İflas Hangi Durumlarda Ertelenir?
Türk Ticaret Kanunu'nun 324
üncü ve İcra İflas Kanunu?nun 179 uncu maddesinde yer
alan iflasın ertelenmesi konusuna göre iflas hangi
durumlarda ertelenir..?
İflasın ertelenmesi? müessesesi son dönemde artan kriz
nedeniyle sıklıkla karşılaştığımız bir durum olmaya
başlamıştır. İflasın ertelenmesi mevzuatımızda Türk
Ticaret Kanununun 324. ve İcra İflas Kanunu?nun 179.
maddesinde yer almaktadır.
TTK?nın 324. maddesi ile şirketin ıslah edilebileceğine
ilişkin bir kanaat oluşması halinde iflasın
ertelenmesine karar verilebilmektedir. Bu müessese
sayesinde şirketlere yeni bir şans daha verilmekte ve
ekonomiye yeniden kazandırılabilmeleri amaçlanmaktadır.
Ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi?nde görüşülmeye
devam edilen yeni Türk Ticaret Kanunu Tasarısında ise
?İflasın Ertelenmesi? konusu 376 ve 377. maddelerde
düzenlenmiş bulunmaktadır.
Mevzuatımızda iflasın ertelenmesine ilişkin ayrıntılı
düzenleme İcra ve İflas Kanunu?nun 179. maddesi ile
yapılmıştır. Söz konusu madde de şirketi idare ve temsil
ile vazifelendirilmiş kimseler ya da alacaklılardan
biri, şirketin mali durumunun iyileştirilmesinin mümkün
olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye
sunarak iflasın ertelenmesini isteyebilmektedir. Dava?nın
görüşüldüğü mahkeme projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa,
iflasın ertelenmesine karar vermektedir. İyileştirme
projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunu gösteren bilgi
ve belgelerin de mahkemeye sunulması zorunludur. Eğer
mahkeme tarafından iflasın ertelenmesine karar verilirse
şirketin malvarlığının korunması için gerekli her türlü
tedbir iyileştirme projesi de göz önünde tutarak alınır.
İflasın ertelenmesine ilişkin mahkeme kararı ile
birlikte şirkete kayyım atanır. Bu durumda mahkemenin
önünde iki seçenek vardır. Bunlar yönetim organının
yetkilerinin tümüyle elinden alınıp kayyıma verilmesi
ile yönetim organının karar ve işlemlerinin
geçerliliğini kayyımın onayına bağlı kılmak şeklindedir.
Tabi burada unutulmaması gereken bir başka husus ise
iflâsın ertelenmesi kararında kayyımın görev ve
yetkilerinin ayrıntılı olarak gösterilmesi gerektiğidir.
Ülkemiz mevzuatında ?İflasın ertelenmesi müessesesi?
yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde ele
alınmıştır. Söz konusu hükümlere göre, iflasın
ertelenmesi müessesesinin uygulanabilmesi için
? Şirket mali durumunun bozulması,
? Borca batık halinin gerçekleşmesi,
? Gerçekçi bir iyileştirme projesinin mahkemeye
sunulması,
? Mahkeme tarafından bu iyileştirme projesi çerçevesinde
borçların belli bir süre içerisinde ödenebileceğine dair
kanatın hasıl olması ve bu yönde bir karar verilmesi,
? Ayrıca bu süreçte şirkete kayyım atanması
gibi şartların sağlanmış olması gerekmektedir.
Yukarıda verilen bilgiler çerçevesinde İflasın
ertelenmesi müessesesini;
? Borca batık durumu gerçekleşen sermaye şirketlerinin
Mahkemeye sunulan inandırıcı iyileştirme projesi
çerçevesinde Mahkeme tarafından atanacak bir kayyım
nezaretinde ve belli bir süre içerisinde mali
durumlarının düzeltilerek iflastan kurtulmaları için
öngörülen hukuki bir müessesedir.?
şeklinde özetlemek mümkün olacaktır.
Burada iflasın ertelenmesine ilişkin hukuki sürecin
nasıl işlediğine değinmekte yarar olacaktır. İflasın
ertelenmesi ile ilgili görevli mahkeme asliye ticaret
mahkemesi olup borçlunun muamele merkezinin bulunduğu
yerdeki asliye ticaret mahkemeleri bu işle
yetkilidirler.
Yasalarda iflasın ertelenmesi ile ilgili şartların
oluşmasıyla mahkemeye başvuru yapılmaktadır. Mahkemenin
söz konusu durumlarda re?sen karar verme yetkisi olmayıp
şirketin borca batık olduğunu düzenleyeceği ara bilanço
ile ispatlaması gerekmektedir. Bu durum iflasın
ertelenmesi kararı için yeterli olmayıp bunlara ilaveten
şirketin durumunu düzelteceğine dair ciddi bir
iyileştirme projesini sunması gerekmektedir. Burada
mahkeme tarafından söz konusu projenin uygulanabilir
olup olmadığına ilişkin olarak bilirkişi incelemeleri
yaptırılmaktadır.
