Kanunla yapılan ‘hak gaspına’ Anayasa engeli
Anayasa Mahkemesi geçen haftaki
toplantısında mükelleflerin kazanılmış haklarını elinden
alan bir takım kanun maddelerini iptal etti.
Vergi mükelleflerinin haklarını
geriye yönelik olarak ellerinden almaya yönelik her
türlü düzenleme, ister kanun, ister kararname, isterse
de genel tebliğ olsun hep yargıdan dönmüştür. Buna
rağmen zaman zaman bu tür denemeler halen yapılır.
Niye yapılır, ne amaçlanır bir türlü anlayamam.
Cahillik deseniz değil. Türkiye’nin bana göre en
donanımlı bürokratları Maliye Bakanlığı’nda. Bu yasaları
da onlar hazırlıyorlar sonuçta.
Gözden kaçsa deseniz, değil. Yapılan bu yanlışla ilgili
olarak basında yığınlarca makale yazılır, görüşler
ortaya konur. Buna rağmen geri adım atılmadığına göre
gözden kaçma da diyemeyiz.
Acaba “ya tutarsa” formülü mü deneniyor?
Eğer böyleyse en vahimi de bu.
Böyle olmadığını umarak Anayasa Mahkemesinden dönen
düzenlemelerin detayına geçelim.
Yatırım indirimi ile ilgili iptal
İptal edilen birinci düzenleme yatırım indirimi ile
ilgili.
Yatırım indirimi vergi mevzuatımıza 1963 yılında girdi.
Çok kısa bir dönem uygulamadan kaldırılmış olsa da
neredeyse 40 yıl uygulamada kaldı. İlk dönemlerde teşvik
belgeli yatırımlarda uygulandı. Son dönemde de belgeli
belgesiz her yatırım bu uygulamadan yararlanıyordu.
Yatırım indirimi, özet olarak, yapılan yatırımların
belli bir oranının vergi matrahından indirilmesine imkan
veriyordu.
Bu düzenlemenin sanayicileri yatırım yapmaya
cesaretlendirdiğine birçok kez canlı şahitlik ettim.
Bana göre oldukça yararlı bir düzenlemeydi.
Ancak 2006 yılında çıkarılan 5479 Sayılı Kanunla yatırım
indirimi uygulamasına son verildi.
Gerekçe olarak ta aynı Kanunla gelir ve kurumlar vergisi
oranında indirime gidiliyor olması gösteriliyordu.
(Kanun gerekçesinde böyle yazıyordu ama yetkililer
yatırım indirimin amacından saparak bir vergi planlama
aracına dönüştüğü iddia ediyordu. Bu onların düşüncesi.
Yatırım yapılıyorsa tabi ki vergi az ödenecek. Zaten
yatırım indirimininde amacı bu değil mi?)
Bu bir yönetim tercihidir, yapılabilir, buna bir
diyeceğimiz yok.
Tartışmayı yaratan yatırım indiriminin kaldırılması
değil mükelleflerin kazanılmış haklarını elinden alan
başka bir maddenin de yürürlüğe konuluyor olmasıydı. Bu
da devreden yatırım indirimi hakkının kullanılmasına
süre kısıtlaması getirilmesiydi.
Kaldırılmadan önceki şekliyle yatırım indirimine hak
kazanan mükellefler kazançları yeterli değilse bu
haklarını izleyen yıllarda kullanabiliyordu. Hem de
devreden indirim hakları enflasyon oranında artırılıp
enflasyon erozyonuna uğraması da engelleniyordu.
İşte yapılan düzenleme ile birikmiş yatırım indirimi
haklarının en fazla üç yıl içerisinde
yararlanılabileceğine aksi takdirde bu hakkın biteceğine
dair bir hükümde konuldu. Yani devreden yatırım indirimi
hakkı bulunanlar bu tutarları en geç 2008 yılı
kazançlarından indirebileceklerdi.
Böylece birçok mükellefin hakkı elinden alınmış oldu.
Bazı mükellefler durumu fark edip dava açtılar. Dava
Anayasa Mahkemesine de taşındı ve yüksek Mahkeme
birikmiş hakların kısıtlanmasına yönelik düzenlemeyi
iptal etti.
Şimdi de dava açanlarla açmayan mükellefler yönünden
farklı bir durum oluştu. Dava açanlar haklarını
alabilecekler ama açmayanların durumu yapılacak yeni
düzenlemeye bağlı.
Bu yeni düzenlemenin de yeni haksızlıklara yol
açmayacağını umuyoruz.
Hakkı yenen mükelleflerin hakları iade edilmeli.
