Vergi idaresinin
habersiz haczi
SORU: Ödeme talimatlı çalışan banka hesabından,
ilgili hesaplara ödemelerin yapılmadığını kiracısı
olduğum işyeri sahibinden öğrendim. İlgili banka ile
yapmış bulunduğum görüşmede, vergi dairesi tarafından
hesabıma haciz işlemi uygulandığını öğrendim. Bu nedenle
bu hesabımdan gerekli ödemeler yapılmamış. Bu durumda
benim vergi dairesine nereden ve niçin borçlu olduğumu
bilmeden otomatik olarak hesabıma haciz konmuş oluyor.
Bu yasal mıdır?
YANIT: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 40'ıncı maddesi
uyarınca "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi
kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini"
yaptığı işlemler sırasında belirtmek ve daha doğrusu
bildirmek zorundadır.
Çünkü söz konusu anayasal buyruğun gerekçesinde de ifade
edildiği üzere "Bireylerin yargı ya da idari makamlar
önünde sonuna kadar haklarını arayabilmelerine kolaylık
ve imkân sağlanması" gerekmektedir.
Diğer yandan anayasanın 125'inci maddesinde de "İdari
işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı
bildirim tarihinden başlayacağı" hükmüne yer
verilmiştir.
İdari Yargılama Usulü Yasası'nın "Dava Açma Süresi"
başlıklı 7'nci maddesinde de dava açma süresinin özel
yasalarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da
ve idari mahkemelerde altmış ve vergi mahkemelerinde
otuz gün olduğu, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde
dava açma süresinin, ilan tarihini izleyen günden
itibaren başlayacağı ifade edilmiş olup, aynı yasanın
8'inci maddesinde sürelerin tebliğ, yayın ve ilan
tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı
hususu hükme bağlanmıştır.
Anayasal düzenleme ile İdari Yargılama Usulü Yasası
hükümleri ışığında idari işlemlere karşı açılacak
davalarda sürenin hesabında başlangıç tarihi olarak
yazılı bildirimin esas alınacağı hükme bağlanmış
olduğundan sübjektif işlemlere karşı açılacak idari
davalarda, dava açma süresinin başlayabilmesi için idari
işlemin ilgisine yazılı olarak bildirilmesi zorunlu
olmaktadır.
Hukuk devletinde hak arama hürriyetinin gereğince
kullanılabilmesi için yönetilenlere menfaatlerini ihlal
eden nitelikteki işlemlerin idare tarafından açık ve
anlaşılabilir bir biçimde duyurularak bir yandan onlara
bu işlemlere karşı idari yollara veya dava yoluna
başvurmaları konusunda inceleme ve düşünme imkânının
sağlanması, diğer yandan gereksiz, belirsiz ve mükerrer
başvurulara meydan vermenin önüne geçilmesi
amaçlanmıştır.
İdarenin, yazılı bildirimde bulunmadan uygulama yapması
veya ilgili belgeyi dosyaya ibraz edememesi halinde,
yazılı bildirime karine olacak işlem hakkında işlem
yapılan kişinin bu işlemi öğrendiği tarihtir.
Eğer vergi dairesi tarafından herhangi bir tebligat
yapılmadan ve hesabınıza hiçbir bildirimde bulunmadan
haciz işlemi yapılmış bulunuyorsa bu takdirde haciz
işleminin uygulanabilmesi için size öncelikle ödeme
emrinin gönderilmesi gerekmektedir.
Bir başka anlatımla Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkındaki Yasa hükümleri çerçevesinde ödeme emri
gönderilmeden haciz işlemi yapılmamaktadır. Bu nedenle
tarafınızdan haciz işleminin öğrenildiği tarih dikkate
alınarak yapılan işlem hakkında vergi mahkemesi nezdinde
dava açma hakkınız bulunmaktadır.
SEMPOZYUM GİDERLERİ KAYITLARA GEÇİRİLİR Mİ
SORU: Türkiye çapında pazarlama işi ile uğraşan bir
anonim şirketiz. Antalya'da düzenlemiş bulunduğumuz
sempozyuma katılan Türkiye'de beyaz eşya pazarlayan
şirket yöneticilerinin otel, ulaşım ve konaklama
giderlerini karşılamış bulunuyoruz.
Bu kişilerin giderlerini kayıtlarımıza intikal
ettirebilir miyiz?
YANIT: Gelir Vergisi Yasası'nın 40'ıncı maddesi hükmü
gereği olarak, ticari kazancın elde edilmesi ve idame
ettirilmesi için yapılan genel giderler ile kiralama
yoluyla elde edilen veya işletmeye dahil olan ve işte
kullanılan taşıtlara ait giderler kazancın tespitinde
indirim konusu yapılabilmektedir.
Mevcut yasal düzenlemeden anlaşılacağı üzere Gelir
Vergisi Yasası'nın 40'ıncı maddesinde sayılmak suretiyle
belirlenmiş olan giderler sınırsız ve koşulsuz değildir.
