Emekli olamıyorum,
ne yapmalıyım?
H.A. Nüfusta 1966 doğumluyum. İlkokulu 1972'de
bitirdim. Diplomamı nüfus kaydına göre 6 yaşında aldım.
1979'da SSK'ya giriş yaptım. Ben SSK'ya giriş yaptığımda
yaş sınırı yoktu. 25 yılda 5000 iş günü dolduran emekli
olabiliyordu. Şimdi bu kanuna göre prim gün sayım doldu.
Ama yaş engeline takıldım, bunun sebebi Nüfus
Müdürlüğü'nün beni küçük yazması. Bu olay diplomamla
sabittir. İlkokul diplomamı aldığımda 6 yaşında
göründüğümü belirtmiştim. Nüfus'u mahkemeye vererek adli
tıp (kemik yaşı) raporu ile yaşımı 1962 doğumlu olarak
düzelttirdim. SSK yaş büyütmemi geçerli saymadı. Burada
iki devlet kurumunun hataları sebebi ile ben mağdur
duruma düştüm. Bir nüfus müdürlüğü beni yürüyerek
gittiğim mekânlarında yenidünya olarak yazdı. İkincisi
ise Figani Köyü İlkokulu beni bir yaşında okula kayıt
etti de neden yaşımı düzelttirmedi; altı yaşında
diplomayı nasıl verdiler. Bu sebeplerle ben emekli
olamıyorum. Bu hususta bana yol göstermenizi istiyorum.
C: Okuyucumun emekli olamama serzenişine katılmamak
mümkün değil. Gerçekten 1 yaşındaki çocuk nasıl ilkokula
başlatılmış ve nasıl 6 yaşında mezuniyet diploması
verilmiş, şaşırmamak da mümkün değil. Ve normal
şartlarda böyle bir uygulama, idarî soruşturmayı bile
gerektirebilirken yaş büyütme konusunun niçin
istenemediğini merak etmemek, akla ziyan.. Ancak
okuyucumun içler acısı durumunu mevcut yasal şartlar
içerisinde çözemiyoruz. Çünkü yasa, her kişiye farklı
uygulanamaz. Üstelik Ankara 5. İş Mahkemesi'nin Anayasa
Mahkemesine yapılmış Anayasa'ya aykırılık iddiası
reddedilmiş bulunuyor. Buna rağmen okuyucumun da SGK'nın
emekliliğini reddettiği yazıya dayanarak İş Mahkemesine
dava açmasını öneriyorum. Bu davada çok özgün durumunu
dikkatle savunarak, yaş tashihinin geçerliliğini
istemesinin ve bunda inatçı tutum göstermesinin hem
kendisi, hem de hukuka hizmet olacağını düşüyorum. Şimdi
sözkonusu Anayasa Mahkemesi Kararını da istifadeye
sunuyorum ve bilhassa karşıoy yazısına dikkati çekmek
istiyorum:
www.muhasebenet.net
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından, Resmî Gazete:
05.11.2008 / 27045
Esas Sayısı : 2005/17
Karar Sayısı : 2008/95
Karar Günü : 17.4.2008
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Ankara 5. İş Mahkemesi
İTİRAZIN KONUSU: 17.7.1964 günlü, 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanunu'nun 120. maddesinin ikinci fıkrasının,
Anayasa'nın 2. ve 138. maddelerine aykırılığı savıyla
iptali istemidir.
I - OLAY
Sosyal Sigortalar Kurumunun kayıtlarındaki davacı
sigortalıya ait doğum tarihinin, 1979 yılında yerel
mahkemece verilen doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin
karar uyarınca değiştirilmesi istemiyle açılan davada
ileri sürülen itiraz konusu kuralın anayasaya aykırılığı
itirazının ciddi olduğu kanısına varan Mahkeme, iptali
için başvurmuştur.
II - İTİRAZIN GEREKÇESİ
Başvuru kararının gerekçe bölümü şöyledir.
“Davacı Kahraman Özdemir 2.5.1977 tarihinde 506 sayılı
Kanuna tabi zorunlu sigortalı olarak çalışmaya başlamış
ve SSK sigortalısı olarak tescil edilmiştir. Babası olan
Mahmut Özdemir oğluna velayeten 1978 yılında davacının
nüfusta 1961 olan doğum tarihinin 1959 olarak
düzeltilmesi isteğiyle yaş tashihi davası açmış,
Çayıralan Asliye Hukuk Mahkemesi 1978/398 Esas, 1979/3
karar nolu 10.1.1979 tarihli kararı ile davacının
4.6.1961 olan doğum kaydının 4.6.1959 olarak
düzeltilmesine karar verilmiş ve verilen karar
kesinleşerek nüfus kaydına işlenmiştir. Tashih davası
açıldığında davacı henüz bir yıllık sigortalı bile
olmayıp, tashihe konu 4.6.1961 doğum tarihine göre
davacı zorunlu sigortalı olarak çalışmaya başladığı
2.5.1977 tarihinde 15 yaş 10 ay 28 günlüktür.
