Aramalı
incelemenin incelikleri
Vergi
idaresinin mükellefler veya vergi sorumlularınca ödenmesi
gereken verginin doğruluğunu araştırmakta, tespitte ve
sağlamakta en önemli aracı, vergi incelemesidir. Vergi
incelemelerinin Vergi Usul Kanunu'nda düzenlenen olağan
yollarla yapılması, bazen incelemenin yukarıda bahsettiğimiz
amaçlarının gerçekleşmesine yetmeyebilmektedir. Bu gibi
durumlarda ise gerekli delillere ve matrah takdiri için
gereken donelere ulaşmakta başvurulan yol, aramalı inceleme
yoludur.
Ancak arama müessesesi, sadece vergi hukuku ile ilgili bir
konu olmayıp, aynı zamanda anayasa ile güvenceye bağlanmış
birçok hak ve özgürlük ile de yakından ilgili ve onların
özüne dokunan bir müessesedir. Bu hak ve özgürlüklerin
başında ise kişi dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı
koruma hakkı, konut dokunulmazlığı, özel hayatın gizliliği
ve dokunulmazlığı gelmektedir. Zaten bu yüzden Vergi Usul
Kanunu aramalı incelemenin inceleme kısmına ağırlık vererek
düzenleme getirmiş, arama konusundaki ayrıntıların
düzenlenmesini Ceza Muhakemesi Kanunu'na (CMK) bırakmıştır.
Herhalde bu sebeple olsa gerek, arama müessesesi, ceza usul
hukukçularınca yeterince incelenmesine karşılık vergi
hukukçularınca fazla ayrıntılı olarak ele alınmamıştır.
Biraz da bu yüzden, inceleme elemanlarınca zaman zaman
başvurulan arama müessesesini vergi hukuku gözü ile biraz
irdeleyelim istedik.
İncelemeli arama yoluna ancak mükellefin vergi kaçırdığına
delalet eden emareler bulunursa başvurulabilir ve böyle bir
durumda mükellef veya kaçakçılıkla ilgili görülen diğer
şahıslar nezdinde arama yapılabilir. Bu nedenle bu yola
sadece, Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde hürriyeti
bağlayıcı ceza ile yaptırımlanan fiillerin varlığına delalet
eden emarelerin bulunması halinde gidilebilir. Bu madde
kapsamına girmeyen diğer vergi ziyaına yol açan (idari para
cezası ile yaptırımlanan) filler için aramalı inceleme
yoluna gidilemez.
Arama ancak inceleme elemanlarınca yapılabilir. Ancak bu
aramanın yapılması, sulh ceza hâkiminin iznine bağlıdır.
Ancak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde cumhuriyet
savcısından da bu izin alınabilir. Her ne kadar CMK'da
savcıya ulaşılamayan hallerde kolluk amirinin yazılı izni
ile de arama yapılabileceği düzenlenmişse de bu yol aramalı
incelemelerde kullanılamaz. Sulh ceza hâkiminin ancak suç
delillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe varsa
verebileceği arama kararında; arama nedenini oluşturulan
fiil, aranacak kişi ve yerlerin açık adresleri ile kararın
geçerlilik süresinin yazılı olması zorunludur.
Arama kararının verilmesinden sonra şüphelinin üstü, eşyası,
konutu, işyeri ve ona ait diğer yerler aranabilir. Ancak
avukatların büroları ve konutları, ancak arama kararında
belirtilen sebeple ilgili olarak ve savcı denetiminde baro
başkanının veya vekilinin katılımı ile aranabilir ve vergi
incelemesi gerekçesiyle yapılan bir aramada avukatın üstü
aranamaz. Avukatla müvekkili arasındaki mesleki ilişkiye ait
şeylere el konulamaz.
Arama gece yapılamaz. Gece, güneşin batışından bir saat
sonra başlar ve güneşin doğumundan bir saat önce biter.
Ancak gündüz başlamış aramaya gece devam edilebilir.
Aranacak yerlerin sahibi veya eşyanın zilyedi aramada hazır
bulunabilir. Kendisi bulunmazsa temsilcisinin veya ayırt
gücüne sahip hısımlarından birinin yahut kendisiyle birlikte
oturan veya komşusu konumunda olan birinin hazır
bulundurulması zorunludur. Kişinin avukatının aramada hazır
bulunmasına engel olunamaz.
Şüpheli veya sanıkla avukatı (stajyeri ile yardımcısı dahil)
veya mali müşaviri arasındaki mektup ve belgelere, bu
kimseler nezdinde bulundukları sürece el konulamaz.
Arama neticesinde el konulan defter ve belgeler üzerindeki
incelemenin üç ay içerisinde bitirilmesi zorunludur. Ancak
incelemenin haklı sebeplerle bu süre içerisinde
bitirilememesi halinde bu süre her defasında üçer ay olmak
üzere arama kararını veren sulh ceza mahkemesince
uzatılabilir. Ancak bu uzatma kararının bize göre ilgilisine
de tebliği ve itiraz hakkının tanınması gerekir.
Defter ve belgelerin muhafaza altına alınmış olması, süresi
gelen vergi beyannamelerinin verilmesi ödevini kaldırmaz.
Mükellef beyannamesini düzenleyebilmek için gerekli
bilgileri defter ve belgelerinden, ilgili memurun huzuruyla
suret veya kayıt olarak alabilir. Ancak defter ve belgelere
el konulduğu tarihten vergi beyannamesinin verileceği tarihe
kadar olan süre bir aydan az ise beyanname verme süresi
kendiliğinden bir ay uzar ve ek süre bu müddetin sonundan
başlar.
Defter ve belgelerin incelenmesi sırasında kanuna aykırı
görülen olaylar ve hesap durumları, mükelleflerin
itirazlarını veya ihtirazı kayıtlarını yazma hakkına sahip
olduğu bir tutanakla tespit olunur. Mükellef bu tutanakları
imzadan çekindiği takdirde, söz konusu olayları ve hesap
durumlarını ihtiva eden defter veya belgeler arama konusu
ile ilgili vergi ve cezalar kesinleşinceye kadar kendisine
geri verilmez. Ancak ilgililer bu tutanakları her zaman
imzalayarak suç delili oluşturmayan defter ve belgelerini
geri alabilirler.
Vergi Usul Kanunu arama ve el koymayı defter ve belgeye
bağlayarak düzenlemiştir. Ancak pek çok mükellefin
kayıtlarını bilgisayar ortamında izledikleri, her zaman
düzenli olarak deftere bastırmadıkları da bilinen bir
gerçektir. Ayrıca bazen defterlerde bulunmayan bilgi ve
kayıtlara bilgisayarlarda rastlanabilmektedir.
Bilgisayarlara, programlarına ve kayıtlarına el konulması
ise özel usullere tabi tutulmuştur. Bu konuyu ise köşemizin
sınırları dolayısıyla bir başka yazımıza bırakıyoruz.
Bumin
Doğrusöz
24.12.2009
|