Hizmet çakışmasına köklü çözüm
Bizi takip eden okurlarımız hatırlayacaktır. Bu
köşeden sizlere defalarca sigortalılık
türlerinin birleşmesi (çakışması) konusunda
hatırlatmalarda bulunarak bilgi verdik.
Hepimizin bildiği gibi, Türk Sosyal Güvenlik
sisteminde zorunluluk ilkesi egemendir. Bu ilke
gereği sigortalı olmak, kişi açısından sadece
bir hak değil, aynı zamanda kaçınılamayan bir
yükümlülük olarak değerlendirilmiştir. Sigortalı
olup olmama konusunda kişinin iradesine yer
verilmez; kişi istemese dahi belirli şartların
oluşmasıyla birlikte sigortalı olmak zorundadır.
Bu zorunluluk 5510 sayılı Kanunun 92. maddesinde
hüküm altına alınmış, sigorta hak ve
yükümlülüklerini ortadan kaldırmak, azaltmak,
vazgeçmek veya başkasına devretmek için
sözleşmelere konulan hükümler geçersiz
sayılmıştır.
Sigortalılığın birleşmesi halinde hangi
sigortalılığın geçerli sayılacağı öteden beri
problem olmuş, SGK’nın uygulaması ile
sigortalının beklentisi sürekli çelişmiştir. 4/a
sigortalılarının 4/b sigortalılarına nazaran
daha erken emekli olabilmeleri ve maaşlarının
nispeten yüksekliği, 4/a sigortalılığını tercih
edilen durumuna getirmiştir. Oysa sigortalılıkta
tercih değil, zorunluluk ilkesi egemendir.
Zorunlu sigortalılığın belirlenmesi ile ilgili
olarak geçmişte Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı koordinasyonunda SSK ve Bağ-Kur
yetkililerinin katılımı ile yapılan toplantılar
sonucunda bir protokol düzenlenmiştir. Bu
protokole göre:
-Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç
işverenin emrinde çalışmaları dolayısıyla
zorunlu 4/a sigortalısı olanlar,
sigortalılıkları sürerken çalıştıkları iş yerine
veya başka bir şirkete ortak, anonim şirkette
ise kurucu ortak veya yönetim kurulu üyesi ortak
oldukları takdirde sigortalılıkları kesintiye
uğrayıncaya kadar 4/b sigortalısı sayılmayacak.
-Şirket ortağı ya da anonim şirketlerde kurucu
ortak veya yönetim kurulu üyesi olmaları
dolayısıyla 1479 Sayılı Kanuna göre zorunlu 4/b
sigortalısı sayılanlar, sigortalılıkları
sürerken bir hizmet akdine dayanarak çalışmaya
başladıkları takdirde 4/b sigortalılıkları
kesintiye uğrayıncaya kadar 4/a sigortalısı
sayılmayacak.
-Zorunlu sigortalılığı devam etmekte iken diğer
sigortalılık kapsamına girecek bir işte
çalışmaya başlayanların, önceki kapsamdaki
sigortalılığının kesintiye uğraması durumunda,
sonradan başlayan sigortalılık geçerli olacak,
ancak geçici iş göremezlik dolayısıyla geçen
süreler ile hafta sonu ve resmî tatil süreleri,
sigortalılığın kesintisi olarak
değerlendirilmeyecektir.
Reform Yasası olarak nitelendirdiğimiz, 5510
sayılı Kanun’un Sigortalılık hallerinin
birleşmesi başlıklı 53. maddesi, geçmişteki
uygulamayı aynen benimsemiştir. Buna göre 4/a,
4/b ve 4/c kapsamındaki sigortalılık türlerine
aynı anda tabi olmayı gerektirecek şekilde
çalışması hâlinde; öncelikle 4/c kapsamında, 4/c
kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan
sigortalılık ilişkisi esas alınarak
sigortalılığı belirlenecek, ancak 4/b kapsamında
sigortalı sayılanlar, kendilerine ait veya ortak
oldukları iş yerlerinden dolayı, 4/a kapsamında
sigortalı bildirilemezler hükmüne yer vermiştir.
Özetle Reform Yasası, “önceden başlayan
sigortalılığın geçerli olacağı” ilkesini aynen
benimsemiştir.
Ancak, önceden başlayan sigortalılığın geçerli
olacağı ilkesinin küçük esnafımızı mağdur ettiği
bilinen bir gerçektir. Yüzde birle küçük bir
şirkete ortak olanların dahi 4/b sigortalı
sayılmalarının hakkaniyete uygun olmadığı
açıktır. Söz konusu eksiklik fark edilmiş olacak
ki; “Vergi, Prim ve Diğer Alacakların
Yapılandırılmasına İlişkin Yasa Tasarısının” 33.
maddesi ile köklü bir çözüm öngörülmüştür.
Önümüzdeki günlerde yasalaşacak olan
“Yapılandırma Yasa Tasarısının” 33. maddesine
göre; sigortalılar 4/a ve 4/b kapsamında yer
alan sigortalılık statülerine tabi olacak
şekilde çalışmaları halinde 4/a sigortalılığı
geçerli olacak, 4/b sigortalılığı askıda
kalacaktır.
Bu düzenleme yasalaşırsa, önceden başlayan
sigortalılık geçerli olur ilkesi terk ediliyor.
Yerine, sigortalılığın üstünlüğü ilkesi
benimsenecek. Üstünlük sıralaması ise önce 4/c,
sonra 4/a en son 4/b olarak düzenlendi.
Düzenleme çok isabetli olmuş ama bu düzenleme
geriye de yürütülmeli kanaatindeyim.
Sonuç olarak sosyal güvenlik tarihimizin en
tartışmalı ve sıkıntılı konularından birisi olan
hizmet çakışmaları konusu çözüme kavuşmak
üzeredir. Emeği geçen ve geçecek olanlara sizler
adına teşekkür etmeyi borç addediyorum.
lütfi Köksal / türkiye |