İşverenin izleyeceği 4 önemli yol
Önce teşvikleri
gözden geçirin
İşsizlik, giderek artan oranda
hem dünyanın hem ülkemizin gündemini meşgul ediyor. İlk
olarak finans piyasalarında kendisini hissettirmeye
başlayan küresel kriz, açıklanan rakamlardan anlaşıldığı
üzere, reel sektöre de sıçramış görünüyor. En son
açıklanan TÜİK verilerine göre Ocak / 2009 döneminde
işsizlik oranı yüzde 15.5 olarak gerçekleşti.
Bu, geçen yılın aynı dönemine göre 3.9 puanlık bir artış
anlamına geliyor. İş-Kur'a yapılan işsizlik ödeneği
başvuruları da aynı minval üzere ilerliyor. Rakamların
gelecek aylarda nasıl seyredeceği konusunda kesin bir
öngörüde bulunmak mümkün değil. Ancak kötümser
tahminler, iyimserlere göre daha güçlü görünüyor.
Sorular çok
Okurlarımızın takip ettiği üzere Çalışanın Köşesi'nde,
çalışma hayatı ve sosyal güvenliğe dair konuları ele
alıyor, bu kapsamda okur sorularına da cevap vermeye
çalışıyoruz. Gündemi işsizliğin belirlediği bir ortamda,
elbette işveren-çalışan-işsiz okurlarımızdan gelen
soruların pek çoğu işsizliğe dair.
Çare arayan işveren
İşverenlerimiz;
Çalışanlarımızı işten çıkarmadan, sigorta primlerinde ve
diğer maliyetlerde tasarruf edebilir miyiz?
Çalışanlarımızı işten çıkarırken nelere dikkat edelim?
şeklinde sorular soruyor
İşsiz kalma tehlikesi
Potansiyel işsiz olan çalışanlar;
Önümüzdeki süreçte işten çıkarılacak olursak yasal
haklarımız neler?
Bu hakları alabilmek için nelere dikkat etmemiz gerekir?
Kötü niyetli işveren taktiklerine karşı ne yapmalıyız,
haklarımızı nasıl koruruz? sorularını soruyorlar.
İş-Kur imkanları
En dezavantajlı grup olan işsiz okurlarımız;
İşsizlik ödeneğini hangi şartlarda alabiliriz?
İşsizken sağlık yardımlarını nasıl alacağız?
İşsizlik ödeneğinden başka İş- Kur'dan işsizlere hangi
imkanlar sağlanıyor?
Bu imkanlardan faydalanmak için ne yapmalıyız?
sorularını yöneltiyorlar.
İşte biz, bu soruların cevaplarını ve bunlara ilaveten
merak edilen pek çok konuyu derli toplu bir yazı dizisi
çerçevesinde sunmayı istedik.
ÖNCE TEŞViKLERi GÖZDEN GEÇiRiN
İşverenlerin, son çare olarak görülen ‘işçi çıkarma’ya
başvurmadan önce ne yapabileceklerini iyi araştırmaları
gerekiyor. Özellikle uygulamadaki teşvik sisteminin
imkanları gözden geçirilmeli ve kısa çalışma ödeneği
için çalışma yapılmalı...
Bir çalışan için işsiz kalmak ne kadar zorsa, iyi
niyetli bir işveren için de çalışanının işine son vermek
o kadar zor olsa gerek. Özellikle küçük ölçekli
işletmelerde işten çıkarma sürecinin ağır bir duygusal
atmosferde gerçekleştiğini biliyoruz. İşletme ölçeği
büyüdükçe kararlar daha “rasyonel” alınıyor. Fakat
bilhassa kıdemli/vasıflı elemanların işten çıkarılması,
ölçeği ne olursa olsun bir işverenin başvuracağı son
çaredir. İşte biz bu son çareden önce, işverenin iş ve
sosyal güvenlik mevzuatı kapsamında başvurabileceği
çarelere değinmek istiyoruz.
1- TEŞVİK SİSTEMİNİ İNCELEYİN: Hali hazırda 5 ayrı
teşvik paketi yürürlükte bulunuyor. Ancak bazı
işletmelerin teşvik kapsamında iş yapmakla beraber
teşvik imkanlarından gerektiği oranda yararlanamadığı ya
da kendisi için en uygun teşvik paketinden istifade
etmediği bilinen bir gerçek. Bunda, iş ve sosyal
güvenlik alanında yetişmiş danışman sayısının azlığı da
etkili oluyor.
Şu an yürürlükte olan teşvik uygulamalarını özetlersek;
n 5084 sayılı Kanun kapsamındaki illerde (49 il ve
Gökçeada ile Bozcaada) işveren payının yüzde 80'i veya
yüzde 100'ü Hazine'ce karşılanıyor. Bu teşvik paketi
normalde 2008 yılı sonunda bitecekken, başlanmış ve
tamamlanmamış yatırımlar için 2009 yılı sonuna kadar
uzatmaya gidildi.
SGK BORCUNA DiKKAT!
