Türkiye'nin Muhasebe Rehberi   I  Yayınlanan En Son Mevzuatlar  I  2010 Vergi Takvimi  I   2010 Yılı Muhasebe Uygulamaları  I  Beyanname Rehberi  
Ana sayfa Yasal Uyarı Künye Danışma Hattı Güncel Bilgi Arşivi

      Asgari Geçim İndirimleri

 MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :  09 Şubat 2010

  Vergi Rehberi 

  2010 Çalışmaları 
  2010 Pratik Bilgiler 
  Staj - Stajyer Rehberi
  Maliye Rehberi
  BEŞ DAKİKA ARA !...
  Makale Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi  

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

 

 
       
   

Vergilendirmeye ilişkin iptal kararı ücretlilerin kafasını karıştırdı

Anayasa Mahkemesi'nin ücretlilerden yüzde 35 oranında gelir vergisi kesilmesini Anayasa'ya aykırı bularak iptal etmesinin ardından, konu medyanın gündemine taşındı. Konu ayrıntılı olarak değerlendirilmediğinden olsa gerek, her kafadan bir ses çıktı ve doğal olarak çalışanların kafası karıştı.
Öyle ki, bazı uzmanlar(!) çalışanlara 'akıl verme' yarışına girdiler. Bu yarış, medya tarafından 'benim uzmanım seninkini döver' yaklaşımıyla körüklendi. Bunun doğal sonucu olarak, okurlardan çok sayıda ileti aldık.

MEMURLAR HİÇ UMUTLANMASIN
Konunun teknik boyutuna girmeden önce, iptal kararının kamu kesimi çalışanlarını ilgilendirmediğini belirtelim. Bunun nedeni, kamu kesiminde yüzde 35'lik tarife üzerinden gelir vergisine tabi tutulan ücretlilerin yok denecek kadar az olması. Kamu kesiminde göreceli olarak yüksek ücret geliri elde edenlerin büyük bir bölümünün ücretini oluşturan; görev tazminatı, makam tazminatı gibi ödemeler gelir vergisine tabi değil. Dolayısıyla, iptal kararı sonrası devlet memurları açısından herhangi bir değişiklik söz konusu olmaz.
Uygulamada ücretlilerden yüzde 35 oranında gelir vergisi alınması, özel sektörde üst düzey yönetici olarak çalışanlar için geçerli. Bu durumdakilerin, kimi uzmanların iddia ettikleri gibi 10 bin 20 bin TL iade almaları mümkün değil.

PEKİ DAVA AÇILMASI İŞE YARAR MI?
Öncelikle, iptal kararının ardından ücretlilere yönelik 'hemen dava açın' yönündeki telkinlerin fazla işe yaramayacağını belirtelim. Anayasa Mahkemesi kararları geçmişe yürümez. Ancak, iptal kararının kamuoyuna açıklandığı tarihten sonra yeni bir hukuki durumun ortaya çıktığı da kabul edilmelidir.
Yani, iptal kararının yayınlanmasından önceki dönemlere ilişkin olarak, sonradan dava açılarak fazla kesilen vergilerin geri alınması, dava açma süresi geçtiği için mümkün değil. Aksini söyleyenlere de saygı duyarız. Ancak, bize göre 'dava açın, tonla para alırsınız' şeklindeki yaklaşım okuyucuya 'hayal pompalamaktır'.
Vergilerle ilgili uyuşmazlıklarda dava açma süresi 30 gün. Ücretiler açısından baktığımızda, dava açma süresi ücretlilere nakden veya hesaben ödeme yapıldığı tarihten itibaren başlayacak. Bu durumda, 2009 yılında yapılan ödemeler için dava açma süresinin geçtiği görülüyor.

2010 OCAK SONRASI
Geçmiş dönemlere ilişkin fazla kesilen vergilerle ilgili, 'düzeltme' yoluna başvurularak sonuç alınması ise bize göre düşük ihtimal. Çünkü, somut olay bir vergi hatası değil, 'hukuki uyuşmazlık'. Hukuki uyuşmazlıklar düzeltme kapsamı dışında. Bu durumda 2010 Ocak ayından itibaren yüzde 35 oranında gelir vergisine tabi tutulan ücretlilerin dava açarak sonuç elde etmeleri mümkün. Yani, 2010 Ocak ayı gelir vergisi matrahı 50.000 TL'yi aşan veya Şubat ayı da dikkate alındığında bu değeri aşanların yüzde 27 ile yüzde 35 oranı arasındaki 8 puanlık fazlalığın iadesi istemiyle dava açarak sonuç elde etmeleri mümkün.

DAVAYI İŞVEREN AÇAMAZ
Yapmış olduğumuz açıklamalara göre, ücretinden 2010 yılında yüzde 35 oranında gelir vergisi kesilenlerin; ücret ödemesinin yapıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde vergi mahkemesine dava açmaları gerekiyor. Bu davaların bizzat ücretlinin kendisi tarafından açılması gerekiyor. Vergi kesintisinin işveren tarafından yapılmış olması, işverene çalıştırdığı kişiler adına dava açma hakkı vermez.
Metin Taş-Sezgin Özcan / Akşam
 

 
       

    
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght  © 2005-2010 www.muhasebenet.net www.muhasebenet.com. Her hakkı saklıdır.