506 sayılı Kanunun 120/2 nci maddesinde malullük,
yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili
hükümlerin uygulanmasında sigortalıların ve ilk defa
çalışmaya başladıkları tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı
bulunan doğum tarihlerinin esas alınacağı
bildirilmiştir.
506 sayılı Kanunun 120/2 nci maddesi bu düzenleniş
biçimiyle Mahkeme kararlarının yerine getirilmesini
imkansız kılmaktadır.
Anayasanın 138 nci maddesinde yasama ve yürütme
organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda
oldukları; bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını
hiçbir surette değiştiremeyeceği ve bunların yerine
getirilmesini geciktiremeyeceği, Anayasanın 2 nci
maddesinde Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti
olduğu bildirilmiştir.
506 sayılı Kanunun 120/2 nci maddesi ile yasa koyucunun
yaş tashihi ile ilgili mahkeme kararlarının
uygulanmasını bertaraf etme amacı taşıdığı tartışmasız
olup bu durum Anayasa'nın 2 nci maddesinde yer alan
hukuk devleti olma vasfı ile açıkça bir aykırılık teşkil
ettiğinden davacı vekilinin Anayasa'ya aykırılık iddiası
ciddi görülerek yukarıda belirtilen maddenin iptali
istemi ile Anayasa Mahkemesine başvurulmasına, bu
başvurunun bekletici mesele sayılmasına dosyanın Anayasa
Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.”
III - YASA METİNLERİ
A - İtiraz konusu yasa kuralı
17.7.1964 günlü, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun
itiraz konusu fıkrayı da içeren 120. maddesi şöyledir:
“İş kazalariyle Meslek Hastalıkları Sigortasının
uygulanmasında, hak sahiplerine bağlanacak gelirlerle
sigortalılara ödenecek sermayelerin hesabında, iş
kazasının olduğu veya meslek hastalığının hekim raporu
ile ilk defa tesbit edildiği tarihte nüfus kütüğünde
kayıtlı bulunan doğum tarihleri esas tutulur.
Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına ilişkin yaş ile
ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak
sahibi çocuklarının, sigortalının yürürlükten
kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna
tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus
kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri, sigortalının
sigortaya tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı
tarihten sonra doğan çocuklarının da nüfus kütüğüne ilk
olarak yazılan doğum tarihleri esas tutulur.
(Ek fıkra: 24/6/2004-5198/16 md.)İş kazalarıyla meslek
hastalıkları, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasından
gelir ve aylık tahsisleri ile sermaye değerinin
hesabında, iş kazasının olduğu veya meslek hastalığının
hekim raporuyla ilk defa tespit edildiği veya
sigortalıların yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900
sayılı kanunlara veya 506 sayılı Kanun ile diğer sosyal
güvenlik kurumlarına tâbi olarak ilk defa çalışmaya
başladığı tarihten sonraki yaş tashihleri dikkate
alınmaz.
Nüfus kayıtlarında doğum ay ve günleri yazılı olmıyanlar
1 Temmuzda, doğum ayı yazılı olup da günü yazılı
olmıyanlar o ayın 1 inde doğmuş sayılır.”
B - Dayanılan ve ilgili görülen anayasa kuralları
Başvuru kararında Anayasa'nın 2. ve 138. maddelerine
dayanılmış; konu Anayasanın 60. maddesiyle de ilgili
görülmüştür.
IV - İLK İNCELEME
Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince,
Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Sacit ADALI, Fulya
KANTARCIOĞLU, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN,
Mustafa YILDIRIM, Cafer ŞAT, A. Necmi ÖZLER ve Serdar
ÖZGÜLDÜR'ün katılmalarıyla 22.2.2005 tarihinde yapılan
ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik
bulunmadığından işin esasının incelenmesine,
OYBİRLİĞİYLE karar verilmiştir.
V - ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor,
itiraz konusu Yasa kuralı, dayanılan Anayasa kuralları
ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri
okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
A - Kuralın anlam ve kapsamı
17.7.1964 günlü, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun
120. maddesinin iptali istenilen 2. fıkrasında,
“Malûllük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına ilişkin yaş
ile ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve
hak sahibi çocuklarının, sigortalının yürürlükten
kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı Kanunlara veya bu Kanuna
tâbi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus
kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri, sigortalının
sigortaya tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı
tarihten sonra doğan çocuklarının da nüfus kütüğüne ilk
olarak yazılan doğum tarihleri esas tutulur.”
denilmektedir.