18-29 yaş arası gençleri, 18 yaşından büyük kadınları ve
özürlüleri işe alan işverenlerin sigorta primi işveren
payı, yüzde 100'den başlayıp, 5 yıl boyunca azalan
oranda işsizlik fonundan karşılanıyor. Bu teşviğin
süresi de yasal düzenleme ile bir yıl uzatıldı ve Temmuz
2010'a kadar işe alınan gençler ve kadınlar da teşvik
kapsamında.
5510 sayılı Kanun kapsamında, SGK'ya borcu olmayan tüm
işverenler 5 puanlık prim indiriminden yararlanıyor.
5746 sayılı Kanun kapsamında araştırma ve geliştirme
faaliyetleri destekleniyor. Bu amaca yönelik
çalıştırılan personelin sigorta primi işveren payının
yarısı 5 yıl boyunca Hazine'ce karşılanıyor.
5225 sayılı Kanunla, kültür yatırımlarına ve
girişimlerine sigorta primi işveren payı indirimi başta
olmak üzere yer tahsisinden enerji desteğine kadar pek
çok imkan tanınıyor.
HAZiNE DESTEĞi
Bu pakette sigorta primi işveren hissesinin, yatım
aşamasında 3 yılı aşmamak üzere yüzde 50'si, işletme
aşamasında da 7 yılı aşmamak üzere yüzde 25'i Hazine’ce
karşılanıyor. Diğer paketlere nazaran en az bilinen ve
başvurulan teşvik paketi bu. İşverenlerin, personel
hareketleri ile ilgili ciddi bir karar almadan önce
mutlaka, saydığımız teşvik paketlerinden gereğince
yararlanıp yararlanmadıklarını irdelemeleri gerekiyor.
2- ÜCRETTE İNDİRİME GİDEBİLİRSİNİZ: İşten çıkarma
kararından önce işverenlerin başvurabileceği bir başka
yol da ücrette indirim. Tabi bu indirimin
gerçekleşebilmesi için öncelikle çalışanın rıza
göstermesi gerekiyor.
SÖZLEŞME GEREKiYOR
Çalışan için, biraz daha düşük ücretle çalışmak, işsiz
kalmaktan daha iyi bir alternatif olabilir. Ancak
özellikle kıdemli çalışanlar için, ücrette indirim
yapıldıktan sonra muhtemel işten ayrılma durumunda,
kıdem tazminatının bu düşük ücretten hesaplanması riski
mevcut. Bu riski bertaraf etmek için işveren de kabul
ederse bir sözleşme yapılabilir.
3- KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ CAN ŞİMİDİ: İşveren olarak
personel ücretlerinde indirim yapılsa dahi ücretleri
ödemekte zorlanıyorsanız, bu kez imdadınıza kısa çalışma
ödeneği yetişecek. Geçtiğimiz ay kabul edilen 5838
sayılı Kanunla kısa çalışma ödeneği (KÇÖ)'ne son şekli
verilmiş oldu. Yapılan düzenleme ile 3 ay limitli olan
KÇÖ verilme süresi 2008- 2009 yıllarına has olarak 6 aya
çıkarılırken, ödeneğin miktarı da yüzde 50 artırıldı.
Yine bu iki yıla has olarak verilen KÇÖ, işsizlik
ödeneğinden düşülmeyecek.
iŞ-KUR’A MÜRACAAT
Çalışanlara KÇÖ verilebilmesi için işverenin İş-Kur'a
müracaat etmesi, müracaatın değerlendirilmesi ve Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından talebin uygun
görülmesi gerekiyor. Özellikle yapılan son düzenleme ile
KÇÖ, işverenler için işten çıkarma öncesi ciddi bir
alternatif haline geldi. Burada şunu da belirtelim ki
bir çalışan, işveren tarafından teklif edilen kısa
çalışma ödeneğini kabul etmek zorunda değil. Bu teklifi
kabul etmeyerek istifa eden kişi, kıdem tazminatına da
hak kazanır. KÇÖ'den, ancak işsizlik ödeneği almak için
şartları uygun olan çalışanlar yararlanabiliyor. Bugün
işsiz kalsa işsizlik ödeneği alamayacak olan çalışanlar,
isteseler de KÇÖ alamıyorlar.
4- ÜCRETSİZ İZİN: İşverenlerin, kriz dönemlerinde sık
sık başvurduğu tedbirlerden birisi de ücretsiz izin
uygulaması. Aslında İş Kanunumuzda piyasada uygulanmakta
olan ücretsiz izinle ilgili bir düzenleme yok. Yani
kanun işverene, işçilerini zorunlu olarak ücretsiz izne
gönderme hakkını vermiyor. Fakat çalışma ilişkisinde
güçlü taraf işveren olduğu için, çalışanlar işten
çıkarılmaktansa bir süre ücretsiz izne çıkmayı kabul
ediyor. Bir anlamda ölümü görüp hastalığa razı
oluyorlar.
PRiM ÖDENMiYOR
Ücretsiz izinde geçen süre için SGK'ya herhangi bir prim
ödenmiyor fakat prim belgesi ekinde ücretsiz izne dair
belgenin kuruma verilmesi gerekiyor. Çalışanlar,
işverenin ücretsiz izin teklifini kabul etmek zorunda
olmadığı için, bu teklife dayanarak işi bırakırlarsa
kıdem tazminatına da hak kazanmış olurlar.
Sadettin ORHAN
Bugün/22.04.2009 |