Türkiye'nin Muhasebe Rehberi   I  Yayınlanan En Son Mevzuatlar  I  2010 Vergi Takvimi  I   2010 Yılı Muhasebe Uygulamaları  I  Beyanname Rehberi  
Ana sayfa Yasal Uyarı Künye Danışma Hattı Güncel Bilgi Arşivi

      Çalışma Hayatı Rehberi

 MUHASEBE GÜNCEL BÜLTEN :   01 ARALIK 2010

  Vergi Rehberi 

  2010 Çalışmaları 
  2010 Pratik Bilgiler 
  Staj - Stajyer Rehberi
  Maliye Rehberi
  BEŞ DAKİKA ARA !...
  Makale Rehberi

  Kanun-Mevzuat Rehberi  

  Sosyal Güvenlik Rehberi  

 

 
   

"Af Mevsimi" hazırlıkları

Malum "Af Mevsimi"ndeyiz. Hukuki ismi kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması olsa da kamuoyunda algılanma şekli, vergi ve sigorta affı şeklinde. Üstelik bu seferki yapılandırma çok geniş bir yelpazeyi içeriyor. Neredeyse yok yok. Hatta, "Oldu olacak kredi kartı borçları da dahil edilsin" önerilerini sıkça duyuyoruz. Böylece iş kamu alacaklarıyla sınırlı olmaktan çıkarılıp, özel banka alacaklarına kadar da uzatılmış olacak. Kapsam geniş olunca haberin yankılanma biçimi de farklı oluyor. Vurucu başlıklarla yansıtılıyor haber. Örneğin bir gazetede "Yüzyılın en büyük vergi affı" başlığını gördüm. Gerçi haberin içeriğine geçildiğinde henüz ilk paragrafta tanımlama "Cumhuriyet Tarihi'nin en büyük affı" olarak değişmekteydi. Ama olsun bunun özellikle çalışan kesimdeki yansıması bir erken emeklilik beklentisi şeklinde değişime uğradı. Hatta buna değişimden ziyade başkalaşım demek daha doğru olur. Çünkü bildik hurafe yeniden gündemde. Emeklilik için gerekli hizmet yılı ve prim ödeme gün sayısı koşulunu tamamlayıp da emeklilik yaşının dolmasını bekleyenlerin de bir defaya mahsus olmak üzere emekli edilecekleri dedikodusu bir anda yayılıyor. Son bir haftadır telefonla arayan dostlarımız bir yana, gelen okur maillerinin tümü bu konudaydı. Örneğin Mustafa Deniz ismiyle mail gönderen okurumuz bize "gün sayımı doldurdum fakat yaşımı bekliyorum ama af çıktı 2011 de yaşını bekleyenler emekli olacakmış bilginiz var mı" diye soruyor. Telefonla arayanlar daha yakın dostlarımız olduğu için bize sitem edip azarlayanlar bile çıkıyor. "Kanun çıkmış, senin belki haberin yoktur" diye.

YASA HENÜZ ÇIKMADI
Hemen belirtelim bu konuda henüz çıkmış bir yasa bulunmadığı gibi TBMM'ye sevk edilmiş bir yasa çalışması bile bulunmuyor. Sadece ilgili bakanlar tarafından yapılan bir sunum var. Bunun hemen hemen aynen yasalaşacağını düşünüyoruz. Bu nedenle, değerlendirmelerimizi bu sunum üzerinden yapmamız mümkün. Kamuoyunda bir vergi ve sigorta affı olarak adlandırılsa bile, çıkacak olan bir yapılandırma kanunu. Belki gecikme zammı ve faizlerinde geçmişe dönük indirim söz konusu olsa bile vergi ve primlerini zamanında ödeyenlerin kendilerini kötü hissetmelerine yol açacak derecede bir affetme olgusu içermiyor. Sunum niteliğindeki hazırlıkta dikkati ilk çeken, kapsamın çok geniş tutulması. Bu hem kamu alacağını oluşturan ödeme türleri açısından hem de alacağın sahibi kamu kurumları açısından bir genişlik. Kapsama hangi kamu idareleri girmiyor ki...
Maliye Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, İl Özel idareleri ve belediyeler, Büyükşehir Belediyeleri Su ve Kanalizasyon İdareleri, TEDAŞ, Yurt-Kur, TRT, KOSGEB, TOBB ve TOBB'a bağlı odalar, OSB'ler... Kapsama giren alacaklar da çok geniş. Vergiler ve vergi cezaları, gümrük vergileri ve idari para cezaları, sosyal güvenlik primleri ve idari para cezaları, il özel idarelerinin çeşitli harç ve katılma payı gibi bazı alacakları, belediyelerin vergi, tarifeden doğan ücret ve su alacakları, Büyükşehir belediyelerinin su ve atık su alacakları, TEDAŞ'ın elektrik alacakları, Yurt-Kur'un öğrenim kredisi alacakları, TRT'nin elektrik payı ve bandrol ücretlerinden kaynaklı alacakları, KOSGEB'in desteklerden kaynaklanan alacakları, TOBB'un ve bağlı odalarının oda aidatı alacakları, OSB'nin elektrik, su, doğalgaz alacakları ile yönetim aidatları alacakları yeniden yapılandırma kapsamında olacak. Bu konuya önümüzdeki yazılarda da devam edeceğiz.

Kapsama girecek olan sigorta borçları
Yapılandırmayla ilgili önemli bir konu da kapsama girecek alacakların döneminin ne olacağı. Vergilerde baz alınan tarih 31 Temmuz 2010 ve önceki dönemlere ait olması. Hatta 2010 yılı vergilerinin 31 Temmuz
2010 tarihinden önce tahakkuk eden ilk dilimleri de dahil. SGK primlerinde ise primlerle idari para cezaları arasında fark var. Primlerin Haziran 2010 ve önceki aylara ait olması gerekiyor. İdari para cezalarında ise fiilin 31 Temmuz 2010 tarihine kadar işlenmiş olması gerekir. Haziran 2010 priminin ödenme dönemi de 31 Temmuz 2010 tarihinde sona ermişti zaten. Prim kavramına 4/a (eski SSK) ve 4/b (eski Bağ-Kur)sigortalılarının sigorta primi, 4/c (eski Emekli Sandığı)sigortalılarının emekli keseneği ve kurum karşılıkları, işsizlik sigortası primi ve her türlü sosyal güvenlik destek primi, isteğe bağlı sigortalılar ve topluluk sigortalarına ilişkin primler dahil. Ayrıca prim belgelerinin verilmesiyle tahakkuk eden Damga Vergisi, Özel İşlem Vergisi ve eğitime katkı payları da yapılandırma kapsamında. Yine yeniden yapılandırma konusu olabilecek bir başka prim türü ise, 30 Haziran 2010 tarihine kadar bitirilmiş özel bina inşaatları ile ihale konusu işlere ilişkin asgari işçilik inceleme ve ön değerlendirmelerinde tespit edilen eksik işçilik tutarları üzerinden hesaplanan sigorta primleridir.
Celal Kapan / Y.aasır

Yasal Uyarı
 
   

 
 

 

 

 
  ▼ Yayınlanan En Son  Mevzuatlar   (Sitenize ekleyebilirsiniz)


Copyrıght  © 2005-2010 www.muhasebenet.net www.muhasebenet.com. Her hakkı saklıdır.