Varlık barışında son günler
"Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye
Kazandırılması Hakkındaki" yasa hükümlerinden
yararlanmak isteyenlerin, başvuru ve beyan süresi 02
Mart 2009 Pazartesi günü akşamı sona ermektedir. Konuya
ilişkin son olarak (2) seri numaralı genel tebliğ ile
yapılan açıklamalarla söz konusu yasa hükümlerinden
yararlanmak isteyenlerin duraksamaya düştüğü konulara
açıklık getirilmiştir. Şöyle ki;
* 01 Ekim 2008 tarihi itibariyle yurtdışında sahip
olunan varlıklardan bildirilen veya beyan edilen
varlıklar, Vergi Usul Yasası uyarınca defter tutan
mükelleflerce istenilmesi halinde yasal defterlere
kaydedilebilecektir.
Türkiye'de bulunan ancak 01 Ekim 2008 tarihi itibariyle
gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince yasal defter
kayıtlarında işletmelerin özkaynakları arasında yer
almayan varlıklarda ise Vergi Usul Yasası uyarınca
defter tutma yükümlülüğü bulunan mükelleflerin söz
konusu varlıkları yasal defterlere kaydetmeleri
zorunludur.
Ancak yurtdışında bulunan söz konusu varlıkların şirket
adına beyan edilmesi durumunda ilgili şirket; şahısları
adına beyan edilmesi halinde bu şahısların kendileri,
yasanın sağladığı avantajlardan yararlanabileceğinden,
şirket adına bildirimi veya beyana konu varlıkların
anılan şirketin yasal kayıtlarına intikal ettirilmesi
gerekmektedir.
Defter tutan mükellefler tarafından yasa kapsamında
beyan edilen taşınmazlar dışındaki varlıklar banka ve
aracı kurumlarda açılacak hesaplara yatırılacak ve daha
sonra beyan edilecektir. 02 Mart 2009 tarihi akşamına
kadar yapılacak olan beyan, bu tarihten itibaren on gün
içinde defter kayıtlarına intikal ettirilecektir.
* Bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar
vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye'de
bulunan ancak 01 Ekim 2008 tarihi itibariyle yasal
defter kayıtlarında işletmelerin özkaynakları arasında
yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer
sermaye piyasası araçları ile taşınmazların, yasal
defterlere kaydedilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede, bilanço esasına göre defter tutan
mükelleflerin taşınmazlar dışındaki varlıklarını,
öncelikle banka veya aracı kurumlardaki hesaplara
yatırmaları gerekmektedir. Bu şekilde banka ve aracı
kurumlara yatırılarak varlığı ispatlanan varlıkların, bu
tutarlar üzerinden yasal defterlere kaydedilmesi
mümkündür. Vergi dairelerine beyan edilen taşınmazlar
ise yasal defterlere, vergi dairelerine beyan edilen
değerleriyle kaydedilecektir.
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, yasa
hükümlerine göre söz konusu değerler için bilançonun
pasifinde özel bir fon hesabı açacaklardır.
Söz konusu fon hesabına kaydedilen miktar sermayenin
cüz'ü olarak kabul edilecek ve beyan tarihinden itibaren
altı ay içinde sermayeye ilave edilecektir. Bu durum
ayrıca pay sahiplerine ilave bir ödeme yükü
getirmediğinden daha önce ortaklarca taahhüt edilen
sermaye ödenmeden söz konusu fonların sermayeye ilave
edilmesi mümkün bulunmaktadır.
Ancak, yasa kapsamında beyan edilen varlıklar nedeniyle
oluşan fonların şirket ortaklarınca taahhüt edilen
sermaye taahhüt borçlarının kapatılmasında kullanılması
mümkün değildir.
* Konuya ilişkin olarak sermayeye ilave edilmek üzere
anonim, eshamlı komandit ve limited şirketlerin aktifine
kaydolacak taşınmazlara ilişkin tapuda yapılacak
işlemler ile diğer sermaye artırımı işlemleri 492 sayılı
Harçlar Yasası'nın 123'üncü maddesinin üçüncü fıkrası
uyarınca harçtan; bu işlemler için düzenlenecek kâğıtlar
da Damga Vergisi Yasası'na ekli (2) sayılı tablonun IV/16
bölümü hükmü uyarınca damga vergisinden istisnadır.
Tapuda yapılacak işlemlere ilişkin istisna hükmünün
uygulanabilmesi için mükellefler, ilgili beyannamenin
verilmesini müteakiben ilgili vergi dairesinden beyan
edilen taşınmazların, tapu kayıtlarına ilişkin bilgileri
de içerecek şekilde şirket adına beyan edilerek özel fon
hesabına alınan tutarın sermaye artırımında kullanacağı
ve bu çerçevede tapu işlemlerinde harç ve damga vergisi
aranılmayacağı hususunda bir yazı alarak, bu belgeyi
ilgili tapu sicil müdürlüğüne ibraz etmeleri yeterli
olacaktır.
* Yasa kapsamında varlıklarını beyan eden ve defter
tutma yükümlülüğü bulunmayan gelir vergisi mükellefleri
ile ilgili olarak, diğer nedenlerle inceleme yapılması
durumunda bulunan matrah farklarının hangi gelir unsuru
ile ilgili olduğunun önemi olmaksızın, beyan edilen
tutarlar bulunan matrah farklarından mahsup edilecektir.
Diğer nedenlerle birden fazla vergilendirme dönemini
kapsayacak şekilde yapılacak vergi incelemelerinde her
bir vergilendirme dönemi için matrah farkı bulunması ve
inceleme raporlarının farklı tarihlerde düzenlenmesi
halinde, rapor tarihine göre sırasıyla mahsup işlemi
gerçekleşecektir.
İnceleme raporlarının aynı tarihte düzenlenmesi halinde
ise bildirilen veya beyan edilen tutarların bulunan
matrah farkları toplamından küçük olması durumunda,
mahsup işlemi, bildirilen veya beyan edilen tutarların
her bir vergilendirme dönemine isabet eden matrah farkı
ile oranlanması suretiyle gerçekleştirilecektir.
Veysi Seviğ
Referans/27.02.2009 |