Finansal kiralama şirketlerinin belgesel sorumluluğu
Finansal Kiralama Yasası'nın
4'üncü maddesi uyarınca finansal kiralama sözleşmeleri,
kiralayanın, kiracının istemi ve seçimi üzerine üçüncü
kişiden satın aldığı veya başka suretle temin ettiği bir
malın zilyetliğini, her türlü faydayı sağlamak üzere ve
belli bir süre feshedilmemek koşuluyla kira
karşılığında, kiracıya bırakılmasını öngören bir
sözleşme türüdür.
Vergi Usul Yasası'nın mükerrer 290'ıncı maddesinde yer
alan tanımlamaya göre de finansal kiralama, kira süresi
sonunda mülkiyet hakkının kiracıya devredilip
devredilmediğine bakılmaksızın, bir iktisadi kıymetin
mülkiyetine sahip olmaktan kaynaklanan tüm risklerle
yararların kiracıya bırakılması sonucunu doğuran
kiralamalardır.
Finansal kiralama yasasına göre, finansal kiralama
şirketinin, finansal kiralama konusu malı üçüncü kişiden
satın alması söz konusu olabileceği gibi, başka bir
şekilde de temin etmesi mümkün olabilmektedir. Bu
özellik finansal kiralama sözleşmesinin kendine özgü
yapısından kaynaklanmakta ve üçlü taraf sistemine
dayanmaktadır. (Kocaağa, Köksal "Türk Özel Hukukunda
Finansal Kiralama (Leasing) Sözleşmesi, Yetkin
Yayınları.)
Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri
Yasa Tasarısı'nın 18'inci maddesinde de "Finansal
Kiralama Sözleşmesi" kiralayanın, kiracının talebi ve
seçimi üzerine üçüncü bir kişiden veya bizzat kiracıdan
satın aldığı veya başka suretle temin ettiği veya daha
önce mülkiyetine geçirmiş bulunduğu bir malın
zilyetliğinin her türlü faydayı sağlamak üzere, kira
bedeli karşılığında kiracıya bırakılmasını öngören
sözleşmedir.
Sözü edilen tanımlamalardan da anlaşılacağı üzere
finansal kiralama sözleşmesi, ihtiyaç duyulan malların,
üçüncü bir kişiden ya da bizzat kiracıdan finansal
kiralama şirketince satın alınarak veya başka bir
suretle temin edilerek kullanımının bir bedel
karşılığında kiracıya devredilmesi yoluyla karşılanması
için yapılabilmektedir. Yapılan bu yeni tanımlama ile
finansal kiralamaya konu olan malın sadece üçüncü
kişilerden değil, bizzat kiracıdan da temin
edilebilmesine imkân getirilmiş, böylelikle uluslararası
uygulamada bir finansman yöntemi olan "sat-geri
kiralama" işleminin yapılabilmesine imkân tanınması
öngörülmüştür.
Ancak bu tür bir uygulamada karşımıza önemli bir sorun
çıkmaktadır. Şöyle ki:
Vergi Usul Yasası'nın 359'uncu maddesinin (a) bendinin 2
numaralı fıkrası uyarınca "Defter, kayıt ve belgeleri
tahrif edenler veya gizleyenler veya muhteviyatı
(içeriği) itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya
bu belgeleri kullananlar hakkında hapis cezasına"
hükmolunabilmektedir.
Oysa yukarıda yapmış olduğumuz tanımlamalardan da
anlaşılacağı üzere bazı finansal kiralama işlemlerinde
leasing yapan yani malı kiraya veren bir şirket, malı
kiracının talebi üzerine edinebilmekte, yine bazı
hallerde kiracının edindiği malın finansmanını
sağlamaktadır.
Çoğu kez, uygulamada kiralanan malın ve satıcının
seçiminde finansal kiralama şirketinin bir etkisi
olmamaktadır.
Gerçekte yine uygulamada bir finansal kiralama işleminde
işlem akışını aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür.
* Kiracı, malı ve satıcıyı belirledikten sonra finansal
kiralama şirketine kredilendirme için başvuruda
bulunmaktadır.
* Finansal kiralama şirketi durumu değerlendirerek
gerekli krediyi tahsis etmektedir.
* Finansal kiralama sözleşmesi imzalanarak, kiracıya
malı teslim alma yetkisi (hakkı) sağlanır.
* Satıcı, malı kiracıya teslim eder. Burada finansal
kiralama şirketinin kiralama konusu malı teslim etme
zorunluluğu yoktur.
* Satıcı fatura, irsaliye ve malı teslim alan kiracının
tesellüm belgesini finansal kiralama şirketine gönderir.
* Finansal kiralama şirketi satıcıdan gelen belge ve
kiracının onayı ve satıcıya finansal kiralama konusu
olan malın bedelini öder.
Yukarıda ana hatlarıyla açıklanan işlem akışından da
anlaşılacağı gibi, finansal kiralama şirketleri
çoğunlukla işleme konu olan malı görmemektedir. Buna
karşılık finansal kiralama şirketleri, genellikle belge
üzerinde işlem yapar.
Yapılan hukuki işleme özgü olarak malik konumunda olan
kiralayanın aktifinde mala ilişkin kayıt yerine kira
alacağı yer almaktadır. Malın ekonomik maliki olan
kiracı ise mal bedelini sözleşme ve kira ödeme planı
uyarınca maddi olmayan sabir kıymetler hesabına, daha
açıkçası Tek Düzen Hesap Planı uyarınca "Haklar"
hesabına kaydeder.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere,
finansal kiralama şirketi, çoğu kez kiralama konusu
yapılan varlığı görmemektedir. İşlem daha çok belge
üzerinden yapılmaktadır. Bu durumda kiralama konusu
varlığın faturalanmasından dolayı ortaya çıkan hukuki
sorunlardan finansal kiralama şirketi sorumlu
tutulurken, belgenin düzenlenmesinde söz konusu şirketin
bilgisi olmamaktadır. Böyle bir durumda finansal
kiralama işleminin yapılışında, Finansal Kiralama
Şirketlerinin Vergi Usul Yasası'nın 359'uncu maddesi
kapsamında sorumlu konumuna getirilmesi doğru bir
yaklaşım olmamaktadır.
Veysi Seviğ
Referans/31.07.2009 |