Karşılıklı anlaşma
yoluyla ücretin indirilmesi
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 28.12.2004 tarih ve
2004/4975 E. sayılı kararında işçi ücretinden işçi ile
işveren arasında yapılacak anlaşma ile indirim yapılıp
yapılamayacağını değerlendirmiştir. 4857 sayılı İş
Kanunu'nun 62. maddesi işverenin tek taraflı tasarrufu
ile ücretten indirim yapamayacağını net bir şekilde
belirtmiştir. Ancak tarafların anlaşarak ücrette
indirime gitmelerine cevaz verilmiştir. Yargıtay'da
kanuni düzenlemeye uygun şekilde tarafların anlaşması
halinde ücretten indirim yapılmasını geçerli saymıştır.
Yargıtay incelediğimiz kararında özellikle anlaşma
yoluyla ücretten indirim yapılmak istendiğinde hangi
usüle uyulacağı ve anlaşarak ücretten indirim
yapılmasının sonuçlarına ilişkin çok önemli
değerlendirmelerde bulunmuştur.
İncelememize konu Yargıtay kararına konu olayda;
taraflar arasında 01.04.2001 tarihinde imzalanan
sözleşme ile davacının brüt ücreti 460 TL olarak
belirlenmiştir. Anılan sözleşme ile, işçi ve işverenin
karşılıklı iradeleri sonucu davacının aylık ücreti
indirilmiştir. Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı
işverence feshedildiği 31.12.2001 tarihine kadar aylık
ücretlerini sözleşmede belirtildiği şekilde almış ve
herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmemiştir. İş
sözleşmesinin feshi üzerine kendisine sözleşmede yazılı
olan ücreti üzerinden ihbar ve kıdem tazminatları
ödenmiştir. Davacının 18.01.2002 tarihinde imzaladığı
ibranamede de ihbar ve kıdem tazminatlarının tam olarak
ödendiği açıklanmıştır. Daha sonra açılan davada
ücretlerin düşürülmesinin mümkün olmadığı ileri
sürülerek ücret farkı ile fark ihbar ve kıdem tazminatı
taleplerinde bulunulmuş, mahkemece isteklerin kabulüne
karar verilmiştir.
Yargıtay yerel mahkemenin bu kararını temyizen incelemiş
ve kararı bozmuştur. Yargıtay bozma kararında; davcı
işçinin ücretinin tek taraflı olarak indirilmediğini,
işverence ücretlerin düşürülmesinin teklif edildiğini,
teklifi kabul etmeyenlere kıdem ve ihbar tazminatlarının
ödendiğini,işçinin ise ücretten indirim teklifini kabul
ettiğini, dolayısıyla da artık ücretten yapılan
indirimin hukuka uygun hale geldiğini belirtmiştir. Bu
kabulden hareketle de ücret farkı ve fark kıdem ve ihbar
tazminatı alacağı taleplerinin geçerli olamayacağını
açık şekilde ortaya koymuştur. Yargıtay ayrıca
kullandırılmayan yıllık izin haklarına yönelik talepte
de taraflar arasında anlaşma yolu ile tenzil edilen
ücretin esas alınması gerektiğini belirtmiştir.
Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere karar anlaşarak ücret
indirimi yapılmasındaki usüle ve ücretten anlaşarak
indirim yapılmasının sonuçlarına yönelik son derece açık
ve yol gösterici bir karardır. Yargıtay'ın tarafların
anlaşması yolu ile ücretten indirime gidebilmelerini
hukuka uygun sayması son derece doğaldır. Çünkü Yargıtay
iş güvencesi kapsamına giren işyerlerinde işverenlerin
işçinin iş akdine işyeri ve işletmeden kaynaklanan
nedenlerle son vermezden evvel mümkün olan her çözümü
zorlamasını beklemektedir. Buna feshin son çare ilkesi
denmektedir. Dolayısıyla tarafların anlaşması ile
ücretten indirime gidilmesi de bu noktada fesihten önce
kullanılabilecek bir yol olmaktadır. Ancak yapılan bu
anlaşmanın ispatlanabilmesi açısından muhakkak ve
mutlaka yazılı olarak yapılması hatta ve hatta irade
bozukluğu iddialarını bertaraf edebilmek içinde noter
huzurunda yapılması yerinde olacaktır. Sonuç olarak da
fesihten kaçınmak için ücreti anlaşma yoluyla indirilen
işçinin kıdem ve ihbar tazminatı hesabında da barem
ücret anlaşarak indirilen son ücret olacaktır.
Av. Ali YÜKSEL
YARGITAY
KARARLARI
22.05.2009 |