Kendi kendine borç verebilir misin?
Şahıs
şirketlerinde ortaklardan alacaklar
Değerli okurlar, hatırlarsanız
''Babana bile faizsiz borç veremezsin'' başlıklı
14.12.2007 tarihli yazımda "Şahıs ortakların
şirketlerine verdikleri borçlar" konusuna dikkat
çekmiştim. Bu yazı sonrasında çok sayıda soru gelince
ilave açıklama yapma gereği duymuş ve 18.04.2008
tarihinde "Babana borcu nasıl verirsin? Ortakların cari
hesapları" başlıklı yazımı kaleme almıştım.
Gelir Vergisi Kanunu'nda 5615 sayılı kanunla yapılan
değişiklik
Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 13. maddesindekine benzer
bir düzenleme de Gelir Vergisi Kanunu'nda (GVK 41/5)
yapıldı. Artık gelir vergisi mükellefleri de ilişkili
kişi ve kurumlara mal veya hizmet satar ya da alırken,
kiralama, ödünç verme, ücret, ikramiye ödemelerinde bu
hükümleri dikkate almak zorundalar.
Teşebbüs sahibi ifadesi
Kanunda "teşebbüs sahibi" gerçek kişilerin emsale
uygunluk ilkesine aykırı işlemlerinin örtülü kazanç
dağıtımı sayılacağı belirtilmektedir.
18.11.2007'de yayınlanan Transfer Fiyatlaması
Tebliği'nde, "teşebbüs sahibi" ifadesi ile ticari ve
zirai kazanç yönünden gelir vergisine tabi gerçek
kişiler ile adi ortaklıkların ortakları, kolektif
şirketlerin ortakları, adi ve eshamlı komandit
şirketlerin komandite ortaklarının kastedildiği
belirtilmiştir.
Vergi incelemeleri başladı
Son günlerde vergi daireleri bilanço usulüne göre defter
tutan gelir vergisi mükelleflerine, 2007 takvim yılına
ait beyannameler ekindeki bilançoda yer alan
"ortaklardan alacaklar" tutarına faiz hesaplanıp
hesaplanmadığını sormaya başlamıştır.
Bu araştırma vergi idaresinin Gelir Vergisi Kanunu'na
yeni eklenen bu maddeden hareketle tarhiyatlar yapma
hazırlığında olduğunu göstermektedir.
Teşebbüs sahibinin "kendisi" Kavramı
Değerli DÜNYA okurları, sizi teknik ayrıntılara boğmadan
bu konuyla ilgili değerlendirmeler yapmaya çalışayım.
İlk etapta teşebbüs sahibinin kendisinin ilişkili kişi
olarak tanımlanmadığını belirterek başlayayım. GVK'nın
41/5'deki ilişkili kişi tanımı teşebbüs sahibini
içermemektedir.
Teşebbüs sahibinin kendisi ile ilgili gider kabul
edilmeyen hususlar kanunda açıkça belirlenmiştir.
GVK'nın 41. maddesinde "1, 2, 3, 4 ve 6. bentlerinde
açıkça teşebbüs sahibinin kendisine ilişkin
sınırlamalara yer verilmiştir. Ancak kanun koyucu gelir
vergisi mükellefleri için örtülü kazanç dağıtımını
düzenlediği 41. maddenin 5. bendinde teşebbüs sahibini
ilişkili kişi olarak saymamıştır. Bunun bir anlamı olsa
gerektir.
Neden sadece bilanço esasına göre defter tutarlar?
Şayet vergi idaresinin yorumu doğruysa uygulamayı
bilanço esasına göre defter tutanlarla sınırlamak mümkün
değildir. İşletme hesabına göre defter tutanlar ve
serbest meslek erbabı da aynı değerlendirmeye muhatap
olabilir demektir.
Görüleceği üzere şayet bu konuda tarhiyatlar yapılmaya
başlarsa konu sadece bilanço esasına göre defter tutan
gelir vergisi mükellefleri ile sınırlı kalmayabilir. Tüm
mükellefleri kapsar hale gelebilir.
Gelir vergisi mükellefleri yıl içinde kâr dağıtamaz mı?
Öncelikle belirtmek gerekir ki ortaklıklar dışındaki
şahıs şirketlerinde kâr dağıtımı konusunda bir düzenleme
mevcut değil.
Dolayısıyla şahıs, sahibi olduğu işletmeden her gün dahi
kârını alabilir, kullanabilir gibi bir sonuç çıkıyor.
Adi ortaklık ve hükmi şahsiyeti haiz şahıs şirketlerinde
(kolektif şirket, komandit şirket) kâr dağıtımına
ilişkin birtakım düzenlemeler mevcut. Diğer bir ifade
ile olay bu yönleriyle de değerlendirilmeye muhtaç.
Zeki GÜNDÜZ
Dünya/22.04.2009 |