|
|
FATURA CİLDİ
KAYBOLURSA NELER YAPILIR
Anadolu illerinde satış görevi
olan elemanlarımızdan birisi kendisine verilen
fatura cildini kaybetmiş bulunmaktadır. Bu kayıp
nedeni ile mahkemeye başvurarak söz konusu
faturanın zayiine yönelik karar talebinde
bulunduk. Ancak mahkeme bu talebimizi reddetti.
Türk Ticaret Kanunu'nun 68'inci maddesinin son
fıkrası uyarınca bir tacirin saklamakla mükellef
olduğu defter ve kâğıtlar; yangın, su basması
veya yer sarsıntısı gibi afet sebebiyle ve
kanuni müddet içinde ziya uğrarsa, tacir ziyaı
öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde
ticari işletmesinin bulunduğu yerin salahiyetli
mahkemesinden kendisine bir vesika verilmesini
isteyebilir. Mahkeme lüzumlu gördüğü delillerin
toplanmasını da emredebilir. Böyle bir vesika
almamış olan tacir defterlerini ibrazdan
kaçınmış sayılır.
Oluşan yargı kararları doğrultusunda "Boş fatura
koçanı kaybı nedeniyle Türk Ticaret Kanunu'nun
68/son maddesi uyarınca faturaların iptaliyle
zayi belgesi verilmesi mahkemeden istenemez."
(Yargıtay 11. HD 08.05.2006 gün ve E.No: 5235,
K.No: 5347)
Araç sürücüsünün veyahut da yetkili elemanın boş
fatura koçanını kaybetmesi için mahkemeden zayi
belgesinin istenmesini engelleyen konu zayi olan
faturaların, tacirin alacaklılık hakkını ortadan
kaldıran bir olay olarak kabul edilmemesi ve
zayiin kanun maddesinde belirtilen olaylardan
oluşmamasıdır.
Bu tür boş fatura zayileri nedeniyle yapılan
başvurularda görevli elemanların zayi konusu
belgeleri korumak için gerekli özeni
göstermediklerini gerekçe göstererek mahkemeler
red kararı vermektedirler.
Gerçekte boş fatura defterlerinin veyahut da
sayfalarının zayii mükellef için önemli bir risk
oluşturmaktadır. Çünkü bu tür faturalara
uygulamada başkaları tarafından düzenlenerek
dolaşıma sokulabilmekte ve hatta para karşılığı
satılabilmektedir.
Bu durumda kaybolan faturaya ilişkin seri ve
sıra numaralarını da belirten bir ilanın
gazetelerde yayımlatılması ve ilan örneğini de
ekleyerek vergi dairesine müracaatınızda yarar
vardır
YARGI KARARLARINDA SERBEST MESLEK KAZANCI
1. Danıştay 3. Dairesi'nin E.2000/4801,
K.2002/1797 sayı ve 1.5.2002 tarihli kararı
"Noterlik Kanununun 109. maddesi ve Noterlik
Kanunu Yönetmeliği'nin 50. maddeleri
hükümlerinden, noterlerin noterlik faaliyetleri
sonucu elde ettikleri serbest meslek kazancının
belli bir kısmını bu Kanunda öngörülen esaslar
dahilinde Noterlik Ortak Cari Hesabı'na
yatırdıkları, bu şekilde ortak hesapta toplanan
paralar ile bu tutarların Noterler Odası
tarafından mevduat olarak veya menkul kıymetlere
yatırılarak değerlendirilmesi sonucu elde edilen
faiz vb. gelirlerin eşit olarak üç ayda bir
noterlere dağıtıldığı ve hisselerine düşen
kısmının yasal defterlere noterlik geliri olarak
kaydedildiği anlaşılmaktadır. Olayda da
davacının noterlik faaliyetinden elde ettiği
kazancından Noterler Ortak Cari Hesabına
yatırılan tutarı serbest meslek kazancının bir
bölümünü oluşturmakta olup bu paraların bankada
... Noterler Odası Ortak Cari Hesabı adı altında
