Maliye'nin kara
listesine girmek kolay,
çıkmak zor
Mükelleflerin KDV iadesi taleplerini hatasız ve hızlı
bir şekilde gerçekleştirmek için 84 No'lu KDV tebliği
çerçevesinde kod sistemi oluşturuldu. Bu sistem artık
Gelir İdaresi'nin bir iç işlemi olmaktan çıkmış durumda.
Mükellefler kodda olduğunu duyduğu firmalardan mal
almayı kesiyorlar. Satışları bir anda duran firmalar
iflasın eşiğine kadar gidebiliyor.
Koda alma sistemi vergi iadelerinde hızlı bir şekilde
tarama yapmak için getirildi. İstanbul özelinde başlanan
bu çalışma Gelir İdaresi tarafından oldukça olumlu
bulunuyor ve tüm ülkeye yaygınlaştırılmak isteniyor.
Aslında bu çalışma idarenin iç işleyişi. Mükellefler
belirli kriterlere göre sınıflandırılarak vergi
uygulamaları biçimlendiriliyor. Mesela sahte fatura
düzenlediğine dair rapor bulunan mükellef veya bu
mükelleften mal alan birisi KDV iadesi talep ederse
iadenin yapılmaması gerektiğine, ilgili daireyle
yazışmaya gerek kalmadan karar verilebiliyor. Bu işlem
bir nevi idarenin mükellefler hakkında istihbarat
toplaması olarak görülebilir.
Sistemin işleyiş şeklinde bazı sıkıntılar var. Kötü
niyetli memur veya mükellefler, koda girmiş firmayı
usulsüz şekilde koddan çıkarabiliyor. Hatta kodda olmayı
gerektirecek bir durumu olmayan firmaları da listeye
alabiliyorlar. Yerinde bulunmadığı hakkında tespit
bulunan ve belki de sahte fatura ticareti yapan bir
mükellef, geçici olarak yerleştiği bir yerde yoklama
yaptırarak koddan çıkmayı başarabiliyor. İdare genel
olarak bu sistemden memnun. Ancak mükelleflerin
şikâyetleri artıyor. Çünkü vergi daireleri, koda girmiş
bir mükelleften mal alan diğer mükellefleri, bu
mükelleften yapılan alışlara ait faturaları KDV
beyanlarından çıkarmaları, yani bu faturalara ait
KDV'lerini indirim konusu yapmamaları yönünde uyarıyor.
Bu durumda birçok mükellef incelemeye sevk edilmemek
için idarenin bu talebini yerine getiriyor ve düzeltme
beyannamesi vererek ilave vergi tahakkukunu faiziyle
birlikte ödemek zorunda kalıyor. Artık kodda olduğunu
öğrenen ve işleri bozulan mükellefler konuyu mahkemelere
intikal ettirmeye başladı. Mahkemeler başlarda konunun
bir iç işleyiş olduğunu, bu işlemin kesin ve yürütülmesi
gereken bir idari işlem olmadığını, dolayısıyla dava
edilemeyeceğini kabul ediyordu. Ancak, daha sonra bu
işlemin mükelleflerin ticari itibarını zedelediği ve
mükelleflerin mağdur edildiğine karar vererek sistemin
dava konusu edilebilir kesin bir işlem olduğu görüşü
dile getirilmeye başlandı. Danıştay, mali idarenin
mükellefleri bu şekilde kategorize edecek bir yetkiyi
kanunlardan almadığını, kanuni dayanağı olmadan
yapılacak bir sınıflandırmanın vergi barışını bozacağını
ve Anayasa'da güvence altına alınan temel kişi hak ve
hürriyetlerine de aykırılık teşkil edeceğini ifade eden
bir karara imza attı.
Burada akla önce 'kazara listeye girilmesi halinde ne
yapılacağı' sorusu geliyor. Bu listelere girmek kolay,
çıkmak oldukça zor. İşe, hangi sebepten kod listesine
girdiğinizi öğrenmekle başlayabilirsiniz. Çünkü listeden
çıkmak, giriş sebebine göre farklılık arz edebiliyor.
Sahte veya yanıltıcı belge düzenleyenlerle, bunları
kullananlar raporla tespit edilmişse, raporların yanlış
düzenlendiğinin yeni bir rapor veya mahkeme kararı ile
ispat edilmesi hariç, listelerden çıkmak mümkün değil.
Ama işyerini değiştirip vergi dairesine bildirmeyen bir
mükellef bu sebepten listeye dâhil edilmişse, vergi
dairesine başvurarak yeni adresini bildirince yeni bir
tespit yapılacak ve listeden düşecektir.
Kara listeye
kimler alınıyor?
SAHTE veya yanıltıcı belge düzenleyen veya kullananlar
ve bunların ortakları veya kanuni temsilcileri.
BELGELERİNİN çalındığını veya kaybolduğunu bildirenler.
RAPOR düzeyinde olmamakla beraber sahte veya içeriği
itibarıyla yanıltıcı belge kullandığı belirlenenler.
DEFTER belge ibraz etmeyenler.
İNCELEMEYE sevk edilenler.
BİRDEN fazla dönem KDV beyannamesi vermeyenler.
ADRESLERİNDE bulunamayanlar.
İŞ kapasitesi ile KDV beyannameleri arasında
nispetsizlik bulunanlar.
KENDİLERİNDEN habersiz belgeleri taklit edilenler.
ÇEŞİTLİ sebeplerden dolayı re'sen terk ettirilenler.
Ahmet Yavuz
Zaman/27.04.2009 |