Haciz işlemlerinde üçüncü şahısların sorumluluğu
İcra ve İflas Yasası'nın 4'üncü
babı (bölümü) borçlunun "Haciz yoluyla takibi"ne yönelik
hükümleri içermektedir. (Madde: 74-144). Bu bölümde yer
alan ve borçluya ait "alacaklar ile üçüncü şahıs elinde
haczedilen mallar hakkındaki" 89'uncu madde uygulamada
adalet ve hukuk kavramı ile örtüşmeyen haksızlıklara
neden olmakta ve hatta ticari yaşamda birçok gerçek ve/veyla
tüzelkişiliğin gereksiz yere haciz takibine alınmasına
yol açmaktadır.
Söz konusu yasa maddesi borçlarını ödeyemedikleri için
haklarında icra takibi yapılan gerçek ve/veya
tüzelkişilerle doğrudan ve/veya dolaylı olarak ilişkide
bulunan kişilere tebligat yapılarak borçlu konumunda
olan kişiye ait varsa borçlarını veya yine kendilerinde
varsa borçluya ait malların bildirilmesini ve bundan
böyle hakkında icra takibi yapılan kişiye olan
borçlarını ilgili icra dairesine ödemelerini ve
kendilerinde bulunan malları da korumaları talep
edilmektedir.
Başka bir anlatımla İcra-İflas Yasası'nın 89'uncu
maddesi uyarınca haciz takibine alınan herhangi bir
kişinin, bir başkası nezdinde var olduğu düşünülen
alacaklarının ve malvarlıklarının haciz altına alınması
uygulaması da mümkün olabilmektedir.
Nezdinde, haciz takibine uğrayan kişiye ait mal veya o
kişiye ödenmek üzere bir borcu olan kişi söz konusu
haciz ihbarnamesini tebellüğ ettiği tarihten (andan)
itibaren borcunu alacaklıya değil icra dairesine
ödemekle yükümlü olduğu gibi, yine nezdinde haciz
takibine ait kişiye ait olan malı, sahibine iade edemez,
ayrıca eğer bilmeden satarsa veya başka birisine
devrederse bedelinden dolayı icra dairesine karşı
sorumlu tutulur.
Ancak buna karşılık, nezdinde haciz takibine uğrayan
kişiye ait herhangi bir mal veya borcu bulunmayan üçüncü
şahıslar söz konusu haciz ihbarnamesinin kendisine
tebliğinden itibaren yedi gün içinde ilgili icra
müdürlüğüne;
* Hakkında haciz takibi yapılan kişiye ait bir borcu
bulunmadığını veya haciz takibinden önce borcun ödenmiş
olduğunu veya nezdinde bulunan malın tüketilmiş
bulunduğunu veya kusuru olmaksızın zayi olduğunu,
nezdinde halihazırda söz konusu kişiye ait bir mal
bulunmadığını,
* Söz konusu malın kendisine rehnedilmiş olduğunu veya
hakkında haciz takibi yapılmış olan kişinin talimatı ile
bir başkasına verilmiş bulunduğunu,
yedi gün içinde ilgili icra dairesine yazılı veya sözlü
olarak (bizzat icra dairesine giderek) bildirmek
zorundadır.
Üçüncü şahıs konumunda olan kişiler İcra-İflas
Yasası'nın 89'uncu maddesi uyarınca kendilerine
gönderilen haciz ihbarnamesine kendisine tebliğinden
itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde
(kendisinde) ve borç zimmetinde sayılmakta olup, bu
bağlamda da kendisinde olduğu mal veya borç nedeniyle
icra dairesine karşı sorumlu (borçlu) konumuna
gelmektedir. Bu durum üçüncü şahsa ayrıca bir ihbarname
ile bildirilir.
İkinci ihbarnameyi tebellüğ eden üçüncü şahıs
ihbarnameyi tebellüğ ettiği tarih itibariyle yedi gün
içinde ihbarnameye karşı itiraz hakkına sahiptir. Buna
göre eğer ikinci ihbarnameyi alan gerçek ve/veya
tüzelkişi yedi gün içinde; birinci ihbarnameyi tebellüğ
ettikten sonra kendisine tanınan itiraz konularına
yönelik itirazı yapmaz ise bu takdirde kendisinden esas
borçluya ait borcu on beş gün içinde icra dairesine
ödemesi istenilmektedir.
Kısaca yukarıya aktarmış bulunduğumuz yasal düzenleme
uygulamada birçok haksızlıklara neden olmaktadır. Şöyle
ki;
Hakkında haciz işlemi yapılan kişi için yakınlarına ve
hatta akrabaları da dahil olmak üzere ticari ilişkide
bulunduğu gerçek ve tüzelkişilere öncelikle birinci
ihbarname gönderilmektedir. Birinci ihbarnameyi tebellüğ
edenlerin birçoğu söz konusu ihbarname ile ilk defa
karşılaştıklarından ihbarnamenin gereğini yerine
getirebilmek için ne yapacaklarını bilememenin verdiği
tedirginliği yaşamaktadırlar.
Ticari yaşamda ihbarnamenin tebliği ile birlikte, söz
konusu hakkında haciz işlemi yapılan kişiyle olan
ilişkiler dolayısıyla borç-alacak bakiyelerinin tespiti
ve ilgili icra dairesine yanıt için belli bir çalışmanın
yapılması zorunlu olmaktadır.
İhbarnamenin tebellüğ edildiği tarih çok önemli olmasına
karşın yine uygulamada özellikle tüzelkişiyi temsile
yetkili kişiye ihbarnamenin ulaşması bazen zaman
almaktadır.
Hakkında haciz takibi yapılan ve bu nedenle üçüncü
şahıslara gönderilen ihbarnamenin yanıtlanması için
verilen yedi günlük sürenin yeterli olmaması nedeniyle
birçok halde birinci ihbarname ile ilgili sürede gerekli
yanıt icra dairesine verilememektedir. Bu bağlamda
hakkında haciz takibi yapılan kişilere verilen vadeli
çekler uygulamada sorun yaratmaktadır.
İcra-İflas Yasası'nın 89'uncu maddesi uygulamada, burada
aktaramadığımız daha birçok soruna neden olmaktadır.
Veysi Seviğ
referans/26.05.2009 |