Sigortasız geçen
hizmetlerin ispatı
Okurumuz Y.E. 1983-1984 yıllarında Manisa'da bir işyerinde
bir süreliğine çalışmış. Yıllar sonra bilgisayardan hizmet
cetveli çıkardığında, bu çalışmalarının sigortalı hizmet
olarak yer almadığını görmüş. Sigorta bildirimleri 1986
yılından başlıyor. Oysa yaptığı araştırmada, Manisa'da
1983-1984 yıllarında beraber çalıştığı bazı arkadaşlarının
sigortalı bildirimlerinin yapıldığını görmüş. Bu çalışma
süresinin sigortalılık hizmet süresine eklenmesi için ne
yapacağını soruyor. Ayrıca askerlik borçlanması yapmasının
emekliliğine etkilerini merak ediyor. Yılmaz Bey, pek çok
sigortalının karşıya olduğu bir durumu yaşıyor. Bu durumda,
akla iki seçenek gelmeli. İlki kötü ihtimal. İşvereniniz
sigortalı bildiriminizi hiç yapmamış olabilir. Bu durumda,
işiniz nispeten daha zor. Çünkü, hizmetin geçtiği dönem ve
işten ayrılmanızla araştırma yaptığınız tarih arasında geçen
süre çok önemli. Araştırma için, ya SGK'dan bu konuda
inceleme talep edilebilir ya da doğrudan iş mahkemesinde
hizmet tespit davası açabilirsiniz. Ancak her iki durumda da
zamanaşımı süresi önem kazanıyor.
ZAMANAŞIMI
Kurum denetim elemanlarının yapacağı incelemelerde, işyerine
ait kayıt ve belgeler tetkik edilmek zorunda. Denetim
elemanlarının, sadece tanık ifadesine dayanarak, bir kişinin
işyerinde çalıştığına kanaat getirmesi hukuken mümkün değil.
Bu nedenle, inceleme işyerine ait yasal defter ve belgeler
üzerinden yapılmak zorunda. Oysa işverenlerin sosyal sigorta
mevzuatına göre, işyeri kayıt ve belgelerini denetim
elemanına ibraz edip etmemesi hususunda zaman aşımı süresi
bulunuyor. Bu süre, halen yürürlükteki 5 bin 510 Sayılı
Kanun'a göre on yıla çıkarılmış durumda. Ancak bir ara
zamanaşımı süresi beş yıla düşürüldüğü için, uygulamada beş
ila on yıl arasında bir geçiş süreci işleniyor. Mahkemede
dava açma açısından da beş yıllık zamanaşımı süresi söz
konusu. Bunun istisnaları da var. Örneğin işveren sizin
adınıza kuruma sigortalı işe giriş bildirgesi verdiği halde,
dönem bordrolarında bildiriminizi yapmamışsa, mahkeme
zamanaşımı süresine bakmaksızın davayı kabul edebilir. Tabii
mahkeme davayı kabul etse dahi, zaman ne kadar çok geçmişse,
iddianızı ispat etmeniz da o kadar zor olur. Ayrıca
çalışılan iş ve işyerinin niteliğine göre mahkemeler tanık
ifadesi yanında işyerinde çalışmanızı ispat edici yazılı
belge ibraz etmenizi de isteyebilir.
Yılmaz Bey'in sigortasız çalışma dönemi 1983-1984 yıllarına
ait olduğundan, eğer işvereni tarafından sigortalı işe giriş
bildirgesi de verilmemişse, açmak isteyeceği davanın mahkeme
tarafından kabul edilme ihtimali çok zayıf. Sigortalı işe
giriş bildirgesinin verilip verilmediğini ise işyerinin
bağlı bulunduğu SGK İl Merkez Müdürlüğü'nden araştırması
gerekir. Çünkü sigortalı işe giriş bildirgeleri sigortalı
hizmet cetvellerinde yer almaz. Hizmet cetvelinde görünen
sigortalı işe başlama ve çıkış tarihleri dönem
bordrolarından yapılan kayıtlara dayanır. Bu nedenle hizmet
cetvelindeki ilk işe başlama tarihinin 1986 yılı olarak yer
alması her şeyin bittiği anlamına gelmez. Kısacası sigortalı
işe giriş bildirgesinin verilmiş olması hem davanın kabulü
açısından, hem de mahkeme tarafından işyerinde en azından
işe giriş bildirgesindeki işe başlama tarihinde bir gün
süreyle çalışma kararı verilmesi yönünden önemlidir.
İKİNCİ İHTİMAL
Yılmaz Bey için daha az kötü olan ikinci bir ihtimal daha
var. İşverenin aslında dönem bordrolarında bildirimini
yapmış, ancak sigorta sicil numarasının hiç yazılmaması ya
da yanlış yazılması nedeniyle bu bildirimlerin hizmet
cetvelinde yer almaması ihtimali söz konusu.
Bu konuda beraber çalıştığı arkadaşlarının sigortalı
bildirimlerinin yapılması büyük avantaj. Çünkü çalıştığı
işyerinin sicil numarasına ve çalışmanın araştırılacağı
döneme ulaşım kolaylığı sağlanacaktır. Nitekim pek çok
sigortalıda çalışılan işyerinin kapanmış olması nedeniyle,
işyerinin tam unvanına ve sicil numarasına ulaşılamadığı
için kurum arşivinde araştırma yapmak, sicilsiz çalışmalara
ulaşmak zorluğu yaşanmaktadır. Bu açıdan da yine Manisa SGK
İl Müdürlüğü'ne yazılı başvuru yapması gerekir.
Askerlik borçlanması yapması ise, doğal olarak askerlik
hizmetinin ilk sigortalı tescil tarihinden önce olup
olmamasına göre emeklilik tarihini etkiler. Yılmaz Bey'in
emeklilik yaşı, borçlanma yapmadan ve 1983 yılındaki
sigortasız çalışmasını ispat etmeden 1986 yılındaki
başlangıç tarihine göre belirlenecektir. Eğer askerden sonra
sigortalı olmuşsa başlangıç tarihi borçlanma süresi kadar
geriye gider. Aynı hususlar başlangıç tarihininin 1983
olduğunu ispat etmesi halinde de geçerli olur. Askerliği
1983 öncesinde ise borçlanma başlangıç tarihini daha da
geriye çeker. Ancak askerlik dönemi 1983-1986 arasında ise
sadece prim gün sayınızı artırmış olur.
Celal Kapan / Y.asır
celalkapan@hotmail.com |