|
|
Patronun borcundan faiz istenir mi? |
Patronlarla
muhasebecilerin en çok çatıştığı konulardan
birisidir bu konu.
Ülkemizde şirket sahipleri genelde şirkete
borçludur.
Şirketin kasasını kendi kasası gibi görüp
rahatça para çekerler çünkü.
Ya da patronların tüm masraflarını şirket
karşılar.
Doğal olarak bu paralar patronun borcuna
yazılır. |
|
|
Ortak cari hesabı bazen de
kurtarıcı bir hesap olarak görünür. Örneğin belgesiz bir
harcama varsa bu tutar doğrudan ortak cari hesabına
yazılır.
Nedeni ne olursa olsun muhasebeciler bu borca faiz
uygulanması gerektiğini ayrıca bu faiz üzerinden KDV
alınması gerektiğini iddia ederler.
Patronlar da “yahu bu zaten benim param ne faizi” diye
tepki gösterirler.
Kim haklı peki?
Ne yazık ki muhasebeciler haklı.
Daha doğrusu vergi kanunları ve maliye böyle diyor.
Aynı durum şişkin kasa bakiyeleri için de geçerli.
İnceleme elemanları kasada görülen yüksek meblağlara da
ortak borcu gibi işlem yapıyorlar.
Haksız da sayılmazlar.
Bu kasa bakiyeleri de aslında aynı nedenlerden
kaynaklanıyor. Tek fark burada ortak hesabına borç
yazmak yerine bu para kasadaymış gibi görünüyor.
******
Vergi kanunlarımız açısından şirketin ortaklarına
faizsiz olarak para kullandırması mümkün değil.
İnceleme elemanları bu tür durumlarda şirketin en az
mahrum kaldığı mevduat faizi oranında faiz alması
gerektiğini iddia ederek cezalı kurumlar vergisi ve KDV
tarhiyatı istiyorlar.
Eğer şirket kredi kullanıyorsa bu kez kredi faizi
oranında bir faiz hesaplanıyor.
Bu son dönemlerin en moda vergi incelemesi konusu.
Üstelik tespiti de çok kolay.
Şirketin ortaklarından alacaklı olup olmadıkları
beyanname ekindeki bilançolardan rahatlıkla
görülebiliyor.
******
Peki, bu durumdan kurtulmak için neler yapılabilir?
En ucuz maliyetli çözüm, varsa birikmiş karların
dağıtılması.
Kar paylarının yarısı gelir vergisinden istisna olduğu
için bu işlemdeki vergi yükü dağıtım aşamasındaki yüzde
on beş oranındaki stopaj dahil yüzde yirmi yirmibeş
civarlarında kalabiliyor.
Diğer çözüm ise şirket ortaklarına makul bir tutarda
ücret veya huzur hakkı tahakkuk ettirmek.
Bu belki birikmiş olan borcu eritmez ama borcun bundan
sonraki dönemlerde artmasını önleyecektir.
Yeterli miktarda geçmiş yıl karları yoksa birikmiş
borçların tasfiyesi için ise ortakların bu borcu ödemek
için şirkete ödeme yapmaktan başka bir seçenek kalmıyor.
Çünkü bu borç kaldığı sürece risk sürüyor demektir.
******
Tersi durumda söz konusu olabilir.
Yani ortak şirketten alacaklı olabilir.
Bu durumda şirket ortağına faiz öderse, bu faizin gider
yazabilmesi açısından çeşitli şartlar var.
Ortaktan alınan borç için ödenen faizin gider
yazılabilmesi için borç tutarının kurumun dönem
başındaki öz sermayesinin üç katını geçmemesi gerekiyor
Eğer borçlanma bu oranı geçerse ancak öz sermayenin üç
katına kadarki borca isabet eden faiz gider
yazılabiliyor.
Ancak şirket tarafından ister gider yazılsın ister
kanunen kabul edilmeyen gider niteliğinde olsun faizi
alan gerçek kişi ortağın bu geliri dolayısıyla gelir
vergisi ödemesi gerekiyor.
Atilla DÖLARSLAN
atilladolarslan@yontemymm.com.tr
25.12.2009 |
|
|
|