Serbest meslek ödemesi mi
gayri maddi hak bedeli mi?
Değerli Dünya okurları, bugün sizlerle şu sıralar sıkça
sorgulanan, eleştirilen bir konudaki Vergi Dava Daireleri
Genel Kurul kararını paylaşacağım.
Bazı bölümlerin altını çizerek dikkat çekmeye çalıştım.
İncelemelerde bu karara dayanılarak yurt dışına, ilişkili
kurumlara yapılan -adeta tüm- hizmet ödemelerini gayri maddi
hak bedeli sayma eğiliminin kuvvetlendiğini görüyoruz. Oysa,
bu kararın bu yaklaşıma dayanak yapılmasının mümkün olmadığı
görüşündeyim.
İlk etapta kararı yayınlayıp, daha sonra değerlendirmelerimi
paylaşacağım.
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
E.2006/219
K.2006/261
İstemin Özeti: Davacı şirketin kanuni ve iş merkezi
Hollanda'da bulunan şirketten, bu şirketle yapmış olduğu
"Yönetim ve İdare Hizmetleri Sözleşmesi" kapsamında aldığı
hizmetler karşılığında yapılan ödemenin yarısının gayri
maddi hak bedeli niteliğinde olmadığı ve bu nedenle Kurumlar
Vergisi Kanununun 24 üncü maddesi uyarınca tevkifata tabi
olmaması gerektiği yolunda ihtirazi kayıtla verdiği muhtasar
beyanname üzerine 2003/Ekim ayı için Kurumlar Vergisi
Kanununun 24 üncü maddesi uyarınca tevkifat yapılmıştır.
İstanbul 4'üncü Vergi Mahkemesi 29.06.2004 günlü ve
E:2003/2451, K:2004/1638 sayılı kararıyla; 5422 sayılı
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun dar mükellefiyet başlıklı
11'inci maddesinde birinci maddede yazılı kurumlardan kanuni
ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye'de bulunmayanların
yalnız Türkiye'de elde ettikleri kurum kazançları üzerinden
vergilendirilecekleri, 12'inci maddesinde de hangi kazanç ve
iratların 11'inci maddede yazılı mükellefiyet mevzuuna giren
kurum kazancı olarak kabul edileceğinin hükme bağlandığı,
24' üncü maddede de, dar mükellefiyete tabi kurumların
ticari, zirai ve diğer kazanç ve iratları dışında kalan
kazanç ve iratları ile telif, imtiyaz, ihtira, işletme,
ticaret ünvanı, alameti farika ve benzeri gayri maddi
hakların satışı, devir ve temliki mukabilinde alınan
bedellerin %25 nispetinde kurumlar vergisine tabi olduğu,
aynı maddenin 6'ncı fıkrasında dar mükellef durumunda olan
kurumlara maddede belirtilen kazanç ve iratları
sağlayanların bu kazanç ve iratlardan kurumlar vergisi
tevkifatı yapmaya mecbur oldukları, 7'nci fıkrada da; kazanç
ve iratları sağlayanların, kurumlar vergisi tevkifatına tabi
kazanç ve iratları nakden veya hesaben ödeyen veya tahakkuk
ettiren gerçek ve tüzel kişiler olduğunun belirtildiği
olayda, uluslar arası taşımacılık faaliyetinde bulunan
davacı şirketin kanuni ve iş merkezi Hollanda'da bulunan
şirketle yaptığı Yönetim ve İdare Hizmetleri Anlaşması
uyarınca davacı şirketin de bağlı olduğu global şirketten
aldığı hizmet karşılığında yaptığı ödemelerin tevkifat
kapsamında bir ödeme olduğu kabul edilmek suretiyle
davacının ihtirazi kaydı kabul edilmeyerek tahakkuk işlemi
yapılmış ise de söz konusu geliri elde eden …… Şirketinin
yapısı üzerinde hiç durulmadığı bu şirketin sunduğu hizmetin
şirketin ticari faaliyeti gereği olduğu ve hizmet
karşılığında elde edilen gelir, hizmeti sunanın ticari
kazancı niteliğinde olduğundan, gayri maddi hak bedeli
olarak değerlendirilemeyeceği ve Kurumlar Vergisi Kanunu'nun
24'üncü maddesi uyarınca tevkifata tabi tutulamayacağı,
kaldı ki Türkiye Cumhuriyeti ile Hollanda Krallığı arasında
imzalanan Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma
Anlaşması'nda gayri maddi hak bedeli tanımlanmış olup söz
konusu ödemenin bu kapsamda değerlendirilmesinin mümkün
olmadığı gerekçesiyle tahakkuk işleminin dava konusu edilen
kısmının iptaliyle ödenen verginin iadesine karar vermiştir.
Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay 4'üncü
Dairesi 28.06.2006 günlü ve E:2004/2043, K:2005/1283 sayılı
kararıyla; 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun "Tevkifat
yolu ile alınan kurumlar vergisi, tevkifat yapmaya mecbur
olanlar ve tevkifata ait muhtasar beyanname" başlıklı 24
üncü maddesinde, dar mükellefiyete tabi kurumların ticari
zirai ve sair kazanç ve iratları dışında kalan kazanç ve
iratları ile telif, ihtira, işletme, ticaret ünvanı, alameti
farika ve benzeri gayri maddi hakların satışı, devri ve
temliki mukabilinde alınan bedellerin kurumlar vergisi
tevkifatına tabi olduğu, dar mükellefe sağlanan kazancın
maddede 11 bent halinde sayılan gelir gruplarından birine
girmesi halinde ödemede bulunanın kurumlar vergisi stopajı
yapması gerektiğinin öngörüldüğü, 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanunu'nun 70/5'inci maddesinde de, sanayi ve ticaret ve
bilim alanlarında elde edilmiş bir tecrübeye ait bilgilerle
gizli bir formül veya imalat usulü üzerindeki kullanma hakkı
veya kullanma imtiyazı gibi hakların kiraya verilmesinden
elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olarak
tanımlandığı, Türkiye Cumhuriyeti ve Hollanda Krallığı
arasında imzalanan 22.08.1988 tarih ve 19917 sayılı Resmi
Gazete'de yayımlanarak 30.09.1988 tarihinde yürürlüğe giren
"Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel
Olma Anlaşmasının" "Gayrimaddi Hak Bedelleri" başlıklı
12'nci maddesinin 4 numaralı bendinde, bu maddede kullanılan
"gayrimaddi hak bedelleri" teriminin sınai, ticari, bilimsel
tecrübeye dayalı bilgi birikiminin kullanma imtiyazı veya
kullanma hakkı karşılığında ödenen her türlü bedelleri
kapsayacağı, aynı maddenin 2 numaralı bendinde de söz konusu
bedelin gayrisafi tutarının %10 unu aşmayacağının
belirtildiği, bütün bu hükümler birlikte
değerlendirildiğinde, dar mükellefe sağlanan kazancın,
maddede sayılan gelir gruplarından birisine, örneğin 3
numaralı bentte sözü edilen "gayrimenkul sermaye iradı" ve
10 numaralı bentte yazılı "gayrimaddi hakların satışı, devri
veya temliki karşılığında ödenen bedeller" kapsamında elde
edip etmediğinin kurumlar vergisi tevkifatına etkisinden söz
edilemeyeceği sonucuna varıldığından, davacı ile yurt
dışında mukim şirket arasındaki sözleşmenin konusunun telif,
işletme, ticaret ünvanı, alameti farika ve benzeri gayri
maddi hak ya da sanayi, ticaret ve bilim alanlarından elde
edilmiş bir tecrübeye ait bilgilerle gizli bir formül veya
imalat usulü üzerindeki kullanma hakkı gibi bir hak
niteliğini taşıyıp taşımadığının tespiti gerektiği, davacı
kurum ile dar mükellef arasında yapılan Yönetim ve İdare
Hizmetleri Anlaşması incelendiğinde, anlaşmanın "Genel"
başlıklı kısmının "C" paragrafında, ……. Şirketinin ticari,
teknik, sınai ve idari yönetim teknikleri alanında geniş
bilgi ve deneyimlere sahip olduğu ve bu özel bilgi ve
deneyimlerin davacı tarafından kullanılabileceğinin
belirtilmiş olması karşısında, sözleşme konusunun gayrimaddi
hak niteliğini taşıdığı, bu sözleşme gereği devredilen
kullanma hakkı karşılığında dar mükellef kuruma ödenen
bedelin de gayrimaddi hak bedeli olduğu sonucuna
varıldığından, ister gayrimaddi hak satışı karşılığında
ödenen meblağ, isterse kiralanması karşılığında ödenen bedel
olsun Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 24' üncü maddesi uyarınca
stopaja tabi tutulmasının yasa gereği olduğu gerekçesiyle,
kararı bozmuştur.
İstanbul 4'üncü Vergi Mahkemesi 21.03.2006 günlü ve
E:2006/642, K:2006/510 sayılı kararıyla; tahakkuk işleminin
iptali ve ödenen tutarın iadesi yolunda vardığı kararda
ısrar etmiştir.
