Kiloya
ve boya göre vergi olur mu
Fransa'da 20’nci yüzyılın
başlarına kadar, evlerin kapı, pencere ve
baca sayısına göre vergi alınıyordu. Son
zamanlarda, bunu hatırlatan uygulamalar
Türkiye’de oluyor.
KİLOYA GÖRE VERGİ
İki adam düşünün. Biri asgari ücretli ve 95
kilo, diğeri ise milyoner ve 60 kilo.
Kiloya göre vergi alınması halinde, asgari
ücretlinin vergisi, milyoner işadamının
vergisinden daha çok olacak. Neyse ki
insanlar açısından böyle bir uygulama yok.
Ancak taşıtlar için durum farklı!
24 Mayıs 2003 tarihli Hürriyet’te,
otomobillerin ağırlığına göre vergi
alındığını, bunun yanlış olduğunu, kilosu
hafif 1 milyon ya da 500 bin lira
değerindeki otomobilin, kilosu ağır 30 bin
ya da 60 bin liralık otomobilin beşte biri
kadar vergi ödediğini belirtmiş ve bunu da
tablo halinde göstermiştik.
Neyse.. dönemin Maliye Bakanı müdahale etti
ve bu uygulamaya son verildi.
ŞİMDİ DE BOY
Teknelerin vergisi, yaşına ve beygir gücüne
göre değişiyordu. Beygir gücü yüksek ve yeni
olan teknelerden, çok vergi alınıyordu. Yasa
değişti ve teknelerden, boyuna göre harç
alınması benimsendi.
Böyle olunca, beygir gücü yüksek ve bir
yaşındaki 30 metrelik 5 milyon lira
değerindeki tekne ile 20 yaşındaki 30
metrelik 100 bin liralık teknenin harcı aynı
oluyor. Neden mi? İkisinin boyu aynı
uzunlukta da onun için!..
Din vergisi
GEÇEN hafta toplanan 7. Alevi Çalıştayı’nda
Prof. Dr. Hüseyin Hatemi; genel kamu
hizmetleri için toplanan verginin, Diyanet’e
kanalize edilmesinin doğru olmadığını
belirterek, Diyanet İşleri’nin finansmanını
sağlamak için “Din Vergisi” toplanmasını
önerdi!
Din vergisi, Bulgaristan’da 1 Nisan 2009’dan
itibaren uygulanıyor. Almanya’da da
yıllardır “kilise vergisi” adı altında vergi
toplanıyor. Kilise ile ilişkisi olmadığını
beyan edenlerden ise bu vergi alınmıyor.
Türkiye’ye gelince... Şu anda ortalık zaten
gergin, bir de bu vergiyi tartışmanın zamanı
değil!..
HAYATIN DEĞERİ
Uzun yaşanmasında değil, iyi
yaşanmasındadır.
Öyle uzun yaşamışlar vardır ki, pek az
yaşamışlardır.
Doyasıya yaşamak, yılların çokluğuna değil,
sizin coşkunuza bağlıdır.
Montaigne
HİÇ
Bir erkek saatlerdir karşısında somurtan
kadına en sonunda “Neyin var?” diye sormayı
akıl ederse, alacağı cevap budur.
“Hiç” cevabını alan erkek anlamalı ki az
sonra kadının yerden göğe kadar haklı olduğu
bir kavga başlayacak ve bu kavga en az “5
DAKİKA” sürecek...
TEMEL VE DENİZ ARAÇLARI
- Transatlantik nedir?
- Temel’in takasının biraz büyüğü.
- Denizaltı nedir?
- Temel’in takasının suyun altında gideni.
- Savaş gemisi nedir?
- Temel’in takasının toplu tüfeklisi.
KADININ ELİNİ NEDEN ÖPERSİNİZ
Fransız erkeğine sormuşlar; “Kadının elini
niye öpersiniz?”
Fransız cevaplamış; “Kadına saygı duyarım.
Erkek ile bir bütünü tamamlar.”
Alman erkeğine sormuşlar; “Kadının elini
niye öpersiniz?”
Alman cevaplamış “Kadın kutsaldır. Hayatın
devamını sağlar, doğurur.”
Türk erkeğine sormuşlar; “Kadının elini niye
öpersiniz?”
Türk erkeği cevaplamış; “Bir yerden başlamak
lazım!”
(Teşekkürler Bülent Kaçmaz)
KADIN OLMANIN AVANTAJLARI
Cennetin ayaklarınızın altında olması için
sadece 9 ay 10 günlük bir süreye ihtiyacınız
vardır.
Tekstil sanayi; korse, popoyu kaldıran iç
çamaşırı, takviyeli sutyen vs. ürünleriyle
sizin için seferber olmuş durumdadır.
(Teşekkürler Reyhan YILDIZHAN)
Çay daha iyi
Orta yaşlı kadın evde boya ve badana
yaptırırken, kocası akşam işten eve
geldiğinde yanlışlıkla yatak odası kapısının
tam ortasını eliyle tutunca leke oluşmuş.
Ertesi gün boyacı işe başlamadan evvel evin
hanımı boyacının yanına gitmiş, “Ustacığım
birlikte yukarı yatak odasına gidelim..”
demiş “Dün gece eşimin ellediği yeri sana
göstermek istiyorum!..”
“Aman abla..” diye cevap vermiş boyacı,
“Dünya kadar işim var, vaktim de kısıtlı,
sen en iyisi bana bi çay koy vallahi daha
çok hora geçer...”
(Teşekkürler Yıldırım TUNA)
Fadime’nin mintanları
TEMEL işten eve erken dönmüş. Kapıyı açıp
salona girince ne görsün? Fadime çırılçıplak
salonun ortasında yatıyor. “Uyyy! Bu ne
haldur Fadime?” diye kükreyince; Fadime
başlamış ağlamaya, ağlarken de söylenmeye;
“Sen bağa mintan aldun da ben ciymedum mi?”
Tepesi atan Temel hışımla gardırobun
kapağını açmış, başlamış içindekileri
gösterip bağırmaya;
“Cözine dizune dursun Fadime! Aha kırmızı
mintan! Aha pullu mintan! Aha eteyi sulu
mintan! Selamınaleyküm Osman! Aha yeşil
mintan!.. Aha!..”
(Teşekkürler Dr. Ayhan SARISU)
İKİ UÇ
Tam iki ucu bir araya getirdiğimizi
düşündüğümüzde, birisi uçların yerini
değiştirir.
Herbert Hoover
Şükrü Kızılot / Yaklaşım |