Şirketler, dışarıdan aldıkları hizmetlerin KDV'sinin yüzde 90'ını vergi dairesine ödemeli Gelir İdaresi, geçen hafta işgücü temininde KDV tevkifatıyla ilgili akla takılan hususlara açıklama getirmek üzere sirküler yayımladı. Son yıllarda işletmeler, yaptıkları işlerle ilgili hizmeti veya güvenlik, temizlik, yemek gibi tamamlayıcı hizmetler kapsamındaki işleri başka bir firmadan alma yoluna gidebiliyor. Böylece işçilerin sigortası, tazminatı, kazası gibi meselelerle uğraşmamış oluyor. Bu durumda hizmeti görmekle sorumlu işçinin firmanın kendi çalışanı olması halinde ortaya çıkmayacak olan vergi devreye giriyor. Yani normalde çalışanlara yapılan ödemede KDV hesaplanmazken, başka bir firmadan alınan işgücü hizmetinde bu verginin hesaplanması gerekiyor. İşgücü alan firmaların bu vergileri indirimlerde kullanması veya iadeye konu etmesine mukabil, işgücü arz eden ve bunun için KDV alan firmaların tahsil ettikleri vergiyi vergi dairesine ödememek için sahte fatura kullanma, iş alanıyla ilgisi olmayan faturaları kaydetme ve diğer yöntemlere başvurması, ciddi bir vergi kaybına sebep oluyordu. Bu durumu gören Maliye, bu tür ödemelerde doğan verginin bir kısmının alıcı tarafından kesilerek 2 No'lu KDV beyannamesiyle beyan edilmesi mecburiyeti getirdi. Ayrıca buna benzer başka konularda da kesinti yapma zorunluluğu uygulamaya konuldu. Her konuda farklı uygulanan tevkifat oranı işgücü temininde yüzde 90 olarak belirlenmiş durumda. İşgücü hizmetini başka firmadan alan bir işletme, bu alımda doğan KDV'nin yüzde 90'ını vergi dairesine doğrudan ödeyecek, yüzde 10'unu ise işgücü arz eden firmaya verecek. Böylece bu işlem sebebiyle doğan KDV'nin en azından yüzde 90'ının doğrudan Hazine'ye intikali sağlanmış oluyor. İşgücü temininde hangi durumların tevkifat kapsamına girdiği, hangilerinin girmeyeceği sürekli tartışma konusu olmuştur. Duruma göre vergi kesintisi yapılır veya KDV dahil tutar işgücü arz eden firmaya ödenir. Bu karışıklıklara cevap olarak yayımlanan sirkülerde birçok örnek verilerek mükelleflere yol gösterilmiş. HİZMET AKDİNE DİKKAT! İşgücü temin hizmetinden bahsedilebilmesi için temin edilen elemanların, hizmeti alan işletmeye ücretli statüsünde hizmet akdiyle bağlı olmaması ve hizmeti alanın sevk ve idaresi altında çalıştırılabilmesi yeterlidir. Elemanların işletmenin mal veya hizmet üretimi safhalarından herhangi birinde çalıştırılması halinde, sevk ve idarenin hizmeti alan işletmede olduğu kabul edilir. Bu hususların varlığı, taraflar arasında bir sözleşme yapılmışsa bu sözleşmedeki hükümler veya sözleşmeye bağlı teknik şartnamedeki açıklamalar da dikkate alınarak tespit edilebilir. Hizmetin niteliğinin tespit edilmesinde, temin edilen elemanların SSK primlerinin, tedavi giderlerinin, işyerinde yeme içme ve barınma gibi ihtiyaçlarının hizmeti satın alan işletme tarafından karşılanıp karşılanmadığı vb. hususlarda yapılmış belirlemeler de dikkate alınır. Daha iyi anlaşılabilmesi için konuyu bir örnekle açıklayabiliriz: Sağlık Bakanlığı'na bağlı (H) hastanesi laboratuvar hizmetlerini (L) laboratuvar firmasından temin etmektedir. (L) laboratuvar firmasının personeli hastaneye ait laboratuvarda doktorlar tarafından istenilen tahliller için kan, idrar vb. örnekleri almakta, gerekli analizleri, hastaneye ait cihazları kullanarak yapmakta ve sonuçları ilgili doktorlara bildirmektedirler. Bu işlemde, hizmet, hastane yönetiminin sevk, idare ve kontrolü altında verilebileceğinden 'işgücü temin hizmeti' kapsamında değerlendirilerek hizmet bedeli üzerinden hesaplanan KDV, (H) hastanesi tarafından yüzde 90 oranında tevkifata tabi tutulacaktır. Ancak laboratuvar hizmetinin hastane yönetiminin tahsis ettiği bir bölümde, (L) firmasının kendi araç ve gereçleriyle sunulması veya alınan örneklerin (L) firmasının hastane dışındaki işyerine götürülerek orada gerekli analizler yapıldıktan sonra sonuçların bildirilmesi şeklinde ifa edilmesi halinde, bir işgücü temin hizmetinden söz edilemeyeceğinden işlem bedeli üzerinden hesaplanan KDV tevkifata tabi tutulmayacaktır. -------------------------------------------------------------------------------- Kimler KDV tevkifatı yapar? KDV tevkifatından başta tüm KDV mükellefleri sorumludur. Aşağıdaki kurumlar da KDV mükellefi olsun veya olmasın, tevkifat kapsamına giren bir işgücü alımı yapmaları halinde hesaplanan verginin yüzde 90'ını kesinti suretiyle almak ve 2 No'lu KDV beyannamesiyle vergi dairesine beyan edip ödemek zorunda. Genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyeler ve bunların teşkil ettikleri birlikler, Döner sermayeli kuruluşlar, Kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, Üniversiteler (vakıf üniversiteleri hariç), Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları, Bankalar ve özel finans kurumları, Kamu iktisadi teşebbüsleri (kamu iktisadi kuruluşları, iktisadi devlet teşekkülleri), Özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar, Organize sanayi bölgeleriyle menkul kıymetler, vadeli işlemler borsaları dahil bütün borsalar, Yarıdan fazla hissesi doğrudan yukarıda sayılan kurum ve kuruluşlara ait olan (tek başına ya da birlikte) kurum, kuruluş ve işletmeler, Ancak bu kurumların birbirlerine yaptıkları hizmetlerde tevkifat yapılmaz. Ahmet Yavuz / Zaman |