Önemlilik arz eden diğer bir durum ise iflas erteleme
kararının 1 yıl için verildiği hususudur. Bu süre
kayyımın vereceği bilgi ve raporlarla artırılabilmekte
olup en fazla 4 yıla kadar çıkarılabilmektedir. Yani
mevzuatımızla şirkete durumunu düzeltmesi ve işlerini
rayına koyabilmesi için maksimum 4 sene şans
tanınmaktadır.
Öte yandan mahkeme kendisine sunulan iyileştirme
projesini uygulanabilir bulmaz ise iflasın ertelenmesine
ilişkin talebi reddeder ve şirketin iflasına karar
verir.
Dolayısıyla iflas erteleme müessesesinden faydalanmak
isteyen şirketlerin mahkemeye başvurmadan önce
durumlarını çok iyi değerlendirmesi, borca batık olma
halini araştırmaları ve bu durumu bilanço ile
belgelemesi ayrıca bunların yanında sunulacak olan
?İyileştirme Projesi?nin çok gerçekçi, inanılır ve
uygulanabilir verilerden oluşmasına dikkat etmeleri
gerekmektedir.
Buraya kadar olan kısımda iflasın ertelenmesinin
tanımına ve hukuki sürecin işleyişine dair bilgiler
vermeye çalıştık. Bu kısımda ise iflasın ertelenmesinin
şirketler üzerinde ne gibi bir etkiye sahip olduğunu
anlatmaya çalışacağız. Mahkeme tarafından iflasın
ertelenmesi kararı verilmesi halinde;
? Borçlu şirketler tarafından verilen teminat
mektuplarının nakte çevrilmesi tedbiren durmakta,
? Borçlu şirkete ait borçlardan dolayı elektrik, su,
doğalgaz gibi zorunlu ihtiyaçların kullanıma kapatılması
engellenmekte,
? Daha önce haczedilen ve muhafaza altına alınan ancak
şirketin faaliyetlerinde kullanılan her türlü teçhizat,
büro eşyası, tesis ve demirbaşlar borçlu şirket
yetkililerine yediemin olarak teslim edilmekte,
? Yasal takipler yolu ile rehinli mal satışları
durdurulmakta,
? Borçlu şirketlerin mal varlığı olan gayrimenkullerin
ve araçlarının üçüncü şahıslara devir ve temliklerinin
engellenmesi için işlem başlatılmakta,
? İflâs erteleme sonucunda borçlu firma normal
faaliyetlerine devam edebilmekte, Kamu alacağı ve SSK
primleri dahil hiçbir yasal takip yapılamamakta
şeklinde önlemler alınarak şirketlerin durumlarını
düzeltmeleri sağlanmaya çalışılmaktadır.
Amerikada başlayan ve özellikle de 12.09.2008 tarihinde
158 yıllık bir geçmişe sahip Lehman Brothers?ın iflası
ile hızını artıran ekonomik krizin etkileri ülkemizde de
birçok şirketin durumunu kötü yönde etkilemiştir. Söz
konusu süreçte birçok şirket ya kepenk kapatmış ya da
iflasın ertelenmesi müessesesinden faydalanmak amacıyla
mahkemelere başvurmuştur.
Son olarak iflas erteleme müessesesinin bankacılık
sektörüne olan yansımalarından bahsedeceğiz. Kriz
nedeniyle mali yönden güç durumda olan kredi
müşterilerinin iflas erteleme talebinde bulundukları,
mahkemelerce iflas erteleme kararları verildiği ve
alacaklı konumda olan bankalara sunulan iflas erteleme
kararlarında son dönemlerde artış olduğu, iflasın
ertelenmesi süresince şirketlerden tahsilât
yapılamamasının takip süreçlerini ve dolayısıyla da
banka bilânçolarını olumsuz yönde etkilediği son dönemde
sıklıkla duyduğumuz bazı haberler arasında yer
almaktadır.
Bankacılık sektörü genelinde 30.06.2008 tarihi
itibarıyla iflas erteleme kararı verilen müşteri sayısı
376 ve toplam risk 559.006 bin TL iken bu sayının
30.11.2008 tarihi itibarıyla 518 firma ve toplam 620.178
bin TL?lik riske çıktığını görüyoruz. Rakamlardan da
görüleceği üzere krizin hızını artırdığı 2008?in 2.
yarısından itibaren bu fırsattan yararlanmak isteyen
şirket sayısında artış görülmektedir. Burada gözden
kaçırılmaması gerekli olan en önemli husus kötü niyetli
olan ve iflasın ertelenmesini şirketin durumunu
düzeltmekten ziyade borçlardan bir kaçış gibi algılayan
ve piyasa mekanizmasının işleyişine darbe vuran kişilere
mahkemelerce bu fırsatın verilmemesidir.
Kaynak:SERHABER
Mustafa TÜRKELİ
28.05.2009 |