Sigortalı Kadınların
Doğum İznine İlişkin Yeni Dönem Uygulamaları Nasıl
Olacak?
Çalışan annenin işindeki süreklilik gereğiyle annelik
görevinin çakışması durumunda insani ölçülerde izin
hakkını nasıl kullanılacağını kanunlarla ortaya konmuş
bulunuyor. 1 Ekim 2008’den başlayan SSGSS Yasası
çerçevesinde doğum izni ve bu analık haline bağlı olarak
geçici işgöremezlik ödeneği uygulamasını ele alalım.
Geçici işgöremezlik ödeneği hakkı
Doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa
vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartıyla kadın
çalışan doğum sonrası istirahat süresine eklenen süreler
de dâhil olmak üzere ücretsiz doğum izni kullandığı
sürelerde SGK’dan geçici işgöremezlik ödeneği alma
hakkına sahip bulunuyor. Bu ödeneği alabilmek için
yatarak tedavi şartı aranmıyor.
Sigortalı kadının analığı halinde verilecek geçici iş
göremezlik ödeneği, yatarak tedavilerde günlük
kazancının yarısı, ayaktan tedavilerde ise üçte ikisi
oluyor.
Verilen ödeneğe esas günlük kazanç, doğumun olduğu
tarihten önceki 12 aydaki son 3 ay içinde prime esas
kazançlar toplamının bu kazançlara esas prim ödeme gün
sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanıyor.
Doğumdaki ödeneğin süresi
Doğum öncesi 8 (7x8=56 gün) veya çoğul gebelik halinde
10 (7x10=70 gün) haftalık istirahata ayrılan, ancak daha
önce doğum yapan sigortalıya doğum öncesi istirahatinin
başlangıç tarihinden doğum tarihine kadar gebelik geçici
iş göremezlik ödeneği ödenecek, analık geçici iş
göremezlik ödeneği ise sekiz haftayı (56 günü)
geçmeyecek.
Üç haftaya kadar çalışabilme
Sigortalı kadının hekim raporuna istinaden çalıştığının
ve doğum öncesi izninin başlama tarihinin tespiti için
düzenlenecek raporda “Gebelik normal/çoğul gebeliktir.
Doğuma …. hafta kalmıştır. Sağlık durumu, doğuma üç
hafta kalıncaya kadar çalışmasına uygundur.” İfadelerine
yer verilmesi gerekiyor ve mutlaka rapora düzenlenme
tarihi ile poliklinik protokol numarası yazılacak. Bu
duruma göre, raporun düzenlenme tarihi, doğum öncesi
izninin (8 veya 10 haftanın) başlama tarihi kabul
edilecek.
Sigortalı kadının doğum yaptığı tarihinin, herhangi bir
sebeple doğru olarak saptanamaması nedeniyle, doğum
öncesi 56 veya 70 günlük istirahatine geç başlaması ya
da doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışabileceğine dair
rapor olmaksızın işyerinde çalışmaya devam etmesi
durumunda doğum öncesi kullanamadığı sürelerin doğum
sonrasına ilave edilmesi söz konusu olmuyor.
Erken doğum olursa
Doğumun erken gerçekleşmesi halinde sigortalı üç hafta
kalıncaya kadar çalışma raporu aldığı takdirde beş
haftalık, almadığı takdirde sekiz haftalık (çoğul
doğumlarda 10 haftalık) süreden fazla bir süre doğum
sonrası izne eklenmiyor.
Örneğin; 01.12.2008 tarihinde yapılan muayenesi
sonucunda doğumuna 8 hafta kaldığı ve 3 hafta kalıncaya
kadar çalışabileceğine dair rapor alan ve 06.01.2009
tarihinden itibaren işyerinde çalışmayan sigortalı kadın
11.01.2009 tarihinde doğum yaparsa, sigortalıya
06.01.2009-10.01.2009 tarihleri arası için gebelik
geçici iş göremezlik ödeneği ödenecek, hekim raporuna
istinaden işyerinde çalıştığı 01.12.2008 ile 05.01.2009
(dahil) tarihleri arasındaki süre (35 gün) doğum sonu
istirahat süresine ilave edilecek.
Geç doğum olursa
Doğum öncesi istirahata ayrılan, ancak doğumu tek
doğumda 56 veya çoklu doğumlarda 70 günden sonra olan
sigortalılara 8 hafta (56 gün) veya 10 haftadan (70 gün)
fazla; geçici iş göremezlik ödeneği ödenemeyeceğinden,
aşan süre hastalık sigortası kapsamında
değerlendirilecek. Keza doğumuna 3 hafta kalıncaya kadar
çalışabileceğine dair rapor alan sigortalı kadın için de
üç haftadan daha uzun bir süre sonra doğum yaparsa
işyerinde çalışmadığı gün kadar gebelik geçici iş
göremezlik ödeneği ödeneceğinden, 56 veya 70 günden,
ödenen gebelik geçici iş göremezlik süresi düşülerek
kalan süre doğum sonrası istirahat süresine ilave
edilmesi gerekiyor.
Yani, örneğin 01.12.2008 tarihinde doğum öncesi
istirahatine ayrılan bir sigortalının 03.03.2009
tarihinde doğum yaptığını varsayarsak,
01.12.2008-07.12.2008 tarihleri arasındaki süre hastalık
sigortası, 08.12.2008 - 02.03.2009 tarihleri arasındaki
süre ise analık sigortası kolundan değerlendirilmesi
gerekecektir.
Şevket Tezel
Sözcü/27.01.2009 |