|
|
İş
Yaşamında Dürüstlük |
İş yaşamında doğruluk ve dürüstlük üzerine
çok konuşulur. İşe alma görüşmelerinden başlayarak, yönetim kurulu
toplantılarına ve ortaklar genel kuruluna kadar her yerde ve her
ortamda açıklık, doğruluk ve dürüstlük hakkında konuşmalar yapılır.
Dürüst davranışın iş etiğinin bir gereği olduğu, her çalışanda
aranması gereken temel bir yetkinlik olduğu belirtilir. Kurum
kültürünü oluşturan inanç ve değerler sisteminden söz edilirken de
açıklık ve dürüstlük mutlaka yer alır ve |
|
|
vurgulanır. Bazı kişiler, dürüstlük
üzerinde bu kadar durulmaması gerektiğini, dürüstlüğün zaten
olmazsa olmaz bir özellik olduğunu, olmayacağının
düşünülemeyeceğini savunurlar.
İş yaşamında ne yazık ki gerçek durum böyle değildir. Çoğu
çalışan ve yönetici, duruma göre, kişisel çıkar hesaplarıyla
dürüstlükten kolaylıkla uzaklaşabilmekte ve bu davranışını
da kendine göre haklı görebilmektedir. Bu durumda, dürüstlük
göreceli bir kavram olarak ortaya çıkmakta ve kişiler kendi
doğrularınca hareket ettikleri için çoğu kez bir rahatsızlık
da duymamaktadırlar.
Ancak, rahatsız edici olan bu davranışın başkalarına verdiği
zarardır. Başka insanların; ortakların, yöneticilerin,
çalışanların ya da müşterilerin telafi edilemeyecek ve göz
ardı edilemeyecek ölçüde kayıplarına yol açan dürüst olmayan
davranışlar kabul edilemez, hoş görülemez. Bu tür
davranışları gösterenler şüphesiz iş ahlakına,
organizasyonun ortak çıkarlarına ters düşmektedirler.
Sorumlulukları vardır. Hesap vermeleri gerekir. Kendilerine
bu davranışlarının nedenleri sorulabilir, sorulmalıdır.
Suçlanabilirler ve cezalandırılabilirler.
Bir aday işe kabul edilmek için, bir yönetici çalışanını
motive etmek ve elde tutmak için, bir satıcı müşterisine
elindeki ürünü satabilmek için bazen doğru olmayan bilgiler
vermekte, gerçek niyeti yansıtmayan davranışlar
sergileyebilmektedir. Bu davranışlarla, özellikle iş
yaşamının zorlaştığı dönemlerde daha sık karşılaşılmaktadır.
Kimi insanlar zorluklarla baş edebilmek için sabır ve
mücadele gücünü kullanmak yerine kendince akıllarını (!)
kullanarak sonuç almak istemektedirler. Bu insanlar, uzun
dönemde doğruluk ve dürüstlükle elde edebilecekleri kalıcı
başarılar yerine kısa dönemdeki geçici kazanımları
yeğlemektedirler.
Her şeyden önce, gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkacağını
bilmek gerekir. Ancak, dürüst davranmayanlar için bu bir
sorun değildir, onlar çoğu kez günü kurtarmanın
peşindedirler. Gerçeğin bir gün ortaya çıkacağını şüphesiz
onlar da bilirler, ancak o güne kadar elde edeceklerini kâr
olarak, kazanç olarak görürler. Dürüst olmayan çalışan
gerçek ortaya çıktığında işten ayrılır, bir başkasını
aldatmaya gider. Dürüst davranmayan yönetici verdiği sözleri
unutur. Dürüst satış yapmayan satıcı gerçekler ortaya
çıktığında artık orada değildir, bir başka yerde bir başka
ürünü satıyordur.
Bu ve benzer durumlar, kurum kültürünün yansımalarıdır.
Kurum kültürünü anlamak için yaygın olan davranışlara ve
bunun arkasındaki tutumun niteliğine bakmak gerekir. Kurum
dürüstlüğü gerçekte ne ölçüde yüceltmektedir? Dürüst
olmayanlar, bu davranışlarından olayı ne ölçüde
yadırganmakta, yargılanmakta ve cezalandırılmaktadırlar?
Diğer taraftan, dürüst davranışlar ne ölçüde tanınmakta,
takdir edilmekte ve ödüllendirilmektedir? Bu sorulara
verilecek cevaplar, kurumsal kültürün niteliğini belirtecek,
kurumun üyelerinin davranış normlarının dayandığı inanç ve
değerler sistemini ortaya koyacaktır.
Kalıcı olmak, uzun dönemde sağlıklı ve başarılı bir büyümeyi
gerçekleştirmek ve rekabetçi üstünlük elde etmek isteyen
organizasyonlar, dürüst insanları seçmek, onları dürüst
davranma konusunda eğitmek, yönlendirmek ve dürüstlüklerine
göre değerlendirmek durumundadırlar. Şüphesiz,
organizasyonun liderlerinin her şeyden önce bu konuda örnek
olmaları, düşünce ve davranışlarıyla ilham vermeleri
gerekir. Lider konumundaki kişilerin değer yargıları ve
davranışları tüm çalışanların düşünce ve davranışlarını
belirleyici olacaktır. Kendisi dürüst olmayan bir liderin
izleyicilerinden dürüst davranmalarını beklemesi gerçekçi
olmayacaktır.
İş yaşamında dürüstlüğün toplumsal kültüre bağlı olduğunu da
unutmamak gerekir. Ekonominin bozulduğu ve toplumun genel
anlamda ahlak bunalımı yaşadığı dönemlerde organizasyonlarda
dürüstlüğü sürdürmenin kolay olmayacağı açıktır. Toplumun
gözü önünde olanların; kamu yöneticilerinin,
politikacıların, tanınmış iş insanlarının, bilim adamlarının
dürüstlükten uzak davranışlarının hoş görüldüğü,
cezalandırılmadığı, hatta ödüllendirildiği toplumlarda
dürüstlüğe dayalı kurum kültürleri oluşturmak şüphesiz çok
daha zor olacaktır. Ancak, yine unutmamak gerekir ki
yıldızlar karanlık gecelerde daha parlak görülürler.
Prof. Dr. İsmet BARUTÇUGİL
ibarutcugil@rcbadoor.com
|
|
|
|
|