Akrabalar arası mal
satışlarında ince nokta
Parasal açıdan zor durumda kalan kişiler, ellerinde
bulunan malları paraya çevirerek sorunu çözme yolunu
tercih ederler. Bu noktada özellikle manevi değeri olan
veya ucuza gitme olasılığı bulunan mallarının aile
içinde kalması amacıyla yakın akrabalarına satma yolunu
seçerler.
İşte burada ince bir nokta var. Yakın akrabaya yapılan
bu satışlar, devlete borçlu olanlar veya izleyen
yıllarda borçlu duruma düşenler açısından ciddi sorunlar
yaratabilir. Gerçekten satış yapılmış ve bedeli tahsil
edilmiş olsa da bazı durumlarda bu satış geçersiz
sayılıyor ve satılan mallara el konulabiliyor.
AMCAYA, DAYIYA YAPILAN SATIŞ GEÇERSİZ SAYILABİLİR
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 28.
maddesine göre;
'Üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan
hısımlarıyle, eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece
dahil) sıhri hısımlar arasında yapılan ivazlı
tasarruflar' geçersiz sayılabiliyor.
Üçüncü dereceye kadar kan hısımları; dede-nine,
anne-baba, amca, dayı, teyze, hala, kardeşler, çocuk,
kardeş çocukları ve torunlardan oluşuyor.
Kayınpeder, kayınvalide, eşin kardeşleri (kayınbirader,
baldız, görümce) ise ikinci dereceye kadar sıhri hısım
sayılıyor. Ayrıca eşler arası satışlar da geçersiz
sayılabilecek işlemler arasında.
HANGİ DURUMDA SATIŞ İŞLEMİ GEÇERSİZ OLUR?
Satış işleminin geçersiz olması için devlete olan borcun
ödenmemiş olması ve kişinin mal varlığının borcu
karşılamaya yetersiz olması gerekiyor. İşte borcunu
ödeyemeyecek durumda olanların belirttiğimiz
akrabalarına yapmış olduğu satışlar geçersiz sayılıyor.
GEÇERSİZLİKTE SÜRE
Kuşkusuz, bütün satışlar geçersiz sayılmayacak. Geçersiz
sayılacak satışlarla ilgili süreler söz konusu. Borcun
ödeme süresinin başlamasından itibaren geriye doğru iki
yıl içinde yapılan satışlar ile ödeme süresi başladıktan
sonra yapılan satışlar da geçersiz sayılıyor.
BAĞIŞLAR DA GEÇERSİZ SAYILIYOR
Devlete borcunu ödeyemeyecek durumda olanların
akrabalarına yaptığı satışlar dışında, kişi ve kurumlara
yaptığı bağışlar da geçersiz sayılıyor. Bağışların
geçersizliğinde de aynı süre söz konusu.
AMAÇ NE?
Kanunda yer alan düzenlemenin temel amacı, kişilerin
bazı hileli davranışlara başvurarak devletin alacağını
tahsil etmesini zorlaştırmalarının önüne geçmek. Bu
bakımdan yerinde bir düzenleme. Ancak, özellikle
akrabalar arası gerçek satışlarda uygulamada sorunlar
yaratacağı kesin. Bizden söylemesi.
'Yabancıya gitmesin', 'aile içinde kalsın' mantığıyla
akrabalarının mallarına alıcı olanlar, aman dikkat.
AKLINIZDA BULUNSUN
Karşılıksız çekte bankanın sorumluluğu Bankalar,
süresinde ibraz edilen karşılıksız her çek yaprağı için
470 TL ödemek zorunda...
Hemen başvurun, emekli aylığınız şubat ayından
başlasın
23.01.2009 günü emekliliğe hak kazanıyorum. Emeklilik
dilekçemi takip eden ayda primimi yatırdıktan sonra mı
vereyim, günümü doldurduğumda mı? Emeklilik süresi
dilekçe verildiği zaman mı başlar? Ne kadar sürede sonuç
alınır? Salih Şahin
Emekli aylığınız, başvuru tarihinizi izleyen aybaşından
itibaren başlar. Bu nedenle hiç vakit kaybetmeden ocak
ayında başvurunuzu yapın ki, şubat ayından itibaren
emekli aylığına hak kazanın. İşlemlerin ne kadar
süreceği, farklı sosyal güvenlik kurumlarına (SSK,
Bağ-Kur) tabi veya farklı sigorta müdürlüklerinde işlem
gören işyerlerinde çalışıp çalışmadığınıza bağlı olarak
değişir. Ancak işlemler ne kadar sürerse sürsün,
birikmiş aylıklarınız toptan ödenir.
Yurtdışından parasını getirmeyenin ağzına acı biber
sürülsün
KRİZİN etkilerini azaltmak amacıyla geç de olsa bazı
önlemler alındı. Bunlardan birisi de 'varlık barışı'
olarak bilinen 5811 sayılı yasa. Vergi kaçakçılığının
sigortası olması bakımından eleştiriye açık olan yasa,
artan fon ihtiyacının karşılanabilmesi açısından
olumlu...
Ne var ki, yasa kapsamında başvuru neredeyse yok.
Nitekim Maliye Bakanı da bunu teyit ediyor. Sayın Bakan,
yasanın getirdiği güvenceleri açıkladıktan sonra 'Allah
aşkına getirin şu paraları' diye çağrıda bulunuyor.
Yasa kapsamında Türkiye'ye getirilebilecek yurtdışı
kaynakların hacmini tahmin etmek zor. Ancak mevduata
devlet güvencesi konusunda adım atılmadan yasadan
anlamlı sonuç beklenmesi hayal. Ekonomik olarak model
aldığımız ülkelerin tamamına yakınında bu yönde adım
atılmış durumda. Kiminde güvence sınırsız, kiminde çok
yüksek...
5811 sayılı Kanun'da, mevduata tanınan güvence konusunda
Bakanlar Kurulu'na yetki verildi. Ancak bu yetki,
şimdiye dek kullanılmadı. Ekonomide 'güven ortamı'
oluşturulmadan yurtdışından para gelmesi zor görünüyor.
Bu bakımdan, güven ortamını oluşturacak araçların zaman
geçirilmeden uygulamaya konulması gerekiyor. Aksi halde
rica edilse de, yalvarılsa da hatta ağzına acı biber
sürülse de sonuç almak zor. Bizden hatırlatması...
Metin Taş-Sezgin Özcan
Akşam/22.01.2009 |