Bilanço nasıl güzelleştirilir?(1)
Değerli okurlar bu yazımla size '' Bilanço
makyajı '' diye bilinen , gerçeğe uygun olmayan bilanço
konusunda ders verme, yol gösterme niyetinde değilim.
Sadece Vergi Usul Kanunu'nun bazı hükümlerini
hatırlatacağım ki belki yardımı dokunur. Ancak ,
yaptığınız uygulama VUK'a uygun olsa, vergi açısından
bir sorun yaratmasa bile muhasebe ve denetim
prensiplerine aykırılık teşkil edebileceğini de hatırdan
çıkarmamanızı rica ediyorum.
Geliri (matrahı) nasıl azaltırız? Şirketlerin sihirbaz
ihtiyacı
Genelde işlerin iyi gittiği dönemlerde şirketlerin
bizden istekleri:'' Bize öyle gelir kalemleri bulun ki
ticari geliri artıralım ancak vergi matrahı artmasın ''.
Varsa istisna, indirim gibi yasal yoları sıralarız.
Bunlar yetmeyip de halen sıkıştırılmaya devam
ediliyorsak, ''Sizin vergiciye değil sihirbaza
ihtiyacınız var'' deriz.
İşin iyi gittiği dönemlerde veya işi iyi giden
şirketlerde; ''Hızlandırılmış amortisman ayırma,
ihtiyariliğin olduğu alanlarda maliyete de atılabilecek
veya aktifleştirilebilecek bazı kalemleri doğrudan gider
olarak dikkate alma vb yollar tavsiye ederiz.
Gideri nasıl azaltalım, geliri nasıl artıralım?
İşlerin kötü gittiği dönemlerde veya şirketlerde başta
kreditörlere daha düzgün bir bilanço sunabilmek kaygısı
ile ne yapabilecekleri arayışına girerler. Akla ilk
gelenler;
- Yabancı para cinsinden olan borçları değerlememek,
- İkinci sık kullanılan yol, amortisman ayırmamak,
- Bir diğeri şüpheli alacak karşılığı ayırmamaktır.
Değerlemediğiniz borcu ileride öderken oluşan, daha önce
ilgili döneminde kayıtlarınıza yansıtmadığınız kur
farkını dönemsellik ilkesi gereği gider yazamazsınız.
Aynı şey amortismanlar için de geçerlidir. Bu sene
ayırmadığınız amortismanı bir daha gider olarak dikkate
alamazsınız.
www.muhasebenet.net
Keza dava veya icra safhasına gelmek suretiyle şüpheli
hale gelmiş alacaklarınız için sonraki senelerde
karşılık ayırmaya kalktığınızda problemle karşı karşıya
kalabilirisiniz. Bir kısım yargı kararlarına rağmen
bakanlık dava açıldığı yılda ayrılmayan karşılığın
sonraki yıllarda ayrılamayacağı görüşünde.
Tabii ki, yukarıda da bahsettiğimiz üzere bu tür
yaklaşımlar vergi açısından bir sorun yaratmasa bile
muhasebe ve denetim prensipleri açısından kabulü mümkün
değildir.
TTK 324'e göre borca batıklık halinde izlenen yollar
Şirketleri bu tür arayışlara iten bir diğer neden Türk
Ticaret Kanunu'nun 324. maddesinde düzenlenen' 'teknik
iflas'' durumuna düşmektir.
Bahsi geçen madde şirketlerin yönetim kurullarına önemli
görevler yüklemektedir.
Burada serdedilen görevleri zamanında yapmamış olan
yönetim kurulu üyeleri, bu durumdan zarar görenlerin
(örneğin alacağını tahsil edememiş alacaklıların)
başvurusu üzerine şahsi mal varlıkları ile sorumlu
olabileceklerdir.
1.Sermayenin yarısı karşılıksız kalmışsa
Yönetim kurulu şirketin son bilançosunda şirketin esas
sermayesinin yarısının karşılıksız kaldığını fark
ettiğinde derhal toplanıp durumu genel kurula bildirmek
zorundadır. Diğer bir ifade ile şirketin öz sermayesi
şirketin sermayesinin yarısından az ise derhal gündemi
bu olan bir genel kurul düzenlemek suretiyle durum genel
kurula bildirilmelidir.
2.Şirketin aciz halinde kaldığı şüphesi varsa
Şirketin varlıklarının borçlarına yetmeyeceği,
borçlarını ödeyemeyeceği şüphesi uyandıran göstergeler
(alacakların tahsilinde yaşanan güçlükler, bir kısım
alacak ve varlıkların değersiz hale gelmesi vb) mevcutsa
yönetim kurulu varlıkların satış fiyatlarını dikkate
alarak derhal bir bilanço tanzim eder. Sermayenin üçte
ikisi karşılıksız kaldığı (öz sermaye sermayenin üçte
biri ve altında ) kaldığı takdirde yine derhal genel
kurul toplanır:
Genel kurul;
- Ya sermayenin eksik kalan kısmının tamamlanmasına ,
- Ya da kalan üçte bir sermaye ile yetinilmesine karar
verecektir.
