|
|
Transfer
fiyatlandırması formunda örtülü sermaye bölümü
hakkında 10 soru 10 cevap
1. Hangi durumda örtülü sermaye (ÖS) formu
doldurulacak?
24.04.2008 tarihli transfer fiyatlandırması,
kontrol edilen yabancı kurum ve örtülü sermayeye
ilişkin formun doldurulması hakkında sirkülerde
aşağıdaki açıklama yer almaktadır.
"Ortak veya ortakla ilişkili kişilerden temin
edilen bir borcun bulunması halinde bu formun
doldurulması gerekmektedir." Dolayısıyla, bu
açıklamaya istinaden örtülü sermaye durumu olsun
olmasın ilişkili kişilere borç olması durumunda
doldurulması gerektiğini anlıyoruz.
2. "Ticari borç" örtülü sermaye tespitinde
dikkate alınır mı? Borcun niteliği ne olmalıdır?
03.04.2007 tarihinde yayımlanan KVK 1. Seri Sıra
No'lu Tebliği ile,
"Piyasa koşulları ve ticari teamüllere göre
yapılan vadeli mal ve hizmet alımları ile ilgili
olarak ortaya çıkan borçlanmalarda, vade farkı
tutarları ayrıca hesaplanmış olsa da bu borç
tutarları örtülü sermayenin varlığının
tespitinde dikkate alınmayacaktır. Söz konusu
süreleri aşan vadeli alımlar nedeniyle ortaya
çıkan borçlar örtülü sermayenin varlığının
tespitinde dikkate alınacak; bu şekilde
hesaplanan örtülü sermaye tutarına isabet eden
vade farkları tespit edilerek örtülü sermaye
üzerinden ödenen faiz olarak kabul edilecektir."
denilmektedir. Bu açıklamadan yola çıkıldığında
piyasa şartlarına uygun olan ticari borçların
örtülü sermaye kapsamında değerlendirilmemesi
gerektiği anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte, 24.04.2008 tarihinde
yayımlanan Transfer Fiyatlandırması, Kontrol
Edilen Yabancı Kurum ve Örtülü Sermayeye İlişkin
Formun Doldurulması hakkında sirkülerde ise,
"Ortak veya ortakla ilişkili kişilerden temin
edilen borçların en yüksek olduğu tarihteki
toplam tutarı": İlgili hesap döneminde ortak
veya ortakla ilişkili kişilerden temin edilen
borçların en yüksek olduğu tarihteki toplam
tutarı yazılacaktır." açıklaması, ticari ya da
mali borç ayrımı yapılmadığından tüm borçların
dikkate alınması gerektiği şeklinde
yorumlanmaktadır.
Bu kapsamda örtülü sermayeye ilişkin borcun
hesaplanması ve ilgili formun doldurulmasında
konu şirket bazında ayrıca değerlendirilmelidir.
Diğer bir deyişle, şayet ticari borçlar ile
örtülü sermaye durumu oluşmuyorsa bu durumda
formda tüm borçların gösterilmesinde bir sakınca
olmayacağı kanaatindeyiz. Ancak ticari borçlarla
birlikte örtülü sermaye durumu oluşuyorsa durum
tartışılmalıdır. İlgili tebliğ hükümleri dikkate
alındığında piyasa koşulları ve ticari
teamüllere uygun borçların ilgili formda dikkate
alınmaması gerektiği ileri sürülebilir.
3. Serbest bölge şubelerin ilişkili şirketlere
olan borcu örtülü sermaye kapsamında mıdır?
Merkezin serbest bölge şubeye olan borcu ÖS
kapsamında mıdır?
Serbest bölgede yer alan şubenin yurtdışına olan
borçları aynı zamanda merkezin borcu sayılacağı
yönünde Maliye Bakanlığı tarafından verilmiş
mukteza bulunmakta olup, şubenin ortak veya
ortakla ilişkili kişilerden temin ettiği
borçlanmaların örtülü sermaye kapsamında
değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Diğer taraftan, konuya ilişkin kesin bir
düzenleme ve açıklama bulunmamakla birlikte,
merkezin serbest bölge şubeye olan borçları
Maliye Bakanlığı tarafından transfer
fiyatlandırması kapsamında değerlendirildiği
düşünüldüğünde, söz konusu borçların da örtülü
sermaye kapsamında da değerlendirilmesi
gerekebilecektir. Şayet, Türkiye'de tam mükellef
merkezin serbest bölge şubesine borçlarının
devamlılık arz etmesi ve örtülü sermaye
koşullarının var olması durumunda konu Şirket
bazında ayrıca değerlendirilmeli, gerekli
görülmesi halinde ise Maliye Bakanlığı'ndan
görüş alınması yoluna gidilmelidir.