Söz konusu giderlerin öncelikle ticari kazancın elde
edilmesi ve idame ettirilmesi ile doğrudan ilişkisi
olması gerekmektedir.
Bir başka anlatımla safi kazancın tespitinde indirilecek
giderlerin sağlanan kazançla arasında dolaysız olmayan
ve işin gerekliliğini aşmayan nev'iden bir harcama
olması gerekmektedir.
Sempozyuma katılan beyaz eşya pazarlama şirketi
yöneticilerinin sizin ticari faaliyetinizle ve özellikle
de ticari faaliyetinizin sürdürülebilmesi ve ticari
kazancın elde edilmesi açısından bir katkısı olmuş veya
olacaksa yapmış olduğunuz giderleri kayıtlarınıza
intikal ettirebilirsiniz.
Burada sözü edilen Gelir Vergisi Yasası'nın 40'ıncı
maddesinin birinci bendindeki hükmü amacı ile sizin
düzenlediğiniz sempozyumda yüklendiğiniz giderler
arasındaki bağlantıdır.
Yapılması muhtemel bir vergi incelemesinde eğer söz
konusu şirket yöneticilerinin yapılan sempozyuma
katılımları sonucunda iş hacminizde belli bir gelişmenin
sağlanmış olduğu hususu belirlenirse yapılan
harcamaların şirketinizin safi kazancının tespitinde
indirim konusu yapılması da kabul görebilir.
KARŞILIKSIZ ÇEK BORÇLULARININ AKIBETİ
SORU: Yaşadığımız ekonomik sorunlar nedeniyle 2009
yılında bazı çeklerimiz karşılıksız kaldı. Bu konuda
yeni çıkan Çek Yasası'na göre söz konusu karşılıksız
kalan çeklerimiz için mevcut takibat duracak mı? Bizim
bu konuda karşılıksız çek düzenlemekten dolayı çıkan
sorumluluğumuz nasıl ortadan kalkacaktır?
YANIT: 5941 sayılı Çek Yasası'nın geçici ikinci
maddesindeki düzenleme gereği; Çekle Ödemelerin
Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki
3167 Sayılı Yasa'nın 16'ncı maddesi kapsamında
karşılıksız çek düzenleyenlerin 01.11.2009 tarihi
itibariyle haklarında soruşturma veya kovuşturma
başlatılması ya kesinleşmiş bir hükümle mahkûm olanlar;
* Şikâyetçi ile belirledikleri miktarın belirli
vadelerde ödenmesi hususunda anlaşmaya varmaları ve
anlaşmanın bir örneğinin şikâyetçi veya yasal temsilcisi
tarafından cumhuriyet başsavcılığına veya mahkemeye
verilmesi halinde, anlaşmada öngörülen süre kadar
soruşturma veya kovuşturmanın durmasına, hüküm infazının
ertelenmesine veya durdurulmasına karar verilecektir. Bu
bağlamda anlaşmaya varılmış olması, şikâyetçi bakımından
şikâyetin geri alınması veya vazgeçilmesi sonucunu
doğurmayacaktır.
* 6941 sayılı Yeni Çek Yasası 6'ncı maddesi uyarınca
ödenmesi gereken miktarı belirli vadelerde ödeyeceğini
taahhüt etmesi ve taahhütnamenin, kendisi veya yasal
temsilcisi tarafından cumhuriyet başsavcılığına veya
mahkemeye verilmesi halinde, anlaşma aranmaksızın
taahhütnamede belirtilen süre kadar, soruşturma veya
kovuşturmanın durmasına, hükmün infazının ertelenmesine
veya durdurulmasına karar verilecektir. Bu durumda ödeme
süresi taahhütnamenin yapıldığı tarihten itibaren iki
yılı geçemeyecektir. Taahhütnamede yer alacak birinci
yıl taksiti, borcun üçte birinden az olamayacaktır.
* Şikâyetçinin karşılıksız çek düzenleyenle Yeni Çek
Yasası'nın geçici ikinci maddesi kapsamında yapacağı
anlaşma veya taahhütnamenin en geç 01.4.2010 tarihine
kadar düzenlenmiş ve ilgili mercilere verilmiş olması
gerekir.
* Soruşturma veya kovuşturmanın durması halinde dava
zamanaşımı; hükmün infazının ertelenmesi veya
durdurulması halinde ise ceza zamanaşımı işlemeyecektir.
* Anlaşmanın gereği gibi ifa edilmiş veya uyuşmazlığa
konu çek bedelinin ödenmiş olması halinde; kovuşturmaya
yer olmadığından davanın düşmesine veya hükmün
sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilecektir.
* Şikâyetçinin başvurusu üzerine anlaşmaya veya taahhüde
uyulmadığının tespiti halinde, soruşturmaya,
kovuşturmaya veya hükmün infazına devam edilecektir.
Veysi Seviğ
referans/23.12.2009 |