|
|
Vergilendirmeye ilişkin iptal kararı
ücretlilerin kafasını karıştırdı
Anayasa
Mahkemesi'nin ücretlilerden yüzde 35 oranında
gelir vergisi kesilmesini Anayasa'ya aykırı
bularak iptal etmesinin ardından, konu medyanın
gündemine taşındı. Konu ayrıntılı olarak
değerlendirilmediğinden olsa gerek, her kafadan
bir ses çıktı ve doğal olarak çalışanların
kafası karıştı.
Öyle ki, bazı uzmanlar(!) çalışanlara 'akıl
verme' yarışına girdiler. Bu yarış, medya
tarafından 'benim uzmanım seninkini döver'
yaklaşımıyla körüklendi. Bunun doğal sonucu
olarak, okurlardan çok sayıda ileti aldık.
MEMURLAR HİÇ UMUTLANMASIN
Konunun teknik boyutuna girmeden önce, iptal
kararının kamu kesimi çalışanlarını
ilgilendirmediğini belirtelim. Bunun nedeni,
kamu kesiminde yüzde 35'lik tarife üzerinden
gelir vergisine tabi tutulan ücretlilerin yok
denecek kadar az olması. Kamu kesiminde göreceli
olarak yüksek ücret geliri elde edenlerin büyük
bir bölümünün ücretini oluşturan; görev
tazminatı, makam tazminatı gibi ödemeler gelir
vergisine tabi değil. Dolayısıyla, iptal kararı
sonrası devlet memurları açısından herhangi bir
değişiklik söz konusu olmaz.
Uygulamada ücretlilerden yüzde 35 oranında gelir
vergisi alınması, özel sektörde üst düzey
yönetici olarak çalışanlar için geçerli. Bu
durumdakilerin, kimi uzmanların iddia ettikleri
gibi 10 bin 20 bin TL iade almaları mümkün
değil.
PEKİ DAVA AÇILMASI İŞE YARAR MI?
Öncelikle, iptal kararının ardından ücretlilere
yönelik 'hemen dava açın' yönündeki telkinlerin
fazla işe yaramayacağını belirtelim. Anayasa
Mahkemesi kararları geçmişe yürümez. Ancak,
iptal kararının kamuoyuna açıklandığı tarihten
sonra yeni bir hukuki durumun ortaya çıktığı da
kabul edilmelidir.
Yani, iptal kararının yayınlanmasından önceki
dönemlere ilişkin olarak, sonradan dava açılarak
fazla kesilen vergilerin geri alınması, dava
açma süresi geçtiği için mümkün değil. Aksini
söyleyenlere de saygı duyarız. Ancak, bize göre
'dava açın, tonla para alırsınız' şeklindeki
yaklaşım okuyucuya 'hayal pompalamaktır'.
Vergilerle ilgili uyuşmazlıklarda dava açma
süresi 30 gün. Ücretiler açısından baktığımızda,
dava açma süresi ücretlilere nakden veya hesaben
ödeme yapıldığı tarihten itibaren başlayacak. Bu
durumda, 2009 yılında yapılan ödemeler için dava
açma süresinin geçtiği görülüyor.
2010 OCAK SONRASI
Geçmiş dönemlere ilişkin fazla kesilen
vergilerle ilgili, 'düzeltme' yoluna
başvurularak sonuç alınması ise bize göre düşük
ihtimal. Çünkü, somut olay bir vergi hatası
değil, 'hukuki uyuşmazlık'. Hukuki uyuşmazlıklar
düzeltme kapsamı dışında. Bu durumda 2010 Ocak
ayından itibaren yüzde 35 oranında gelir
vergisine tabi tutulan ücretlilerin dava açarak
sonuç elde etmeleri mümkün. Yani, 2010 Ocak ayı
gelir vergisi matrahı 50.000 TL'yi aşan veya
Şubat ayı da dikkate alındığında bu değeri
aşanların yüzde 27 ile yüzde 35 oranı arasındaki
8 puanlık fazlalığın iadesi istemiyle dava
açarak sonuç elde etmeleri mümkün.
DAVAYI İŞVEREN AÇAMAZ
Yapmış olduğumuz açıklamalara göre, ücretinden
2010 yılında yüzde 35 oranında gelir vergisi
kesilenlerin; ücret ödemesinin yapıldığı
tarihten itibaren 30 gün içinde vergi
mahkemesine dava açmaları gerekiyor. Bu
davaların bizzat ücretlinin kendisi tarafından
açılması gerekiyor. Vergi kesintisinin işveren
tarafından yapılmış olması, işverene
çalıştırdığı kişiler adına dava açma hakkı
vermez.
Metin Taş-Sezgin
Özcan / Akşam
|
|