2009'da elde edilecek kâr paylarında vergi
Bu yazımızda her yıl olduğu
gibi, tam mükellef gerçek kişilerin sermaye
şirketlerinden, bir başka deyişle anonim ve limited
şirketlerden elde ettikleri kâr paylarının
vergilendirilmesini ve vergilendirmede uygulanacak
istisnayı, 2009 yılında elde edilecek kâr payları
açısından irdelemeye çalışacağız.
Vergilendirme ve istisna uygulamasında en önemli konu,
şirketçe dağıtılan kârın hangi yıla ait kazançlardan
olduğu noktasında düğümlenmektedir.
2003 sonrasına ait kâr
payları
Gelir Vergisi Kanunu'nun 22/2. maddesine göre tam
mükellef kurumlardan elde edilen ve 75/2. maddesinin
1-3. bentlerinde yer alan kâr paylarının yarısı Gelir
Vergisi'nden istisna edilmiştir. Bu düzenlemelere göre
yarısı vergiden istisna olan kâr payları anonim
şirketlerde, hisse senedi veya ilmühaber sahiplerine,
menkul kıymete bağlanmamış çıplak pay sahiplerine,
kurucu senetlerine veya intifa senetlerine, yönetim
kurulu başkan ve üyelerine ödenen kâr paylarıdır.
Limited şirketlerde istisnadan yararlanacak kâr payları
ise ortaklara ödenen kâr payları ile organ sıfatını haiz
müdürlere ödenen kâr paylarıdır.
Söz konusu istisnaya tabi kâr payları, -kural olarak-
Gelir Vergisi Kanunu'nun 94/1-6. maddesine göre
dağıtımda Gelir Vergisi stopajına tabidir. Bu nedenle
istisna kapsamında elde edilecek bu kâr payları, stopaja
tabi tutulmuş şekilde elde edilecek kâr payları
olacaktır.
Stopaja tabi tutularak elde edilen gelirlerin
beyannameye aktarılmasında kural, bu gelirlerin brüt
olarak nazara alınmasıdır. Net gelir üzerinden
vergilendirme yapılmaz. Bu nedenle, kâr payı elde
edenlerin, istisna olan yarı tutarı hesaplamadan önce
elde ettikleri kâr paylarını brütleştirmeleri, sonra
yarısını alarak istisna ve vergiye tabi kalan tutarı
hesaplamaları gerekmektedir.
Söz konusu kâr paylarının istisna sonrası kalan
kısmının, Gelir Vergisi Kanunu'nun 86. maddesinde yazılı
beyan sınırını aşması halinde, yıllık beyanname ile
beyan olunması gerekmektedir. Bu sınır 2009 yılında elde
edilecek gelirler için 22.000- TL'dir. Bu sınır bir
beyan eşiği olduğundan, bu sınırın aşılması halinde kâr
payının, 22.000 TL'yi aşan kısmının değil, vergiye tabi
bölümünün tamamının beyan edilmesi gerekmektedir. Beyan
edilen kâr payları üzerinden hesaplanacak yıllık
vergiden ise stopajın yarısı değil, tamamı mahsup
edilecektir.
Kâr payının yıllık beyanname konusu olup olmayacağı,
ancak bu hesaplama ile mümkündür. Zira beyan sınırının
hesabında istisna kısım, nazara alınmaz.
Sınırın aşılması sebebiyle yıllık beyanname verilmesi ve
stopajın yıllık vergiden fazla olması halinde fazla
stopaj tutarı iade alınabilir. Ancak sınırın altında
kalınan hallerde yıllık beyanname vermek mümkün
olmadığından, stopaj fazlasını iade almak mümkün
değildir.
2003 öncesine ait kâr
payları
Dağıtılan kârın, 2002 ve öncesi vergiden istisna
kazançlardan olması veya kanunun geçici 61. maddesi
kapsamında stopaja tabi yatırım indirimi istisnasından
kaynaklanması durumunda, yukarıda aktardığımız istisna
uygulanmamaktadır. Zira bu kaynaklardan sağlanan
kazancın dağıtımı dolayısıyla elde edilen kâr paylarının
beyan kuralları, Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 62.
maddesinde farklı olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye
göre söz konusu kaynaklardan dağıtılan ve elde edilen
kâr paylarının net tutarının 1/9 fazlasının yarısı
vergiden istisna edilecektir. Dolayısıyla elde edilen
kâr payının beyan sınırını geçip geçmediği, bu şekilde
belirlenebilecektir. Sınırın aşılması dolayısıyla yıllık
beyannamede bu kapsamda bir kâr payı gelirinin yer
alması halinde, bu gelire tekabül eden yıllık vergiden,
beyan olunan kâr payı tutarının beşte biri indirilecek,
kalan vergi ödenecektir.
Kurumların 1998 sonrasına, ancak 2003 öncesine ait
istisna dışı kazançlarından yapacakları kâr
dağıtımlarında uygulama ise 2003 sonrası dönemlerle
ilgili açıklamalarımız doğrultusunda olacaktır.
1998 öncesine ait kâr
payları
Kurumların 1998 ve öncesine ait kârlarını dağıtmaları
halinde ise tam mükellef gerçek kişilerce elde edilen
kâr payları yıllık beyannameye dahil edilmeyecektir. Bu
kısma tekabül eden kâr payının tamamı, Gelir Vergisi'nin
konusu dışındadır.
Görüldüğü gibi sistem, pek basit değildir.
Bu belirlemelerin kâr payı elde edenlerce yapılması
olanağı, özellikle halka açık anonim şirket ortakları
için pek kolay değildir. Kâr dağıtımı yapan şirketlerin,
her şeyden önce dağıttıkları kâr paylarının kaynaklarını
belirlemeleri, kâr dağıtımı kararının alındığı genel
kurul kararında bunu belirtmeleri ve açıklamaları
zorunludur. Yoksa bu bilgiyi isteme yükü kâr payı elde
edenlere düşecektir. Aksi halde Gelir Vergisi Kanunu
karşısında sıkıntıya düşmek olasılığı yükselecektir.
Bumin Doğrusöz
Referans/22.01.2009 |