4. "Ortak ve ortakla ilişkili kişilerden temin
edilen borçların en yüksek olduğu tarihteki
toplam tutarı" satırına yabancı para cinsinden
borçlanmalarda kur farkları dikkate alınmalı mı?
1 Seri Nolu KVK Genel Tebliği'nde "Yabancı para
üzerinden yapılan borçlanmalara ilişkin borç/öz
sermaye hesabında, her bir borcun alındığı
tarihte geçerli olan döviz kuru esas
alınacaktır. Yabancı para üzerinden alınan
borcun vadesinin izleyen yıla sarkması halinde,
izleyen yıl için söz konusu hesaplama, borcun
ödenmeyen tutarının bilanço günü itibarıyla
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre değerlenmiş
tutarı esas alınmak suretiyle yapılacaktır."
açıklaması yer almaktadır. Bu açıklamaya
istinaden, Ortak ve ortakla ilişkili kişilerden
temin edilen borçların en yüksek olduğu
tarihteki toplam tutar tespit edilirken alış
tarihindeki MB döviz alış kuru ile dikkate
alınmalı, diğer bir deyişle yıl içerisinde
yapılan kur değerlemesi sonucu bulunan kur farkı
tutarları dikkate alınmamalıdır şeklinde
yorumlayabiliriz. Bununla birlikte, önceki
dönemden devreden yabancı para cinsinden borçlar
için ise bu hesaplamada bilanço günündeki kur
dikkate alınarak hesaplanan borç tutarı dikkate
alınacaktır.
5. Örtülü sermayeye isabet eden faizin tespiti
dönemsel olarak nasıl yapılacaktır?
1 Seri Nolu KVK Genel Tebliği'nde yer alan
"Örnek 2" incelendiğinde de sadece örtülü
sermaye olduğu altı aylık döneme ilişkin Örtülü
Sermaye'ye isabet eden faiz ve kur farkı
giderleri KKEG olarak dikkate alınmıştır.
6. Sirkülerde yer alan kur farkı giderleri
açıklamasında "borç nedeniyle hesap dönemi
içinde gerçekleşen ve maliyetlere veya faaliyet
giderlerine intikal etmiş olan kur farkı" ile ne
demek istenmiştir?
24.04.2008 tarihli Transfer Fiyatlandırması,
Kontrol Edilen Yabancı Kurum ve Örtülü Sermayeye
İlişkin Formun Doldurulması hakkında sirkülerde
aşağıdaki açıklama yer almaktadır:
"Toplam kur farkı giderleri": Ortak veya ortakla
ilişkili kişilerden temin edilen borç nedeniyle
hesap dönemi içinde gerçekleşen ve maliyetlere
veya faaliyet giderlerine intikal etmiş olan kur
farkı giderlerinin toplamı yazılacaktır."
Diğer danışmanlık şirketlerinden bu soruya,
gelir tablosunda " 62 - 63" gruba giren kur
farkı ve faiz gideri dikkate alınmalıdır
şeklinde yorumlar yapılmıştır. Sirkülerin
lafzından yola çıkılarak yapılan bu yoruma
katılmadığımızı, özün önceliği prensibi gereği
gelir tablosuna yansıyan ilişkili kişilere olan
borçlardan doğan tüm kur farkları ve faiz
giderlerinin dikkate alınması gerektiğini
belirtmek isteriz.
7. Formda yer alan "toplam faiz" ve "toplam kur
farkı giderleri" bölümlerinde hesap dönemi
içinde aktifleştirilen faiz ve kur farkı
giderleri ilave edilmeli midir?