İtiraz konusu kural, özü itibariyle, emeklilik hakkının
kazanılmasında ve malûllük ile ölüm sigortalarına
ilişkin diğer bazı haklardan yararlanılmasında sigortalı
olarak çalışmaya başlanılan tarihten sonraki yaş
tashihlerinin dikkate alınmayacağına ilişkindir.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 120. maddesinde
yer alan bu düzenlemenin benzerlerine 5434 sayılı Emekli
Sandığı Kanunu'nda (m.105) ve 1479 sayılı Bağ-Kur
Kanunu'nda (m.66) da yer verilmiş olduğu görülmektedir.
506 sayılı Yasa'nın 120. maddesi dört fıkradan
oluşmaktadır. Maddenin birinci ve ikinci fıkralarında
yaş tashihlerinin dikkate alınmayacağına ilişkin
düzenlemeler bulunmasına rağmen, bu düzenlemelerin
anlamı konusunda uygulamada ortaya çıkan tereddütlerin
giderilmesi ve çalışmaya başlanıldıktan sonraki yaş
tashihlerinin dikkate alınmayacağının daha açık bir
şekilde vurgulanması amacıyla 24.6.2004 günlü, 5198
sayılı Yasayla madde metnine üçüncü fıkra eklenmiştir.
B - Anayasaya aykırılık sorunu
Başvuru kararında, Anayasanın 138. maddesinde yasama ve
yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak
zorunda oldukları; bu organlar ve idarenin mahkeme
kararlarını hiçbir surette değiştiremeyeceği ve bunların
yerine getirilmesini geciktiremeyeceği, Anayasa'nın 2.
maddesinde de Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti
olduğunun belirtildiği, itiraz konusu yasa kuralı ile
yasa koyucunun yaş tashihi ile ilgili mahkeme
kararlarının uygulanmasını bertaraf etme amacı taşıdığı,
bu durumun Anayasa'nın 2. ve 138. maddelerine aykırı
olduğu ileri sürülmüştür. İtiraz başvurusu Anayasanın
60. maddesi ile de ilgili görülmüştür.
Anayasanın 2. maddesinde ifadesini bulan hukuk devleti,
bütün işlem ve eylemlerinin hukuk kurallarına
uygunluğunu başlıca geçerlik koşulu sayan, her alanda
adaletli bir hukuk düzeni kurmayı amaçlayan ve bunu
geliştirerek sürdüren, hukuku tüm devlet organlarına
egemen kılan, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan
kaçınan, insan haklarına saygı duyarak bu hak ve
özgürlükleri koruyup güçlendiren, Anayasa ve hukuk
kurallarına bağlılığa özen gösteren, yargı denetimine
açık olan devlettir.
Anayasa Mahkemesi'nin konuyla ilgili süreklilik taşıyan
içtihatlarında vurgulandığı üzere, Devletin, personel
politikasını belirlemede büyük önemi olan emeklilik
düzenini, aktüeryal dengeleri gözeterek bilimsel
verilere göre belirlemesi ve buna göre gerekli yasal
düzenlemeleri yapması doğaldır. Devletin bilimsel
verilere dayanarak kurduğu bu düzenin korunması
Anayasa'nın 60. maddesinde yer alan sosyal güvenlik
hakkının güvenceye alınması için de zorunlu bir
gerekliliktir. Nesnel ve sürekli kurallarla sağlam ve
sağlıklı temellere oturtulmayan bir sosyal güvenlik
kuruluşunun, mahkeme kararları ile alınan yaş
düzeltmeleri sonucu ortaya çıkan erken emeklilik gibi
nedenlerle aktüeryal dengesinin bozulması, sosyal
güvenlik sisteminin sürdürülemez bir duruma gelmesine
sebep olabilir.
Sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak çalışılmaya
başlanıldığı tarihten sonraki yaş düzeltmelerinin belli
sigorta işlemleri yönünden dikkate alınmayacağını
öngören itiraz konusu kuralın, sosyal güvenlik
sisteminin kimi aksaklıklara yol açmadan sürdürülmesi
amacına yönelik olarak düzenlendiği kuşkusuzdur. Burada
yargı kararı hukuksal olarak değerini ve geçerliliğini
korumakta, sadece emeklilik yönünden sonuç
doğurmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural, Anayasa'nın
2., 60. ve 138. maddelerine aykırı değildir. İstemin
reddi gerekir.
Serruh KALELİ bu görüşe katılmamıştır.
VI- SONUÇ
17.7.1964 günlü, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun
120. maddesinin ikinci fıkrasının Anayasa'ya aykırı
olmadığına ve itirazın REDDİNE, Serruh KALELİ'nin
karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA, 17.4.2008 gününde karar
verildi.
Tahsin SINAV
Y.Şafak/29.06.2009 |