Sosyal güvenlik
hukukunda saklama ve ibraz süresi
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu'nun 86. maddesinin 2. fıkrasında,
işveren ve işyeri sahipleri; işyeri defter, kayıt ve
belgelerini ilgili olduğu yılı takip eden yılbaşından
başlamak üzere on yıl süreyle, saklamak ve Sosyal
Güvenlik Kurumu'nun denetim ve kontrol ile
görevlendirilen memurlarınca (SGK Müfettişleri ve SGK
Kontrol Memurları) istenilmesi halinde 15 gün içinde
ibraz etmekle yükümlü tutulmuştur. Defter ve belgelerin
incelemeye yetkili denetim ve kontrolle görevlendirilmiş
memurlara mücbir sebep olmaksızın ibraz edilmemesinin
yaptırımı ise kanunun 102. maddesinde düzenlenmiştir.
Burada adı geçen yasal kayıt ve belgeler, bize göre
Vergi Usul Kanunu'na göre tutulması gereken kanuni
defterler, bordro, ücret hesap pusulaları, aylık prim ve
hizmet belgeleri, sigortalı ise giriş bildirgeleri,
sigortalı özlük dosyası, faturalar, gider belgeleri,
karar defteri gibi defter ve belgelerdir. Hiç şüphesiz
bunlar işyeri veya işletmenin nitelik ve konumuna göre
değişkenlik gösterebilir.
5510 sayılı kanunla işyerine ait yasal kayıt ve
belgelerin saklama süresinin 10 yıla çıkarılması,
yasanın yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden
itibaren hukuksal sonuç doğuracak olmakla birlikte,
henüz saklama ibraz süresi dolmamış yılların defter ve
belgelerinin de bu değişiklikten etkilenip etkilenmediği
duraksama konusu olmuştur.
Bize göre değişiklik, 506 sayılı kanunla kabul edilmiş 5
yıllık saklama süresini tamamlamamış defter ve belgeler,
saklama ve ibraz yükümlülüğüne ilişkin süre
tamamlanmadığı için, 5510 sayılı kanunla benimsenen
düzenlemeden etkilenecek ve saklama ve ibraz süresi 10
yıla çıkacaktır. Bir başka deyişle 506 sayılı kanunla
kabul edilmiş 5 yıllık saklama süresini tamamlamamış
defter ve belgeler, "saklanmayabilir, ibraz
edilmeyebilir, imha edilebilir" statüsünü kazanmamış
olduğundan, süre değişikliğinden etkilenecektir.
Bu etkilenme, ticari işletmeler için önemli değildir.
Çünkü onlar zaten Ticaret Kanunu'na göre defter ve
belgelerini 10 yıl saklamak zorundadırlar. Dolayısıyla
bu etkilenme, Ticaret Kanunu'na tabi olmayan, personel
çalıştıran serbest meslek erbabı, kapıcı veya benzeri
kişileri istihdam eden apartman yönetimleri gibi
işverenler için önem taşımaktadır.
Örneğin, 2000 yılına ait yasal kayıt ve belgeler 506
sayılı kanuna göre, takip eden 2001 yılından itibaren 5
yıl saklandıktan sonra 31.12.2005 tarihinde saklanma
zorunluluğunu yitirmiştir. Ancak 2003 yılına ait yasal
kayıt ve belgeler, takip eden 2004 yılından itibaren,
5510 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008
tarihine kadar 5 yıl saklama süresini doldurmadığından,
saklama süresi, 5510 sayılı kanunun yeni düzenlemesinden
etkilenecek ve saklama ve ibraz süresi 10 yıla
çıkacaktır. Dolayısıyla 2003 yılı defter ve belgelerinin
31.12.2013 tarihine kadar istenildiğinde ibraz edilmek
üzere saklanması gerekmektedir.
Bu esasa göre işverenlerin, 2002 ve öncesi yıllara ait
yasal kayıt ve belge ibraz etme yükümlülüğü artık söz
konusu değildir ve ibraz edilmemesi halinde kendilerine
bir yaptırım uygulanması da söz konusu olamaz.
5510 sayılı kanun, işyerine ait defter ve belgelerin
ibraz edilmemesine uygulanacak idari yaptırımı,
isletmenin defter tutmakla yükümlü olup olmadığı ve
tutulacak defterlerin niteliğine göre üçlü bir ayrıma
tabi tutmuştur. Kanun hükmüne göre, ibraz yükümlülüğünün
süresi içinde yerine getirilmemesi halinde, bilanço
hesabına göre defter tutmakla yükümlü olan işverenlere
12, isletme, serbest kazanç defteri gibi diğer
defterleri tutmakla yükümlü olan işverenlere 6, defter
tutmakla yükümlü olmayan işverenlere ise 3 asgari ücret
tutarında idari yaptırım uygulanacaktır.
İbraz edilen defter kayıtlarının; defterlerin süresinde
tasdik ettirilmemiş olması veya tasdiksiz olması, işçi
ödemelerine ilişkin kayıtların gerçeği yansıtmaması,
bilanço usulüne göre tutulması gereken defterler yerine
işletme defteri tutulması, defterlerin sigorta primine
tabi kazanç tespitine elvermeyecek derecede noksan,
usulsüz veya karışık tutulmuş olması gibi sebeplerle
geçersiz sayıldığı hallerde ise uygulanacak yaptırım
açısından, işverenin tuttuğu defterlerin niteliği ya da
hangi tür defterin tutulduğu bir önem taşımamaktadır. Bu
gibi hallerde uygulanacak idari yaptırım tutarı, yarım
asgari ücret tutarında olacaktır. Ancak uygulanacak
toplam idari yaptırım, kayıtların ibraz edilmemesi
halinde uygulanacak yaptırım tutarından fazla
olamayacaktır.
Bumin Doğrusöz
24.08.2009 |