Israr kararı davalı idarece temyiz edilmiş, yapılan işlemde
yasaya aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın
bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi ………'ın Düşüncesi: Israr kararının
Danıştay 4'üncü Dairesi'nce verilen kararda yer alan
hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği
düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …………….'nun Düşüncesi: Danıştay bozma
kararındaki gerekçede belirtilen nedenler doğrultusunda
temyiz isteminin kabulü ile temyiz konusu vergi mahkemesi
ısrar kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.
Türk Milleti adına
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nca,
dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği düşünüldü:
Davacı şirketin, kanuni ve iş merkezi Hollanda'da bulunan
şirketten, bu şirketle yapmış olduğu "Yönetim ve İdare
Hizmetleri Sözleşmesi" kapsamında aldığı hizmetler
karşılığında yapılan ödemenin yarısının gayri maddi hak
bedeli niteliğinde olmadığı ve bu nedenle tevkifata tabi
olmaması gerektiği yolunda ihtirazi kayıtla verdiği muhtasar
beyanname üzerine, ihtirazi kaydı kabul edilmeyerek
2003/Ekim ayı için Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 24'üncü
maddesi uyarınca tevkif edilen verginin dava konusu edilen
kısmının kaldırılması ve ödenen tutarın davacıya iadesi
yolunda verilen ısrar kararı davalı idarece temyiz
edilmiştir.
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun "Tevkifat yolu ile
alınan kurumlar vergisi, tevkifat yapmaya mecbur olanlar ve
tevkifata ait muhtasar beyanname" başlıklı 24'üncü
maddesinde, dar mükellefiyete tabi kurumların ticari, zirai
ve diğer kazanç ve iratları dışında kalan kazanç ve iratları
ile telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret ünvanı,
alametifarika ve benzeri gayrimaddi hakların satışı, devir
ve temliki mukabilinde alınan bedellerin kurumlar vergisi
tevkifatına tabi olduğu, dar mükellefe bu kazanç ve iratları
sağlayanların aynı madde hükümlerine göre bu ödemelerden
kurumlar vergisi stopajı yapmaya mecbur olduğu düzenlemesine
yer verilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti ile Hollanda Krallığı arasında imzalanan
ve 22.08.1988 tarih ve 19907 sayılı resmi Gazete'de
yayımlanarak 30.09.1988 tarihinde yürürlüğe giren "Gelir
Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve
Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması'nın "Gayri maddi
Hak Bedelleri" başlıklı 12 nci maddesinin 4'üncü bendinde,
bu maddede kullanılan "gayri maddi hak bedelleri" teriminin
…………………sınai; ticari, bilimsel tecrübeye dayalı bilgi
birikiminin kullanma imtiyazı, kullanma hakkı veya satışı
ile sınai, ticari, bilimsel teçhizatın kullanma imtiyazı
veya kullanma hakkı karşılığında ödenen her türlü bedelleri
kapsayacağı, aynı maddenin 2'nci bendinde de söz konusu
gayri maddi hak bedellerinin elde edildikleri devlette ve o
devletin mevzuatına göre de vergilendirilebileceği, ancak bu
şekilde alınacak verginin, gayri maddi hak bedelinin
gayrisafi tutarının %10'unu aşmayacağı kurala bağlanmıştır.
Davacı kurum ile dar mükellef arasında yapılan Yönetim ve
İdare Hizmetleri Anlaşması incelendiğinde, anlaşmanın "Genel
başlıklı kısmının "C" paragrafında, …………… Şirketinin ticari,
teknik, sınai ve idari yönetim teknikleri alanında geniş
bilgi ve deneyimlere sahip olduğu ve bu özel bilgi ve
deneyimlerden bir bütün olarak davacının faydalanmasının
sağlanacağı, "Gizlilik" başlıklı 6'ncı maddede, taraflarca
sağlanan bilgilerin gizli tutulacağının belirtildiği,
sözleşme kapsamında sunulacak hizmetler incelendiğinde
kapsamlı şekilde bilgi birikimi ve deneyimden
yararlandırmanın söz konusu olduğu görülmekte olup, sözleşme
kapsamında yapılan ödemenin gayri maddi hak bedeli
niteliğinde olduğu ve dar mükellef kuruma ödenen tutarın
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 24'üncü maddesi ve yukarıda
metni yazılan Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi
Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması'nın 12'nci maddesi
uyarınca gayrimaddi hak bedeli olarak stopaja tabi tutulması
gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle davalı idare temyiz isteminin
kabulüyle, İstanbul 4. Vergi Mahkemesinin 21.03.2006 günlü
ve E:2006/642, K:2006/510 sayılı ısrar kararının
bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından
yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek
bulunmadığını, 29.09.2006 gününde oy çokluğuyla karar
verildi.
Zeki GÜNDÜZ / Dünya
|