Ücretlerle ilgili iptal
İptal edilen ikinci düzenleme ücretlilerle ilgili idi.
2004 yılında ücretliler lehine bir düzenleme yapılmış ve
ücretlerin vergi oranı diğer gelir vergisi tarifesine
göre 5 puan indirilmişti.
Yukarıda bahsi geçen 5479 Sayılı Kanunla 2006 yılından
itibaren bu uygulamada da değişikliğe gidildi.
Gelir vergisi tarifesinin yüzde 20 olan ilk dilimi
herkes için yüzde 15’e çekildi ve ücretliler için
uygulanmakta olan düşük tarife kaldırıldı.
Tamam, ilk dilimin vergisi indirilmişti ama bu
değişikliğin ücretlilere yönelik bir olumsuz etkisi
olmuş ve en üst gelir dilimine ilişkin vergi oranı da
yüzde 35’e yükselmişti.
Bu uygulama da geriye yönelik olarak yürürlüğe girmişti.
Özellikle yüksek maaş alan ücretliler bu düzenlemeden
olumsuz etkilendiler.
İşte Anayasa Mahkemesi ücretlilerin vergi tarifesindeki
yüzde 35 lik dilimi de iptal etti.
Bu iptal ücretlilere şu an için bir avantaj sağlamıyor.
İptal işlemi Anayasa Mahkemesi Kararının Resmi Gazete’de
yayınlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecek.
Bu tarihe kadar yeni bir düzenleme yeni bir düzenleme
yapılır diye umuyoruz.
Zamanaşımıyla ilgili iptal
İptal edilen bir diğer düzenleme ise daha geniş bir
mükellef kitlesini ilgilendiriyor.
Vergi usul Kanunumuza göre tarh zamanaşımı beş yıldır.
Vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın
başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe
tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar.
Ancak bu düzenlemenin yer aldığı kanun maddesindeki
başka bir fıkra vergi dairelerinin elini çok
güçlendiriyor vergi daireleri bu hükme dayanarak zaman
zaman haksız uygulamalar yapabiliyorlardı.
İptal edilmeden önceki düzenlemeye göre matrah takdiri
için takdir komisyonlarına başvurulması zamanaşımı
durduruyordu.
Vergi daireleri iş yoğunluğundan ele alamadıkları
dosyaları bu hükümden faydalanıp takdire sevk ediyorlar
ve bu şekilde zamanaşımı duruyordu. Yani vergi
dairelerinin yavaşlığının faturası mükellefe kesilmiş
oluyordu böylece.
Anayasa mahkemesi bu düzenlemeyi de iptal edildi.
Kararın Resmi Gazete’de yayınlanmasından itibaren takdir
komisyonuna sevk zaman aşımını kesemeyecek.
Aslında haksız bir uygulamada tahsil zamanaşımı yönünden
yapılıyor. Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında Kanuna
göre tahsil zamanaşımı da beş yıldır. Vadesinin
rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından
itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına
uğrar.
Ancak her çeşit tahsilat zamanaşımını kesen unsurlar
arasında sayılmış. Bu nedenle zamanaşımı aşamasına
girmiş dosyalara vergi dairesi çalışanları sembolik
örneğin 1 TL gibi ödeme yapıyorlar. Böylece zamanaşımı
kesilmiş oluyor. İlk bakışta masum, devlet hakkını
koruyan bir uygulama gibi görünse de yapılan şeyin özü
“hak yemek” yani düpedüz hukuksuzluk. Unutulmamalı ki
hukuk herkese lazım.
Yabancı stopajına iptal geldi
2006 yılında yapılan düzenlemelerde hazine bonosu,
devlet tahvili ve eurobond gelirlerindeki stopaj
uygulamasında yabancılar lehine bir düzenleme yapılmış
yerli yatırımcıların gelirlerine stopaj uygulanırken
yabancı yatırımcı gelirleri vergi dışı bırakılmıştı.
Bu uygulama halen de sürmekte.
Anayasa Mahkemesi yabancı yatırımcılardaki stopajın
sıfır olmasına yönelik düzenlemeyi de iptal etti. Ancak
bu uygulama kararın yayımından 9 ay sonra yürürlüğe
girecek.
Maliye Bakanlığı da yaptığı basın açıklamasıyla bu süre
boyunca “yabancı kıyağı” nın devam edeceğini duyurdu.
Ancak süre sonunda yerli yabancı yatırımcı için stopaj
Atilla DÖLARSLAN
atilladolarslan@yontemymm.com.tr
23.10.2009 |