İşte
merak edilen sorunun cevabı: Emekli aylığı nasıl
hesaplanıyor?
Son günlerde emekli
aylıklarının hesaplanmasıyla ilgili çok sayıda soru
geliyor. Hepsi de "Bu sistemi bize açıklar mısınız?"
diye soruyor. Bugün sizlere emekli aylığının
hesaplanmasındaki usul ve esasları yerimizin yettiğince
açıklamaya çalışacağım.
İlk olarak, 8.9.1999 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan
4447 sayılı kanunla Sosyal Sigortalar Kurumu'nda emekli
aylığı hesaplamasında köklü değişiklikler olmuştur.
Bahsi geçen, 4447 sayılı kanunla, aylıkların
hesaplanmasında 1978 yılından beri uygulanmakta olan
katsayı esasına dayalı gösterge sistemi kaldırılarak,
yerine TÜFE ve GH (Gelişme hızı-Büyüme oranı) oranlarına
göre sigortalıların güncelleştirilmiş prim esas yıllık
kazançlarının esas alınması öngörülmüş ve aylık bağlama
oranının belirlenmesine ilişkin hükümler de yeniden
düzenlenmiştir.
Şimdi ise 1.10.2008 günü yürürlüğe giren 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SS ve GSS)
Kanunu ile sistem bir kez daha değiştirildi. Bu durumda,
emekli olacak birisi için üç ayrı sistemden emekli
aylığı hesaplanacak. Bunlar şöyle:
1- A1 aylığı: 31.12.1999 günü ve öncesi çalışmaları için
gösterge ve katsayı sistemli aylık,
2- A2 aylığı: 1.1.2000 ile 30.9.2008 arasındaki
çalışmaları için TÜFE ve GH'li sistemli aylık,
3- B aylığı: 1.10.2008 günü ve sonrası çalışmaları için
TÜFE'li ama eksik GH'li sistemli aylık.
Konuyu daha iyi açıklayabilmek için örneklendirecek
olursak, bu ay emekli olacak bir SSK'lının 9.000 gününün
olduğunu varsayalım. Bunların 6.000 günü 31.12.1999
öncesine, 2.820 günü 2000 - 30.09.2008 arasına, 180 günü
de 1.10.2008 sonrasına ait olsun. Bu durumda;
Sanki 9.000 günü varmış gibi A1 aylığı hesaplanacak.
Bunun 6.000/9.000 oranlı kısmı,
Sanki 9.000 günü varmış gibi A2 aylığı hesaplanacak.
Bunun 2.820/9.000 oranlı kısmı,
Sanki 9.000 günü varmış gibi B aylığı hesaplanacak.
Bunun 180/9.000 oranlı kısmı, kişinin alacağı aylığı
belirleyecek.
Detaya girmeden açıklamak gerekirse, kimin ne kadar
emekli aylığı alacağını, 'ortalama aylık kazancı' ile
'aylık bağlama oranı' (ABO) belli eder. Aylık ortalama
kazancınız ile ABO'yu çarparsanız alacağınız emekli
aylığını bulursunuz. (Formül: Aylık ortalama kazanç X
ABO)
Dönemlere göre 'aylık bağlama oranı' hesaplaması
Aylık bağlama oranı, yukarıdaki dönemlere göre farklılık
arz eder.
A1 dönemi (2000 yılı öncesi dönem) için: Gösterge
tablosundan emekli olan bir SSK'lının ilk 5.000 günü
için aylık bağlama oranı yüzde 60 ve 5.000 günden
sonraki her 240 güne yüzde 1 artırılır. (9000 günü olana
toplamda yüzde 76)
A2 dönemi (1.1.2000-30.9.2008) için: İlk 3.600 gün için
yüzde 35, sonraki 5.400 günün her 360 günü için yüzde 2,
9.000 günden sonraki her 360 gün için de yüzde 1,5
oranında hesaplanır. (9000 günü olana toplamda yüzde 65)
B dönemi (1 Ekim 2008 sonrası) için: Her yıl (360 gün)
için yüzde 2'dir. (9.000 günü olana toplamda yüzde 50)
Dönemleri birbiriyle karşılaştırırsak 9000 günü olan
birisine,
A1 dönemi için yüzde 76,
A2 dönemi için yüzde 65,
B dönemi için yüzde 50, aylık bağlama oranı
verilecektir.
Dönemlere göre aylık ortalama kazanç hesaplaması
Aylık ortalama kazanç (AOK) kavramını açıklamak için
genel olarak, 'çalışma yaşamımız süresince elde
ettiğimiz aylık gelirlerin ortalamasına göre belli
edilir' diyebiliriz. Ancak, geçen yıllarda enflasyon ile
erimiş kazançlarımızın da güncellenmesi gerekmektedir.
Mesela bu sene ayda 2 bin lira brüt geliriniz olabilir
ama 2000 yılında bu kazanç 400 lira veya 2001 yılında
450 lira olmalı. Şimdi ortalama aylık kazanç
hesaplanırken 2000 yılındaki aylık 400 liranızı bu
seneye (2009 yılına) güncellemek gerekir ki, burada
karşımıza güncelleme katsayısı devreye girmektedir.
Güncelleme katsayısı tıpkı aylık bağlama oranı (ABO)
gibi her dönem düşürülmektedir.
30.9.2008 öncesi için TÜFE'nin yüzde 100'ü, GH'nin yüzde
100'ü
1.10.2008 sonrası için TÜFE'nin yüzde 100'ü, GH'nin
yüzde 30'u olarak hesaplanmaktadır.
Görüldüğü üzere, SSK'da emekli aylıklarının hesaplanması
karmaşık iken şimdi daha da karmaşık hale getirilmiştir.
Bu karmaşa içinde de emekli aylığının iki belirleyicisi
olan hem ABO'da hem AOK'ta indirimler yapılmıştır. Bu da
emekli aylığının yıllar geçtikçe daha da az
hesaplanmasına doğru gidecektir. Öte yandan emekli
olduktan sonraki durum ise daha vahimdir, emekli
olanlara sadece beklenen TÜFE kadar zam yapılmaktadır.
Ama ülkenin büyüme hızı-gelişme hızından hiç pay
verilmemektedir. Bu sebeple de milli gelirden gerek
çalışanların gerekse emeklilerin aldıkları pay her geçen
yıl azalmaktadır. Bu azalan payların da bir başka kesime
aktarılması ise diğer gerçektir.
Ziya Perver
Zaman/28.03.2009 |