Vergi borçlularının açıklanması yasal mı? Maliye Bakanlığı, 2009 sonu itibariyle vadesi geçtiği halde 30 Haziran 2010 tarihine kadar ödenmeyen 150 bin lira ve üzerindeki vergi borç ve cezalarını teşhir edeceğini açıkladı. Açıklamaya göre listeler vergi dairelerine asılacak. Bu listeler, 15 Temmuz-15 Ağustos sürecinde vergi dairelerinde asılı kalacak, 1 Eylül 2010 tarihinden itibaren de Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde yayımlanacak. Maliye Bakanlığı'nın konuya ilişkin Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği, 2 Temmuz 2010 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı. Tebliğe göre, listeler hazırlanırken, 31 Aralık 2009 itibarıyla vadesi geçtiği halde 30 Haziran 2010 tarihi itibarıyla ödenmeyen vergi ve cezalar ile 1 Haziran 2009-31 Mayıs 2010 tarihleri arasında kesinleşen tarhiyatlar dikkate alındı. AÇIKLAMA HUKUKA UYGUN MU? Vergi borçluları açıklandığında haber peşinde koşanların konun uzmanlarına ilk soracağı soru, açıklamanın hukuka uygun olup olmadığı yönünde olacaktır. Biz de sevabımıza konu hakkında bildiklerimizi açıklayalım istedik. Vergi ile ilgili işlem ve açıklamalarda mükellef hakları devreye giriyor. Vergi koyma devlet açısından anayasal bir hak ise; devlete vergi verme borcu olan mükelleflerin de birtakım hakları bulunuyor. Bu haklardan bir de mükellefin 'vergi mahremiyetinin' korunması hakkıdır. Vergi mahremiyeti; vergileme süreciyle ilgili olarak ortaya çıkan ve vergileme ilişkisi içinde öğrenilen bilgilerin, mükellefler ile bilgi sahibi kişiler arasında gizli kalması ve üçüncü şahıslara açıklanmaması gerektiğini ifade ediyor. Vergi işlemleri nedeniyle öğrenilen bilgilerin açıklanması, mükellefi maddi manevi zarara sokabileceği gibi vergi idaresine karşı olan güvenlerinin sarsılmasına da neden olur. Bu nedenle de vergi kanunlarında yer verilen hükümlerle mükelleflerin vergi mahremiyetleri korunmuş, bu mahremiyeti ihlal edenler hakkında da şikayete bağlı olarak cezai yaptırım öngörülmüştür. (Ayrıntılı bilgi için Bkz. Fatma TAŞ, Vergi Mahremiyetinin İhlali Suçu, Yaklaşım Yayınları, www.yaklasim.com) VERGİ MAHREMİYETİ NEDİR? Vergi Usul Kanununun 5. maddesinin bir ve ikinci fıkralarına göre; 'Vergi muameleleri ve incelemeleri ile uğraşan memurlar, Vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştayda görevli olanlar, Vergi kanunlarına göre kurulan komisyonlara iştirak edenler, Vergi işlerinde kullanılan bilirkişiler, görevleri dolayısıyla, mükellefin ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, muamele ve hesap durumlarına, işlerine, işletmelerine, servetlerine veya mesleklerine mütaallik olmak üzere öğrendikleri sırları veya gizli kalması lazım gelen diğer hususları ifşa edemezler ve kendilerinin veya üçüncü şahısların nef'ine kullanamazlar. Bu yasak, yukarıda belirtilen kimseler, bu görevlerinden ayrılsalar da devam eder.' Vergi mahremiyetinin istisnaları ise yine aynı madde de sayılmış olup, gelir ve kurumlar vergisi matrahları ile bu matrahlar üzerinden hesaplanan vergilerin ilanı, mükelleflerin vadesi geçtiği halde ödenmemiş vergi ve ceza tutarlarının açıklanması, adli ve idari soruşturma yapan kamu görevlilerine bilgi ve belge verilmesi, kanunla kurulan mesleki teşekkül, birlik ve odalara bilgi verilmesi ve vergi levhası asılması, vergi mahremiyetinin ihlali anlamına gelmiyor. Yani, vergi borçlularının açıklanması vergi mahremiyetinin ihlali kapsamına girmiyor. Ancak, bu açıklamayı kullanarak haber ve yorum yapanların dikkat etmesi gereken ince bir nokta var. Bu konuda uzman olmaksızın haber ve yorum yapacak olanların okumasını öneririz. Bu konuyu da izleyen günlerde ele alacağız. Metin Taş-Sezgin Özcan / Akşam |