Tebliğ ve sirkülerde bu konuya netlik
getirilmediğinden aktifleşen tutarlar forma
dahil edilmeyebilir. Ancak söz konusu
uygulamanın özü gereği, ortaklara ve ortaklara
ilişkin tahakkuk eden tüm faiz ve kur farkı
giderlerinin, aktifleştirilip
aktifleştirilmediğine bakılmaksızın formun
doldurulmasında dikkate alınmasının doğru
olacağı kanaatindeyiz.
8. Öz sermayesi negatif olan şirketler formu
nasıl doldurmalıdır?
Kurumlar Vergisi Beyanname Formatında "-, +"
kullanılmadığından "0" olarak
doldurulabilecektir.
9. Yeni kurulan şirketlerde "öz sermaye" tutarı
nasıl doldurulacaktır?
1 Seri Nolu Genel Tebliği'nde "Yeni kurulan
kurumlar bakımından kuruluş tarihinde anılan
kanuna göre tespit edilen öz sermaye tutarı,
hesap dönemi başındaki öz sermaye olarak dikkate
alınacaktır." açıklaması yer almaktadır.
Bununla birlikte, yeni kurulan şirketlerde
sermayenin ödenmesi zaman alabilmektedir. Formda
öz kaynaklar kısmına sermaye tutarını
yazabilmemiz aşağıdaki hususlara dikkat etmemiz
gerekmektedir:
Sermaye yasal süresinde ödenmiş olmalıdır.
Kanaatimizce burada önemli olan husus, hukuki
prosedürlerin başlamış olması, sermayenin en
kısa süre içerisinde ödenmesidir. Ancak, sermaye
taahhüdünden sonra ticari faaliyete başlanması,
sermayenin ilgili kısmının ödenmemesi ve
Şirket'in finansman ihtiyacının borçla
karşılanması durumunda öz sermaye kısmı VUK 192.
madde kapsamında tespit edilerek (aktif
toplamı-borçlar toplamı = öz sermaye)
doldurulacaktır.
10. Avanslar örtülü sermaye kapsamında mı
değerlendirilmelidir?
1 Seri Nolu KVK tebliği ile piyasa koşulları ve
ticari teamüllere göre yapılan vadeli mal ve
hizmet alımları ile ilgili olarak ortaya çıkan
borçlanmalarda, vade farkı tutarları ayrıca
hesaplanmış olsa da bu borç tutarları örtülü
sermayenin varlığının tespitinde dikkate
alınmayacağı belirtilmiştir.
Bu kapsamda, mal veya hizmet bedellerinin
tahsili için ticari teamüllere uygun vade
tanınması ile mal veya hizmet bedellerine
mahsuben ticari teamüllere uygun bir süre ile
avanslama yapılması ayni karakterde işlemlerdir
ve her iki halde de ortaya çıkan borçlanmaların
örtülü sermaye ile ilgili olmaması gerektiği
düşüncesindeyiz. Ancak bu görüşün aksine söz
konusu tebliğde aşağıdaki açıklama ile
avansların örtülü sermaye kapsamında
değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Buna
göre:
"…gelecekte yapılacak bazı mal ve hizmet
teslimleri karşılığında peşin alınan ya da
verilen değerleri ifade eden avanslar, sipariş
yöntemi ile mal alan işletmenin, sipariş
ettikleri iktisadi değerlerin üretiminde üretici
işletmeye finansman imkanı sağlamak amacıyla
verilebileceği gibi, satış fiyatını düşük tutmak
veya satış garantisi sağlamak amacıyla da
verilebilmektedir. Avanslar hangi amaçla
verilirse verilsin işletmeye finansman imkanı
sağladığı açıktır. Dolayısıyla, alınan avanslar
da işletme bakımından alınan borç olarak
değerlendirilecek ve örtülü sermaye
hesaplamasında dikkate alınacaktır. Ancak,
inşaat işlerinde yapılan iş kısmı ile orantılı
olarak hesaplanıp ödenen istihkak bedellerinin
avans olarak kabul edilip örtülü sermayenin
hesabında borç unsuru olarak dikkate alınması
söz konusu değildir. " Söz konusu tebliğ ile
getirilen bu açıklamadan, her ne kadar aksini
düşünsek de, avansların örtülü sermaye
kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini
anlıyoruz.
Zeki GÜNDÜZ
|
|