Cennettekilerin vergisi
Bazı
ülkeler, yatırımları kendi
ülkelerine çekmek için değişik vergi
teşvikleri uyguluyor. Bunun
sonucunda bazı yatırımcılar da söz
konusu ülkelerde yatırım yapıyor ve
vergilerini de bu ülkelere ödüyor...
Yabancı ülkede yatırım yapan kurumun
kanuni merkezinin veya iş merkezinin
Türkiye'de olması (tam mükellef
olunması) halinde, o ülkedeki kurum
kazancı dolayısıyla ayrıca
Türkiye'de de vergi ödenmesi
gerekiyor...
Yurtdışında yatırım yapanlar, 'tam
mükellef' statüsünde olmamak ve
dolayısıyla yurt dışındaki kurum
kazançları için Türkiye'de vergi
ödememek amacıyla o ülkelerde şirket
kuruyor, böylece sorunun
çözümlendiğini düşünüyor. Oysa
'vergi cenneti' diye de adlandırılan
bazı yabancı ülkelerde şirket
kurulması sorunu çözmüyor.
KONTROL EDİLEN
YABANCI KURUM
Kurumlar Vergisi Kanunumuz'da (KVK),
vergi cenneti niteliğindeki
ülkelerde faaliyet gösteren
kurumların rekabet eşitliğini
bozmasına karşı bir önlem olarak;
'kontrol edilen yabancı kurum
kazançlarının' belirli şartlar
dahilinde Türkiye'de de
vergilendirilmesi esası
benimsenmiştir.
Kontrol edilen yabancı kurum
kavramı; tam mükellef gerçek kişi ve
kurumların doğrudan veya dolaylı
olarak ayrı ayrı ya da birlikte
sermayesinin, kar payı veya oy
kullanma hakkının en az yüzde
50'sine sahip oldukları yurtdışı
iştiraklerini ifade ediyor.
Bir yurtdışı iştirakin kontrol
edilen yabancı kurum sayılabilmesi
için; sermayeye katılım oranı, kar
payı veya oy kullanma hakkından
herhangi birinin yüzde 50 veya
üzerinde olması yeterli. Bu orana
ilişkin kıyaslama yapılırken
vergileme dönemi içindeki en yüksek
değer esas alınıyor.
TÜRKİYE'DE
VERGİLEME ŞARTLARI
Kontrol edilen yabancı kurum
kazançlarının, dağıtılsın veya
dağıtılmasın Türkiye'de Kurumlar
Vergisi'ne tabi tutulması, belirli
şartların gerçekleşmesine bağlı.
Bunlar, KVK'nın 7. maddesinde üç
şart şeklinde düzenlenmiştir. Bu üç
şart bir arada gerçekleşirse
Türkiye'de vergilendirme yapılacak;
üç şartın bir arada gerçekleşmemesi
durumunda ise yabancı kurum kontrol
edilen konumda olsa bile, kazancı
Türkiye'de Kurumlar Vergisi'ne tabi
tutulmayacak.
1- Pasif Nitelikli Gelirlerin
Hasılat İçindeki Payı
Türkiye'de vergileme için, kontrol
edilen yabancı kurumun ilgili
yıldaki toplam gayrisafi hasılatının
yüzde 25 veya fazlasının 'pasif
nitelikli gelirlerden' meydana
gelmesi gerekiyor. Pasif nitelikli
gelir ile faiz, kar payı, kira,
lisans ücreti, menkul kıymet satış
gelirleri ve benzerleri
kastediliyor.
Kurum faaliyetiyle orantılı sermaye,
organizasyon ve eleman istihdamıyla
yürütülen ticari, zirai veya serbest
meslek faaliyetlerinden elde edilen
gelirler 'aktif nitelikli' gelirler
olarak kabul ediliyor.
2- Vergi Yükü
Kontrol edilen yabancı kurum
kazançlarının Türkiye'de
vergilendirilmesi için aranacak bir
diğer şart; kazancın yüzde 10'dan az
oranda Gelir veya Kurumlar Vergisi
benzeri toplam vergi yükü
taşımasıdır.
3- Hasılatın Belirlenen Sınırı
Aşması
Kontrol edilen yabancı kurum
kazançlarının Türkiye'de
vergilendirilmesi için aranan son
şart ise; kontrol edilen yabancı
kurumun yıllık toplam gayrisafi
hasılatının belli bir tutarı
(100.000 TL karşılığı yabancı para)
aşmasıdır.
EKLENECEK
KAZANÇ TUTARI
Yukarıda yer verilen şartların
gerçekleşmesi halinde, kontrol
edilen yabancı kurumun kazancı,
kontrol edilen yabancı kurumun hesap
döneminin kapandığı ayı içeren hesap
döneminde Türkiye'de kendisini
kontrol eden kurumun vergi matrahına
eklenecek.
Eklenecek kazanç, kontrol edilen
yabancı kurumun yabancı ülkedeki
'vergi öncesi' kazancıdır. Ayrıca,
kazancın tümü değil, 'kontrol
oranına isabet eden kısmı'
eklenecektir.
Türkiye'de vergilendirilmiş
kazancın, yurtdışındaki kurum
tarafından sonradan dağıtılması
durumunda, elde edilen kar
paylarının vergilendirilmemiş kısmı
Kurumlar Vergisi'ne tabi tutulacak.
VERGİ MAHSUBU
Türkiye'deki kurum kazancına eklenen
kazançlar için yurtdışında ödenen
Gelir ve Kurumlar Vergisi benzeri
vergiler, Türkiye'de hesaplanan
Kurumlar Vergisi'nden düşülecek.
Düşülecek vergi miktarı, eklenecek
kazanç miktarında olduğu gibi
kontrol oranı dikkate alınarak
belirlenecek.