Böyle bir karar alınmaz ya da genel kurul toplanmazsa
şirket fesh olunmuş sayılır.
3.Şirket borca batıksa
Şirketin aktifleri şirket alacaklarını karşılamaya
yetmediği takdirde yönetim kurulu durumu derhal
mahkemeye bildirmek zorundadır.
Mahkeme bu durumda şirketin iflasına hükmeder. Ancak
mahkeme kararı yönetim kurulu veya şirket ten alacaklı
olanların talebi ve ıslahın mümkün olabileceği
kanaatinin oluşması halinde tehir edebilir. Bu durumda
mahkeme yed'i emin tayini ve envanter yapılmak suretiyle
varlıkların tespiti gibi tedbirler alabilir.
Başladığımız bu konu ve Vergi Usul Kanunu'ndaki diğer
hükümleri özetlemeye devam edeceğiz. Bizi izlemeye devam
edin.
2009 EL KİTABI
SAĞLIK:
1. Çok su için.
2. Kahvaltıyı kral, öğle yemeğini prens ve akşam
yemeğini de dilenci gibi yiyin.
3. Ağaçlarda ve bitkilerde yetişen yiyecekleri daha çok
ve fabrikalarda üretilen yiyecekleri daha az yiyin.
4. 3 E ile yaşayın -- Energy, Enthusiasm, and Empathy
(enerji,heyecan ve duygu paylaşımı).
5. Meditasyon, yoga ve dua için zaman yaratın.
6. Daha çok oyun oynayın.
7. 2008'de okuduğunuzdan daha fazla kitap okuyun.
8. Her gün en az 10 dakika sessiz olarak oturun.
9. 7 saat uyuyun (Erdal Demir Kıran'a göre ise sadece
aptallar sekiz saat uyur).
10. Her gün 10-30 dakika yürüyüş yapın. Ve yürürken
gülümseyin.
KİŞİLİK:
11. Hayatınızi başkalarınkiyle karşılaştırmayın. Onların
seyahatinin ne hakkında olduğuna dair hiçbir fikrin yok.
12. Kontrol edemeyeceğiniz olumsuz düşüncelere veya
şeylere sahip olmayın. Bunun yerine enerjinizi olumlu
şekilde şu an için harcayın.
13. Kendinizi fazla abartmayın; sınırlarınızı bilin.
14. Kendinizi çok da ciddiye almayın; kimse yapmıyor.
15. Kıymetli enerjinizi gevezelikle, dedikoduyla boşa
harcamayın.
16. Uyanık iken daha fazla hayal kurun.
17. Kıskançlık, çekememezlik zamanın boşa harcanmasıdır.
İhtiyacınız olan her şeye zaten sahipsiniz.
18. Geçmiş meseleleri unutun. Partnerinizin geçmiş
hatalarını hatırlatmayın. Bu durum mevcut mutluluğunuzu
bozar.
19. Hayat, birisine kin duyarak zamanı boşa harcamak
için çok kısadır. Kimseden nefret etmeyin.
20. Geçmişinizle barış yapın ki, şimdiki zamanı
bozmasın.
21. Senden başka hiç kimse senin mutluluğundan sorumlu
değildir.
22. Hayatın bir okul olduğunu ve öğrenmek için burada
olduğumuzu unutmayın. Problemler, cebir dersi gibi gelip
giden, ancak aldığımız
derslerin bir ömür boyu devam ettiği eğitim programının
bir parçasıdır.
23. Daha fazla gülümseyin ve gülümsetin.
24. Her tartışmayı kazanmak durumunda değilsiniz. Ayni
fikirde olmamak için anlasın.
SOSYAL YAŞANTI:
25. Ailenizi sık arayın.
26. Her gün diğerlerine iyi bir şey verin.
27. Herkesi her şey için affedin.
28. 70 yaşından büyük ve 6 yaşından küçük kimselerle
vakit geçirin.
29. Her gün en az 3 kişiye gülümseyin ve tanımadığınız
en az 1 kişiye "GÜNAYDIN" deyin.
30. Başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğü sizi hiç
ilgilendirmesin.
31. Hasta olduğunuz zaman, işiniz size bakamaz ama
aileniz ya da arkadaşınız bakabilir . . .Onlarla temasta
olun.
HAYAT:
32. Doğru şeyi yapın!
33. Faydalı, güzel veya neşe dolu olmayan her şeyden
uzak durun.
34. TANRI her şeyi iyileştirir.
35. Bir durum iyi veya kötü olsun, nasılsa değişecektir.
36. Nasıl hissettiğinizin önemi yok, haydi kalkın,
giyinin ve ortaya çıkın.
37. En iyisine henüz sıra gelmedi.
38. Sabah canlı olarak uyandığınız zaman, bunun için
TANRI'ya şükredin.
39. Maneviyatınız daima mutludur. Öyleyse mutlu olun.
Cevza Kayatürk'ün gönderdiği elektronik postadan
alınmıştır.
Zeki GÜNDÜZ
Dünya/27.02.2009 |