Vergide Anayasa
Mahkemesi kararları
Anayasa Mahkemesi 15 Ekim'de yaptığı toplantısında
vergi mevzuatında yer alan ve pek çok kişiyi
ilgilendiren bazı hükümleri iptal etti. Değerlendirmeye
geçmeden önce, iptal edilen hükümlere bir bakalım.
Anayasa Mahkemesi ilk olarak Gelir Vergisi Kanunu'nun
103. maddesinde yer alan ve 5479 sayılı kanunla değişik
(halen uygulanmakta olan) vergi tarifesinin son dilimini
ücretliler için iptal etti. Bu iptal kararına göre
ücretliler hiçbir zaman, ister bordro ile ister yıllık
beyanname ile vergilendirilsin, yüzde 35 oranında
vergilendirilemeyecek. Bilindiği gibi 5479 sayılı
kanunun bu maddesinin anayasaya aykırılığı CHP
milletvekilleri tarafından açılan iptal davasında ileri
sürülmüş, dilekçede, 5479 sayılı kanuna kadar
ücretlilerin ayrı tarifeye göre vergilendirildiği, bu
kanunla ayrımın kaldırıldığı, ücret dışı gelirlerin ilk
diliminde ücretlilerle eşitlik sağlamak amacı ile yüzde
5 indirim yapılmasına karşılık, ücretlilerin tabi olduğu
son dilimde eşit indirim yapılmadığı, böylece
ücretlilerin vergi yükünün artırıldığı ve maddenin
anayasanın 73/2. maddesine aykırı düştüğü ileri
sürülmüştü. Bu iptal kararı, kararın Resmi Gazete'de
yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecektir.
Anayasa Mahkemesi ikinci olarak Gelir Vergisi Kanunu'nun
geçici 69. maddesinde yer alan "sadece 2006, 2007 ve
2008 yıllarına ait" ibaresini iptal ederek kazanılmış
yatırım indiriminden yararlanma hakkını yok eden, hukuk
güvenliği ilkesine aykırı düzenlemeyi iptal etmiştir.
İstisnaya konu iktisadi kıymete ilişkin harcamaların
yapıldığı yılda başlanması ve indirilecek tutara
ulaşılıncaya kadar devam olunması biçimindeki yatırım
indirimi istisnası, bu istisnadan yararlanmaya zamanında
yürürlükteki mevzuata göre hak kazananlar, bu haklarına
böylece kavuşmuşlardır. Bu iptal kararı, kararın
yayınlanması ile birlikte yürürlüğe girecektir. Bu
aykırılık ilk olarak CHP milletvekilleri tarafından
açılan iptal davasında ileri sürülmüşse de daha sonra
pek çok mükellefin açtığı dava dolayısıyla da Anayasa
Mahkemesi'ne taşınmıştı.
Anayasa Mahkemesi bu kararı ile ayrıca 5479 sayılı
kanununun yatırım indirimi düzenlemesini 1.1.2006
tarihinde yürürlükten kaldıran düzenlemesini de iptal
etmiştir. Böylece yatırım indirimi istisnasının
yürürlükten kalkma tarihi 5479 sayılı kanunun yürürlük
tarihi olan 8.4.2006 tarihine taşınmıştır. Böylece
mükelleflerin 8.4.2006 tarihine kadar yapmış oldukları
ve Gelir Vergisi Kanunu'nun 19. maddesi kapsamında
bulunan yatırımları, 1.1.2006 tarihinden önce başlayan
yatırımlarla bir bütünlük oluşturmasa dahi yatırım
indiriminden yararlanır hale gelmiştir.
Anayasa Mahkemesi dördüncü olarak, Gelir Vergisi
Kanunu'nun geçici 67. maddesine 5227 sayılı kanunla
eklenen "dar mükellef gerçek kişi ve kurumlar için bu
oran yüzde 0 olarak uygulanır" hükmünü de iptal
etmiştir. Eşitlik ve hukuk ilkelerine aykırı düşen, dar
mükellef olmayı tam mükellef olmaktan daha avantajlı
hale getiren (bir yazımızda bu düzenlemeyi, tam
mükellefleri "enayi" konumuna düşürerek kişileri parayı
yurtdışından dolaştırarak hülle yapmaya teşvik eden bir
düzenleme olarak nitelendirmiştik) ve hatta Türkiye
Hazinesi'ne girmesi gerek vergiyi diğer ülkelerin
hazinesine nakleden düzenleme ayıklanmış oldu. Bu iptal
kararı da kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından 9 ay
sonra yürürlüğe girecektir.
Anayasa Mahkemesi beşinci olarak, Vergi Usul Kanunu'nun
114. maddesinde yer alan ve "vergi dairelerince matrah
takdiri için takdir komisyonuna müracaat edilen hallerde
takdir komisyonunda geçen sürede zamanaşımı sürelerinin
duracağına" ilişkin düzenlemeyi iptal etmiştir.
Bilindiği gibi takdir komisyonunda kararların çıkması
bazen 4-5 yılı bulabilmekte, bu sürede zamanaşımı süresi
çalımlamakla birlikte gecikme faizi mükellef aleyhine
çalışmakta idi. Takdir komisyonlarının hizmet kusuru
oluşturacak şekilde yetersiz oluşturulmasının sonucu
olan bu duruma Maliye idaresi de bu düzenleme
dolayısıyla eğilmemekteydi. Bu iptal kararından sonra,
takdir komisyonlarına da artık bir çekidüzen verilmesi
gerekecektir. Bu iptal kararı da kararın Resmi Gazete'de
yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecektir.
Anayasa Mahkemesi kararlarında kararın yürürlüğe giriş
tarihinin ileri bir tarih olarak belirlenmesi, bu
kararların görülmekte olan davalarda hemen uygulanmasına
engel değildir. Bu kararlar, özellikle yatırım indirimi
konusunda, görülmekte olan davalarda hemen
uygulanabilecektir. Zaten idari yargı anlayışı da
"mahkemelerin anayasaya aykırılığı sabit olmuş
hükümlerin kararlara esas olamayacağı" yönünde
gelişmiştir.
Referans okurları için bu kararların sürpriz olmaması
gerekir. Özellikle yatırım indirimi ve dar mükelleflerin
menkul sermaye iratlarındaki avantajlarının anayasaya
aykırılığını bu köşede defalarca yazdık. Hatta,
mükellefleri ileride çıkabilecek Anayasa Mahkemesi
kararlarından yararlanabilmek için dava açmaları
konusunda da defalarca uyardık. Benim dışımda, Hocam Dr.
Veysi SEVİĞ de köşesinde yazdı. Bu konulara bizim
dışımızda ısrarla değinen köşe yazarı Hakan UZELTURK de
oldu.
Önümüzdeki günlerde başka kararlar da çıkacak. Çünkü
mahkemenin gündeminde daha pek çok vergi düzenlemesi
var.
Buradan şu sonucu da çıkarıyorum: Düzenlemelere vergici
gözü ile bakmak başka hukukçu gözü ile bakmak başka. Ah
bir de tasarıları hazırlarken bu ayrımın farkına
varabilsek.
Şimdi ne olacak? Bu kararların mükelleflere etkisi nasıl
oluşacak? Bu da gelecek yazımızda.
Bumin Doğrusöz
Referans/19.10.2009 |