İşçinin fesihten önce başka bir işyeri ile iş görüşmesi
yapması
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi
2007/9262 E. ve 20.02.2008 tarihli kararında, işçinin
fesihten önce başka bir işyeri ile iş görüşmesi
yapmasının işçinin istifa ettiği yönünde karine olup
olmayacağını değerlendirmiştir. Karar özellikle, iş
akdinin sona ermesinden çok kısa bir zaman sonra başka
bir yerde çalışmaya başlayan işçinin kıdem tazminatı
talebinin samimiyeti noktasında çok önemli
değerlendirmeler içermektedir.
İncelememize konu kararda davacı; iş akdinin davalı
işveren tarafından haklı neden olmadan feshedildiğini
iddia ederek kıdem, ihbar tazminatı ve bazı işçilik
alacakları talebinde bulunmuştur. Davalı işveren ise
davacının başka bir yerde iş bulduğu için iş akdini
kendisinin feshettiğini savunmuştur. Yerel mahkeme
davayı kabul etmiştir.
Yerel mahkeme kararının davalı işveren tarafından temyiz
edilmesi üzerine Yargıtay dosyayı incelemiş ve yerel
mahkemenin davanın kabulüne dair kararını bozmuştur.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bozma kararının gerekçesinde,
dosya içerisinde bulunan devam cetvelleri ve işe devam
kontrol fişlerinden davacının, 23.06.2002 tarihine kadar
işyerinde çalıştığının, 27.06.2002'de ise başka bir otel
ile sözleşme yaptığının anlaşıldığını belirtmiştir.
Yargıtay'a göre böyle bir durumda davacının dava dışı
şirket ile ilk bağlantı kurduğu, ön görüşme yaptığı
tarihin araştırılarak, bu tarih fesih tarihinden önce
ise iş akdini başka yerde çalışmak için kendisinin
feshettiğinin kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bunun da doğal sonucu davacının kıdem ve ihbar tazminatı
taleplerinin reddi olmak gerekecektir. Ayrıca Yargıtay
9. Hukuk Dairesi aynı kararı, davalı işverenin ıslahtan
sonra dermeyan ettiği zamanaşımı defiinin dikkate
alınmaması sebebi ile de bozmuştur.
Bahse konu kararda önem arz eden başlıca husus, işçinin
çalıştığı yerden ayrıldıktan hemen sonra, aynı alanda
faaliyet gösteren bir başka işyerinde çalışmaya
başlaması halinde, işinden başka yerde çalışabilmek
için, istifa etmiş olabileceğinin kabul edilmesidir.
Yargıtay böyle bir durumun varlığı halinde davacı
işçinin yeni çalışmaya başladığı işyeri ile ilk
görüşmesinin yapıldığı tarihin belirleyici olacağına
dikkat çekmiştir. Eğer bu tarih iş akdi sona erdikten
sonra ise bir sorun yoktur. Ancak ilk görüşme tarihi iş
akdinin sona ermesinden önceki bir tarih ise işçinin
başka bir işyerinde çalışmak için istifa etmiş
olabileceğinin kabulü gerekecektir. Öncelikle işçinin
bir işyerinden ayrıldıktan sonra başka bir yerde kısa
bir süre sonra çalışmaya başladığının ne şekilde tespit
edileceğine bakmak gerekmektedir. Olayda bu yeni işyeri
ile yapılan iş akdinin mahkemeye sunulması ile
sağlanmıştır. Ancak bu vakıa herhalde işçinin sigorta
kayıtları ile de ispatlanabilecektir. Yargılama
içerisinde işçinin sigorta kayıtlarının celbedilmesi
durumunda davalı işyerinden ayrılır ayrılmaz bir başka
yerde çalışmaya başladığı görülüyorsa; yine mahkemenin
yeni işyeri ile ilk görüşme tarihini tespit etmesi ve iş
akdinin işveren feshi ile mi işçi istifası ile mi sona
erdiğini araştırması gerekebilecektir. Bu aşamada
cevaplanması icap eden bir diğer husus ise, davacı
işçinin yeni işyeri ile ilk görüşme ve mülakat tarihinin
ne şekilde tespit edilebileceğidir. Açıkça ifade etmek
gerekirse bu görüşmenin tarihinin net şekilde tespiti
her zaman mümkün olamayacaktır. Malum olduğu üzere bu
tip mülakatlar çoğu zaman sözlü veya basit karalamalara
not alınarak yapılmaktadır. Ayrıca bu mülakatlara
tanıklık edecek bir tanığın bulunabilmesi de her zaman
mümkün değildir. Şu durumda yapılacak şey yeni işe
başlanılan şirkete müzekkere yazılması ve davacının ilk
görüşme tarihinin sorulmasıdır.
Av. Ali YÜKSEL
Av. Cihan AVCI
29.05.2008
|