Serbest
Meslek Erbabı, Bilânço Usulünde Defter
Tutabilir mi?
Vergi
kanunlarında, defter tutma usullerine yakından
bakıldığında genel anlamda üç ana yöntem
belirlenmiştir. Bunlar, bilânço usulü, İşletme
Hesabı Esası ile Serbest Meslek Kazanç
Defteridir. Söz konusu üç defter tutma
yöntemlerinden biri diğerlerine göre farklı bir
amaca hizmet eder.
213 sayılı VUK ile 193 sayılı Gelir Vergisi
kanununa göre Bilânço usulü ile işletme hesabına
göre defter tutanlar ticari kazanç elde
edenlerce uygulanan kayıt tutma yöntemleridir.
Diğer usul ise sadece mesleki faaliyette bulunan
mükellefler tarafından uygulanan yöntemdir.
Serbest Meslek Kazanç Defteri, her ne kadar
mesleki faaliyette bulunanlar tarafından tutulsa
da, ikinci sınıf tüccarların yani ticari
faaliyet gösteren mükelleflerin tuttukları
İşletme Hesabı Esasındaki Defter ile benzerdir.
Farklılık sadece isimlerden kaynaklanmaktadır.
213 sayılı VUK ile 193 sayılı Gelir Vergisi
kanunu incelediğimizde mesleki faaliyet gösteren
mükelleflerin Serbest Meslek Kazanç Defterinden
başka bir defteri tutamayacağı anlaşılmaktadır.
Söz konusu durum ile ilgili olarak da 213 sayılı
VUK’ un 210. maddesi şöyle demektedir:
“ Serbest meslek erbabı bir (Kazanç defteri)
tutarlar.
Bu defterin bir tarafına giderler, diğer
tarafına da hâsılat kaydolunur.
Defterin gider tarafına, yapılan giderlerin
ney’i ile yapıldığı tarih ve hâsılat tarafına
ise ücretin alındığı tarih ve miktarı ile kimden
alındığı yazılır.
Hekimler diledikleri takdirde, yukarıda yazılı
malumatı protokol defterinde göstermek şartıyla
ayrı kazanç defteri tutmayabilirler. ”
Ayrıca, 193 sayılı Gelir Vergisi kanunumuzda,
yukarıda belirtilen madde hükümlerine paralel
olarak 67. maddesinde kazançlarını serbest
meslek kazanç defteri üzerinden tespit edeceğini
belirtir.
Söz konusu madde hükmündeki zorunluluğu 67.
madde de aşağıdaki gibi açıklamıştır:
“Serbest meslek erbabı, mesleki kazançlarını
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tuttukları
"Serbest meslek kazanç defteri"ne istinaden
tespit ederler
65'inci maddenin son fıkrasında yazılı şirketler
de mesleki kazançlarını "Serbest meslek kazanç
defteri" üzerinden tespit ederler. Bu
şirketlerin bilânço esasına göre tuttukları
defterler serbest meslek kazancı defteri yerine
geçer.”
Yukarıda açıklanan madde hükmünde ilginç olan
bir durum ise mesleki faaliyette bulunan bazı
şirketlerin bilânço usulünde tuttukları
defterlerin serbest meslek kazancı defteri
yerine geçtiğini belirtmesidir. Yani her ne
kadar bilânço usulünde defter tutulmuş olsa da
artık o defterler “ serbest meslek kazanç
defteri” olarak kabul edilecektir. Madde geçen
söz konusu şirketler ise, kollektif, adi
komandit ve adi şirketlerdir.
Öte yandan, 213 sayılı VUK’ un 177. maddesinde;
“İhtiyari olarak bilânço esasına göre defter
tutmayı tercih edenler ” ibaresinin işaret
ettiği üzere, her ne şekilde olursa olsun,
bilânço usulünde defter tutanlar birinci sınıf
tüccar olarak kabul edilecektir.
Mesleki faaliyette bulunan mükelleflerin
ihtiyaca binaen artık bilânço usulünde defter
tuttukları görülmektedir. Bu noktada, bilânço
usulünde defter tutan serbest meslek erbapları
artık birinci sınıf tüccar konumuna gelmektedir.
Hâlbuki serbest meslek erbapları, her ne kadar
bilânço usulünde defter tutsalar da mesleki
faaliyette bulunmaya devam etmektedirler. Yani
ticari faaliyette bulunmaları söz konusu
değildir.
Vergi Usul kanunumuzun 1960 yıllarda yürürlüğü
girmesi ve ilgili tarihlerdeki sosyo-ekonomik
yapının günümüz şartlarına göre bir hayli geride
olması sebebiyle, defter tutma usulündeki bu
üçlü ayırım anlaşılır ve kabul edilebilirdir.
Ancak günümüz sosyoekonomik şartların 1960
yıllara oranla çok büyük farklılıkları arz
etmesi nedeniyle, vergi usul kanununda köklü
değişimler yapılması zorunlu görünmektedir.
Dolayısıyla, günümüz şartları ve mükelleflerin
ihtiyaçları karşılama konusunda sıkıntı
oluşturmaya başlayan 213 sayılı VUK’ un bazı
maddelerinde değişiklik yapılması gerekmektedir.
Bu nedenle, özellikle de, mesleki faaliyet
gösteren mükelleflerle ticari faaliyet
gösterenleri, farklı defter tutma yöntemini
uygulamaya zorlamaktan ziyade mükelleflerden
dileyenlere bilânço usulünde defter tutma
imkânının getirilmesi daha akılcı görünmektedir.
Ramazan AKTAŞ
Vergi
Denetmeni |