açılan hesapta değerlendirilmesi sonucu, diğer
noterlerle birlikte eşit olarak elde edilen faiz
gelirlerinin de davacının serbest meslek
faaliyeti nedeniyle elde ettiği gelir olduğu
açık bulunduğundan, mahkemece bu gelirin, menkul
sermaye iradı olarak nitelendirilerek, elde
edilen menkul sermaye iradının da istisna
hadleri içerisinde kalması nedeniyle beyana
dahil edilmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı
gerekçesiyle yapılan cezalı tarhiyatın
kaldırılmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır."www.muhasebenet.net
2. Danıştay 9. Dairesi'nin E.2000/6763,
K.2003/366 sayı ve 4.2.2003 tarihli kararı
"(...) yapımcı şirketin defter, belge ve
kayıtlarında yapılan incelemelerde davacıya
yapılan ödemelere ilişkin olarak düzenlenen
gider pusulasında katma değer vergisi
tevkifatının yapılmadığının tespiti üzerine
düzenlenen inceleme raporuyla, davacının
televizyon dizisindeki oyunculuğu karşılığı elde
ettiği gelirini katma değer vergisi
beyannameleriyle beyan etmediğinden bahisle
adına kaçakçılık cezalı katma değer vergisi
tarhiyatı yapıldığının anlaşıldığı, davacının
ihtilaf konusu yılda sadece televizyon
dizisinden gelir elde ettiği, kendisine bir
kısmı gider makbuzu karşılığında bir kısmı ücret
bordrosu üzerinden gelir vergisi tevkifatı
yapılarak ödemede bulunulduğu, serbest olarak
kendisinin organize ettiği tiyatro ya da dizi
film oyunculuğu faaliyetinde bulunmadığı,
yapımcı film şirketi nam ve hesabına
gerçekleştirilen yapım işinde işverenin
organizasyonunun gerekleri uyarınca vermiş
olduğu direktif ve reji yönetiminde senaryo
dahilinde yapmış olduğu hizmetin, serbest meslek
faaliyeti olmadığı, ayrıca elde edilen gelirin
de serbest meslek kazancı olarak kabulüne imkan
bulunmadığı gerekçesiyle, tarhiyatı terkin eden
vergi mahkemesi kararı, hukuka uygundur."
3. Danıştay 9. Dairesi'nin E.2005/3837,
K.2006/4029 sayı ve 19.10.2006 tarihli kararı
"Dosyanın incelenmesinden, 4 milyar tutarındaki
iki adet yemek faturasının serbest meslek kazanç
defterine gider olarak kaydedildiği, davacının
bunların dışında da yasal çerçevede kabul edilen
yemek giderleri bulunduğu anlaşılmakta olup,
ilgili yılda serbest meslek faaliyetiyle ilgili
119 milyar lira gayrisafi hasılat ve 107 milyar
lira gider beyan eden davacının kısa aralıklarla
4 milyar lira tutarında yemek giderinin
bulunması iktisadi hayatın gereklerine aykırı
düştüğünden söz konusu giderlerin mesleki
kazancın elde edilmesi ve idamesine ilişkin
olduğunun ispatı VUK'un 3. maddesinde yer alan
kural gereğince davacıya ait olduğundan, bu
hususa ilişkin bir kanıt sunmayan davacıdan
tarhiyatın bu giderlerden kaynaklanan indirim
konusu Katma Değer Vergisi ile ilgili olarak söz
konusu giderlerin mesleki faaliyetiyle ilgili
olduğunu ispatlayacak kanıtlar istendikten sonra
yapılacak incelemede ulaşılacak sonuca göre
karar verilmesi gerektiği halde, bu hususta
hüküm kurmamış olan vergi mahkemesi kararının
bozulması gerekmektedir." (Velsi Seviğ Referans)
|
|