteahhit bay (B)'ye 100.000 TL'den satarsa, bu
durumda satışı gerçekleştiren anonim şirket tarafından
ortağı müteahhide transfer fiyatlandırması yoluyla
(150.000-100.000=) 50.000 TL örtülü kazanç dağıtımı yapılmış
sayılmaktadır.
Söz konusu iş makinesinin düşük fiyatla satılmış olması
genelde vergi uzmanları tarafından KDV Yasası'nın 27/2'nci
maddesi uyarınca KDV uygulaması açısından "Bedelin emsal
bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekilde düşük
olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple
açıklanamadığı hallerde de matrah olarak emsal bedeli veya
emsal ücreti esas alınır."
Böyle bir durumda söz konusu satışta tespit edilen 50.000
TL'lik farkın KDV'ye tabi tutulmaması halinde, mükelleflerce
Kurumlar Vergisi açısından örtülü kazanç eleştirisi riski
kabullenilerek KDV'den kaçınma amacıyla bu tür işlemlerin
yapılması gündeme gelebilecektir.
Dolayısıyla ticari bir işlem olan örneğimizdeki düşük bedel
ile satış işleminin KDV Yasası'nın 1 ve 27'nci maddeleri
uyarınca KDV'ye tabi tutulması gerekecektir. (Yakışıklı,
Ramazan, Vergi Dünyası, Sayı: 332 Sf: 41-46).
Bir başka anlatımla "Örtülü kazanç dağıtımı Kurumlar Vergisi
Yasası'nda düzenlenmekle beraber, KDV Yasası'nın 27/2
maddesinde bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre
açık bir şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe
haklı bir sebeple açıklanamadığı hallerde de matrah olarak
emsal bedeli veya emsal ücretin esas alınacağı, 27/3'te ise
emsal bedelin, Vergi Usul Yasası hükümlerine göre
belirleneceği hususu hükme bağlanmış bulunmaktadır. Bu
durumda Vergi Usul Yasası'nın 267'nci maddesi uyarınca
tespit edilen bedel ile örtülü dağıtılan kazançta esas
alınan emsal bedelin çakışması durumunda KDV tarhiyatı
yapılır."
Örneğimizde iş makinesini düşük fiyatla satan kurumda
yapılan yükseltme nedeniyle Kurumlar Vergisi Yasası'nın 11/c
maddesi uyarınca örtülü kazancı dağıtan şirket açısından
50.000 TL kanunen kabul edilmeyen gider olarak kabul
edilecektir.
KDV Yasası'nın 30/d bendi uyarınca, Gelir ve Kurumlar
Vergisi yasalarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul
edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV mükellefin vergiye
tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV'den indirim konusu
yapılamaz.
Düşük bedelle malı satın alan açısından ise elde edilen
50.000 kâr payı niteliğındedir. Daha önce hasılat olarak
kabul edilen bu tutar, beyanname üzerinden iştirak kazancı
istisnası olarak dikkate alınacaktır. Ancak söz konusu
miktarın iştirak kazancı istisnası olarak dikkate
alınabilmesi için satıcı konumundaki kuruluş nezdinde tarh
edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması
gerekmektedir. Bu bağlamda gerekli düzeltme işlemi beyanname
üzerinde yapılacaktır.
Olayı KDV açısından irdeleyecek olursak.. KDV Yasası'nın
birinci maddesine göre kâr payları KDV kapsamına
girmemektedir. Bu durumda alıcı firma menkul sermaye iradı
elde etmiş olup KDV Yasası'nın birinci maddesi gereği olarak
KDV'ye tabi değildir. Ancak buna karşılık KDV Yasası'nın
8/2'nci maddesi uyarınca bu vergiyi ödemekle yükümlü
olacaktır. Sözü edilen kurumun bu vergiyi KDV Yasası'nın
uygulanması ile ilgili olarak yayımlanan 91 numaralı genel
tebliğinde yer alan ilkeler çerçevesinde iade alabilecektir.
(Konuya ilişkin geniş açıklama ve değerlendirme için
bakınız: Yakışıklı, Ramazan "Transfer Fiyatlandırmasında
Düzeltme ve KDV Uygulamaları" başlıklı makalesi, Vergi
Dünyası Dergisi Sayı: 332, Sf: 41-45) Veysi Seviğ / Referans |