Ortaklar kapatılacak işletmenin
mallarını emsal bedeliyle çekebilir
Soru: Adi
ortaklık olarak faaliyet gösteren işletmemizi kriz
nedeniyle yıl sonunda kapatacağız. Stokları yıl sonuna
kadar sıfırlamak için, işletmenin mallarını ucuz pahalı
elden çıkartmaya çalışıyoruz. Ancak, bazı demirbaşları
ve işletmeye kayıtlı bir adet dükkânı yıl sonuna kadar
satamayacağımız anlaşılıyor. Yıl sonunda elimizde kalan
mal, demirbaşlar ve dükkânı ortaklar olarak işletmeden
çekerek işletmeyi kapatabilir miyiz? Bu durumda KDV
ödememiz gerekir mi?
Cevap: Tabi ki ortaklar olarak, işletmeye ait olup
satılmayan mallar ile işletme demirbaşlarını ve
işletmeye kayıtlı gayrimenkulü işletmeden çekmeniz
mümkün. Ancak, mal demirbaş ve gayrimenkulün emsal bedel
üstünden kendi adınıza fatura düzenlemeniz ve KDV
ödemeniz gerekir. Ayrıca söz konusu mal, demirbaş ve
gayrimenkul satışı nedeniyle işletme bünyesinde oluşacak
kazancında ortaklar tarafından beyan edilerek gelir
vergisinin ödeneceğine de şüphe yoktur.
Varlık Barışının iptali
için Anayasa Mahkemesine dava açamazsınız
Soru: 19 Haziran 2009 dan önce incelemeye alınan bir
işletme olarak çok zor durumdayız. Aynı takvim yılı
içinde yapılan düzenlemede 8.5 aylık dönemde incelemeye
alınanlar Varlık Barışından yararlandı. 3.5 aylık
dönemde vergi incelemesine alınanlar yararlanamadı.
Bakanlıkta bu yanlış uygulamayı düzeltecek çalışma
yapılıyor mu?
Bu adaletsiz ve eşitlikten uzak uygulama Anayasaya uygun
mu? Dava açılsa Anayasa mahkemesi bu haksız uygulamayı
durdurur mu?
Cevap: 19 Haziran 2009 tarihinden sonra vergi
incelemesine alınan mükellef, en geç 31 Aralık 2009
tarihine kadar varlık(para, döviz, altın, menkul kıymet,
diğer sermaye piyasası araçları ve gayrimenkul) beyan
ederek, Yurtdışından beyan ettiği varlığın yüzde 2 si,
Türkiye’de bulunan varlığın yüzde 5 i oranında vergi
ödemesi halinde, vergi incelemesi sonucu 2004-2007
yılları için bulunacak matrah farkından, beyan ettiği
varlık tutarı mahsup edilerek, inceleme sonucu salınacak
olan vergi ve kesilecek olan vergi ziyaı cezasından
kurtulabiliyor. Buna karşın; 19 Haziran 2009 tarihinden
önce vergi incelemesine alınan mükellefler, varlık
barışı kapsamında varlık beyan ederek incelenin olumsuz
sonuçlarından kurtulamıyor. Sorunuzda da belirttiğiniz
gibi, uygulama eşit ve adil değil. Maalesef varlık
barışı uygulamasının birkaç zafiyetinden biride; 19
Haziran 2009 dan sonra incelemeye alınanların varlık
barışının vergisel avantajlarından yararlanmasına
karşın, bu tarihten önce incelemeye alınanların
yararlanamamasıdır. Yasa Anayasaya açıkça aykırıda olsa
da, bireylerin Anayasa Mahkemesine iptal davası açma
hakkı yok. Sadece açtıkları bir dava da 5811 sayılı
Kanunun Geçici 4 ncü maddesinin Anayasaya aykırılığı ve
iptal edilmesi gerektiği iddiasında bulunulabilir.
Davayı gören mahkeme hâkimi iddiayı yerinde bulursa, söz
konusu yasa maddesini iptal için Anayasa Mahkemesine
taşıyabilir. Uzun ve garantisi olmayan bir yol. Doğru
olanı yetkililerin haksız ve adaletsiz olan bu
uygulamayı düzeltmeleridir. Bir iki maddelik yasal bir
düzenlemeyle:
1) 19 Haziran 2009 dan önce vergi incelemesine
alınanlarında Varlık Barışından yararlanmaları, 2) 2008
yılının da Varlık Barışı kapsamına alınması, 3) Sahte ve
muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyen ve
kullananların varlık barışından yaralanmasına imkan
tanınmalı, 4) Yıl sonunda dolacak olan varlık beyan
süresinin en az 3 ay uzatılması, hem eşit olmayan haksız
ve adaletsiz uygulamalara son verir. Hem de, yasa
kendisinden beklenen şekilde, gerek yurt dışındaki
varlıkların Türkiye’ye getirilmesi, gerekse Türkiye de
olmakla birlikte işletmenin kayıtları arasında yer
almayan varlıkların kayıtlara alınmasını sağlamış olur.
Hem de ciddi tutarda vergi hâsılatıyla beraber.
Ekrem SARISU
23.12.2009 |