İşten ayrılacaklar dikkat!
İşten çıkartılanların,
işverenden talep edeceği önemli belgelerden biri de
işten ayrılma bildirgesi olmalı. Niye mi?Bu küresel kriz
ortamında mevcut çalışanların da birer potansiyel işsiz
konumunda olduğunu dün vurgulamış ve onların da hakları
konusunda bilgi sahibi olmalarının önemini ortaya
koymuştuk. Bugün de buna devam ediyoruz:
Kullanılamayan yıllık izne dikkat
Çalışan, geçmiş yıl veya yıllarda hak kazanıp da
kullanamadığı yıllık izinlere dair ücreti de işten
ayrılırken alabilir. Burada izin süresi için alacağı
ücret, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti
üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Buna
aykırı davranan işverene, her bir çalışan için 200 TL
para cezası kesilir.
Ücret garanti fonu bir hak
Özellikle kriz dönemlerinde işverenlerin, kimi zaman
kağıt üzerinde kimi zaman da gerçekten iflas ettiği,
konkordato ilan ettiği veya bir şekilde ödeme aczine
düştüğü oluyor. İşte bu gibi durumlarda çalışanların
mağduriyetini gidermek adına Ücret Garanti Fonu
oluşturuldu. Fon, İşsizlik Fonu içerisinde ayrı bir kasa
işlevi görüyor. Ödeme aczine düşen işverenin
çalışanlarına 3 ay süreyle fondan ödeme yapılıyor.
Ödeme, çalışanın temel ücreti üzerinden yapılırken,
aylık 4 bin 329 TL'yi aşmıyor. Bu fondan yararlanacak
çalışanın, işverenin ödeme aczine düştüğü tarihten
geriye doğru son bir yıl içerisinde aynı işyerinde
çalışmış olması gerekiyor. Diğer bir ayrıntı da ücret
garanti fonundan yararlanmak, daha sonra işsizlik
ödeneği almaya da engel değil.
İAB 3 nüsha düzenlenmeli
İşsizlikle karşı karşıya gelen bir çalışanın, işverenden
talep edeceği son şey ise işten ayrılma bildirgesi (İAB)
olacaktır.
Zira bu belge sayesinde kişi, işsizlik ödeneği
alabilecektir. İşveren, çalışanın işine son verdikten
sonra en geç 15 gün içerisinde İAB'yi 3 nüsha olarak
düzenleyerek bir nüshasını İş- Kur'a göndermek, bir
nüshasını çalışana vermek ve birini de işyerinde
saklamak zorundadır. Bu belge kendisine verilmeyen
kişinin, durumu derhal İş-Kur'a bildirmesi gerekir.
İş-Kur, İAB düzenleme yükümlülüğünü yerine getirmeyen
işveren hakkında para cezası uygulayacaktır.
Çalışan da 'kısa çalışma ödeneği'ni unutmasın
Dizimizin birinci gününde işverenlerin sahip oldukları
imkanları sayarken, Kısa Çalışma Ödeneği’ne (KÇÖ) de
değindik. Zira KÇÖ esasında ödeme güçlüğündeki işveren
için düşünülmüş bir tedbir. Ödenek, ekonomik kriz veya
diğer zorlayıcı sebeplerle darda kalan bir işverene,
işçi çıkarmadan zor günlerini atlatması için destek
mahiyetinde. Öte yandan son yapılan değişiklikle KÇÖ,
bir anlamda çalışanlar için de önemli bir hak haline
geldi:
* İşsizlik sigortasından yararlanma hakkı olan
çalışanlara ödenebilen KÇÖ, daha önceki haliyle en fazla
3 ay verilebilirken, yeni haliyle 2008-2009 yılları için
6 aya çıkarıldı.
Kesinti yapılmıyor
* Önceki haliyle, KÇÖ alınan süreler, akabinde alınacak
olan işsizlik ödeneğinden düşülüyordu. Son düzenleme ile
yine 2008-2009 yılları için işsizlik ödeneğinden kesinti
yapılmayacak. Yani 6 ay KÇÖ alan birisi daha sonra işsiz
kalmışsa, işsizlik ödeneğini de tastamam alacak.
* Şubat/2009'da yapılan değişiklik öncesi KÇÖ'nün en üst
miktarı işsizlik ödeneği ile aynı tutarda, 532,8 TL idi.
Son değişiklikle bunun miktarı da %50 artırılarak 799,2
TL oldu.
* Herhangi bir çalışan, işveren tarafından önerilen
KÇÖ'yü kabul etmek zorunda değil. Ancak kabul etmediği
taktirde işsiz kalacak ve işsizlik ödeneğine
başvuracaksa, en azından 6 ay boyunca işsizlik
ödeneğinden %50 daha fazla olan KÇÖ'yü kabul etmesinde
fayda var. Zira işsiz kaldığında nasılsa işsizlik
ödeneğini de tam alma hakkı olacak.
Bugün
25.04.2009 |